Davacı vekili *** tarihli sözleşmede; “***A.Ş. yönetimimiz tarafından daha önce aktif olarak işletilmiş olan (***Şti.) şirketimiz üzerinde uzun ve kısa vadelerde Standart - family - queen süit şeklinde taahhütlü devre tatil satışları yapıldığını, ***unvanlı şirketin ***tarihinden fesih edilmesi ile haklarını ***şirketi üzerinden artık kullanamayacak olan toplamı 1874 devre tatil üyelerinin ***Unvanlı şirketin eski faaliyet adresinde ***tarihi itibari ile yeni işletmeci olarak 49 yıl boyunca aktif bir şekilde faaliyet gösterecek olan ***. şirketine Revize Ek Devre Tatil Sözleşmesi şeklinde aktarılmaları konusunda mutabakata varıldığını, muhatap şirketin "( ***şirketi) ek revize şeklinde kendi şirketine aktaracağı tüm ***Otel devre tatil üyelerinin şirketimizin (Garantör ve kefilliği) altında olup, devre tatil üyelerimizin aktarılması konusunda muhatap şirket aleyhinde doğabilecek hukuki tüm sorumluluğu şimdiden kabul ve taahhüt ederiz.”...
Taraflar arasında devre satış sözleşmesi imzalamakla birlikte, kullanım başlangıcının 5.3.2003 tarihi olup dönem tarihinin ise 10. hafta olarak kararlaştırılması karşısında cayma süresinin ancak bu tarihte başlayacağının kabulü gerekir. Kaldı ki sözleşmenin 2. maddesinde, devre tatil sahibi üyenin 15 Şubat tarihine kadar P.......A.Ş. rezervasyon bölümüne ön rezervasyon yaptırmak için başvuracağı kararlaştırılmıştır. Bu kararlaştırmada, devre tatil hizmetinin 2004 yılının 10. haftasında davacıya teslim edileceğini göstermektedir. Ayrıca sözleşme düzenlenirken, devre tatilin kullanılacağı dönem olarak 10. hafta şeklinde açık ve net olmayan bir ifade kullanılmamalı, tatilin kullanılacağı dönem belli bir tarih olmalıdır. Bu durumda, dava açıldığı tarihte ve ihtarnamenin gönderildiği tarihte, sözleşme askıda olup, henüz davacının cayma hakkını kullanma süresi başlamamıştır....
Devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri ilk defa 7.11.2013 tarihli 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unda ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan ve 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK ile Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde genel olarak devre tatil sözleşmesi düzenlenmiş, ayni hakka dayalı sözleşmeler devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet veya hisseli gayrimenkul sözleşmesi olarak, şahsi hakka dayalı sözleşmeler ise, devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilmiştir. Nitekim ......
Mahkemece, davanın Kabulü ile, 15/12/2013 tarih 12848 sözleşme no'lu devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptali ile, Sözleşme nedeniyle verilen senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, senetlerin davacıya iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 15.12.2013 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Mahkemece, taraflar arasında 06/10/2013 tarihinde devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, sözleşme içeriğinden söz konusu sözleşmenin devre tatil satış sözleşmesi olduğu, cayma hakkına ilişkin sürenin tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak ve bu süre içerisinde sözleşmenin askıda olduğu, davacının sözleşme tanzim edildikten sonra hizmetin ifasından önce her zaman cayma hakkını kullanabileceği, kapıdan satışlara ilişkin uygulama usul ve esaslara ilişkin yönetmeliğin 6. Maddesine göre satıcı veya sağlayıcı sözleşmeyi tüketicinin imzalamayı ve sözleşme tarihi ile "sözleşmenin bir nüshasını elden aldım ve 7 gün içinde satıştan vazgeçme hakkının olduğu konusunda bilgilendirildim" ibaresini tüketicinin el yazısı ile yazması gerektiği, böyle bir ibarenin yazılı olmadığı ve süresinde cayma hakkının kullanıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
mülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve devre mülkün teslim edilmemesinden kaynaklı cezai şart istemiyle eldeki davayı açmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki (Tüketicinin açtığı) tatil szleşmesinden kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketten 14/03/2010 tarihinde... sıra numaralı Devre Tatil Üyelik Sözleşmesi ile 9.400,00 TL’ye devre tatil satın aldığını, bedelini aynı gün ... olmasına rağmen 24/03/2010 tarihinde ödenmek üzere borç senedi tanzim edildiğini, sözleşmeden dönmek istemesini davalı şirkete bildirmesine rağmen olumlu sonuç alamadığını, bu nedenle 9.400,00 TL bedelin, masraflarının reeskont faizinden hesaplanarak tarafına ödenmesini, varsa şahsını borç altına sokan kıymetli evrakın iptali ile tarafına iadesini ve satışın durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile 12.08.2012 tarihli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, toplamda 9.200,00 TL ödeme yaptığını, sözleşme nedeniyle bonolar imzaladığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek devremülk sözleşmesinin iptalini, imzaladığı bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve ödediği 9.200,00 TL nin iadesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı arasında 11.10.2014 tarihinde devre tatil sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, davalı taraf yakınları ile birlikte devre tatil sözleşmesine istinaden müvekkil şirket tesislerinde konakladığını ve hizmet aldığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararından anlaşıldığı üzere mahkeme yargıcı devre tatil sözleşmeleri ile devre mülk sözleşmelerini ayırt edemediğini ve somut olayımızda devre tatil sözleşmesi akdedilmesine rağmen devre mülk sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulamış olduğunu, yerel mahkemenin somut olayımızla hiç ilgisi olmamasına rağmen Kat Mülkiyeti Kanununun somut olaya uygulamış olduğunu, devre tatil sözleşmeleri mülk hakkı vermeyeceğini, devre tatil sözleşmeleri, tüketiciye yılın belli döneminde hizmet alma hakkı sağladığını, devre tatil sözleşmelerinin resmi şekilde yapılmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakta olduğunu, devre tatil sözleşmeleri adi yazılı şekilde yapılabileceğinin sabit olduğunu, devre tatil sözleşmesinin...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketin temsilcileri tarafından .... Devre Tatil tanıtımı amacıyla götürüldüğünü, hiç niyeti yokken psikolojik baskı yapılarak yılda yedi günlüğüne toplam 10.500 TL'lik Devre Mülk Sözleşmesi imzaladığını, sözleşme bedelinin tamamını ödediğini, 04/08/2015 tarihli cayma bildirimini davalıya gönderdiğini, bu güne kadar tatil hizmeti almadığını belirterek 23/05/2014 gün MİEMT949 sayılı Sözleşmenin feshine, ödemiş olduğu 10.500 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, tapunun davacıya devredildiğini ve fesih gerekçelerinin oluşmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir....