Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birinci ve ikinci paragrafta tespit edilip bütçelenen giderler, o yılın ilk ayı içinde devre tatil sahiplerinden tahsil edilir. Devre tatil sahibi bu şekilde tespit edilen işletme giderlerine itiraz ve katılmaktan imtina edemez." hükümleri getirilmiştir. Devre tatil hakkı sahiplerinin her yıl ödemeleri gereken işletme giderlerinin, işletme için yapılan hangi masraf kalemlerinden oluşacağı, sözleşme hükümlerinde açıklandığı gibi, işletme giderlerini belirleme hakkı ve yetkisi de davalı şirkete aittir. Yine de davalı şirketin istediği işletme giderlerini yapılmış olan sözleşmede belirtilen masraf kalemlerinden oluşması, yapılmayan masrafların ve sözleşmede belirtilmeyen masrafların işletme giderlerine dahil edilmemesi gerekir....

    Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaat ve taahhütler sonucu yanılarak baskı altında devre tatil sözleşmesini imzaladığını, sözleşme bedelinin büyük kısmını ödediğini, cayma bildiriminde bulunduğunu belirterek, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalılar ise dolandırma, aldatma ve yanıltma kastının olmadığını, davacının kendi hür iradesiyle sözleşmeyi imzaladığını, cayma hakkının da süresinde kullanılmadığını savunmuştur. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış 2012/19749-29938 olup, davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu davalıya ait tesiste, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız bulunduğu bir sırada imzalamış olduğu 26.10.2009 tarihli sözleşmenin...

      Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile tatil bedellerine ilişkin isteğin reddine, devre tatil sözleşmelerinin feshine, sözleşme bedellerinin denkleştirici adalete göre ulaştığı tazminattan 1.000 TL.nin dava, 41.640 TL.nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacının.. kapı nolu 15.dönem için 10.07.1990 tarihinde imzaladığı devre tatil sözleşmesi ile sözleşme bedelinden , 9.800.000 TL.nin peşin ve bakiyesi 4.800.000 TL.nin 30 ayda ödeneceğinin, E bölgesi 175 kapı nolu , 8.dönem için 27.7.1991 tarihinde imzaladığı devre tatil sözleşmesi ile sözleşme bedeli 20.000.000 TL.nin peşin .......ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır....

        Şti. arasında düzenlenen 09/08/2014 tarihli İD 04426 sözleşme nolu Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin ve bu sözleşmenin bazı maddelerinin değiştirilerek yeniden düzenlenen 10/05/2015 tarihli İD 104426 sözleşme nolu Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesi başlıklı sözleşmelerinin tüm hüküm ve sonuçları ile geçersizliğine, 16.450,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 09.08.2014 tarihli ve talil edilen 10.05.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....

          Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, ayıplı hizmet verildiğine ilişkin delil de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 2010/14242-2011/12955 Davacı, ailesi ile tatile çıktığı dönemde kuşadasında bir otelde şov amaçlı gösterimden sonra ,davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 04.06.2003 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ... olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Davacı ile davalı arasında imzalanan devre tatil sözleşmesinde devre tatile konu tesisin 145-146 parsel üzerinde bitmiş, 154 parsel üzerinde yapımı bitmiş tesis olduğu açıklanmıştır....

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen harici devre mülk sözleşmesinin iptali, davacı tarafından davalıya yapılan ödemelerin tahsiline karar verilmesi isteminden ibarettir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasına 06.10.2013 tarihli 10713 nolu devre mülk satış vaadi sözleşmesinin sözleşmesinin imzalandığı söz konusu sözleşme incelendiğinde tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır....

            -Euro bedelli olarak RCI avantajlı devre tatil sözleşmesini imzaladıklarını, bu sözleşmenin 31/12/2023 tarihine kadar geçerli olduğunu, davalı şirketin 2013 yılı sonunda devre tatil üyelerinin tüm hak ve sorumluluklarını Dedeman Hotels'den devir aldığını, bu devir işleminden sonra sadece 2014 yılında davalı şirketin Barut Laro Otelinde devre tatil yaptıklarını, 2015 ve 2016 yıllarında şartların ağırlaştırılması nedeniyle tatillerini yapamadıklarını, davalı firmanın sözleşmeye aykırı olacak davranışlarda bulunduğunu, sözleşmeyi ihlal ettiğini beyan ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin tespit edilmesini, 2015 ile 2023 yılları arasındaki kullandırılmayan tatil haklarının bedellerinin taraflarına ödenmesini talep ve dava etmiştir. DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Dava dilekçesinin davalıya tebliğinin usulsüz olduğunu bildirerek, öncelikle davacılar ile davalı şirket arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, dava dilekçesinde de belirtildiği şekilde Dedeman A.Ş....

            GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında 21/01/2019 tarihinde hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkile, davalı şirkete ait tesislerde 15- 22 Eylül tarihleri arasında bir hafta tatil yapma imkanı sağlanmış olup içerik olarak bu sözleşme bir devre tatil sözleşmesi olduğunu, ayrıca bu sözleşme ile davalı şirket, müvekkiline Yalova ili , Termal ilçesi , killi orman mevkii 424 ada , 23,25,26,ve 27 parsellerden birinin üzerine kurulu bağımsız bölümlerden birinin 7/3650 hissesinin satışını da taahhüt ettiğini, Fakat taahhüt edilen devre tatil hakkının bu bağımsız bölümde kullanılıp kullanılmayacağı belli olmadığı gibi , bahsi edilen bağımsız bölümlerin inşaatları da henüz tamamlanmadığını, öte yandan sözleşmede devri yapılacak gayrimenkul hissesi de net olarak belirlenmemiş ve "4 parselden biri üzerinde" denilmek suretiyle muğlak bırakıldığını, müvekkilinden sözleşmenin imza tarihi olan 21.01.2019...

            Bu anlamda dosya kapsamında davacı tarafa verilen 15.10.2013 tarihli ibraname, davacı tarafça imzalanan devre tatil sözleşmesi ve senetler değerlendirildiğinde takip konusu yapılan senetlerin taraflar arasından imzalanan 19.08.2011 tarihli devre tatil sözleşmesine ilişkin olduğu, taraflar arasında başkaca bir ilişkinin olmadığı ve verilen ibranamede de bedelleri ve vade tarihleri aynı olan senetlerin yer aldığı, yalnızca tanzim tarihlerinin birer ay sonrası olarak belirtildiği değerlendiğinde davacının davalı şirkete sözleşme nedeniyle borcu olmadığı anlaşılmaktadır. Buna rağmen davalı şirketçe takip yapılması sonucunda davacı tarafın sözleşmenin devamını istemesi hayatın olağan akışına aykırıdır....

              İlçesinde kain 1 adet devre-mülkün devri hususunda davalı ile imzalanan sözleşme kapsamında müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen davalı şirket tarafından tapuda devir yapılmadığını ileri sürerek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiş, 19/02/2020 havale tarihli dilekçe ile de davasını ıslah ederek öncelikle tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, tapu kaydının iptali ve tesciline karar verilememesi durumunda 6500,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının talebi satın aldığını iddia ettiği devre mülkün adına tapuya tesciline, bu olmadığı takdirde bedelinin kendisine verilmesine ilişkin olduğundan, mahkemece, öncelikle davacının tapu iptal ve tescil davasının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Tapu iptal ve tecsil davası ise kayıt kabul davası niteliğinde değildir....

                UYAP Entegrasyonu