Davacı, eğlence bahanesi ile davalı firma elemanlarının, hediye tatil kazandığından bahisle düzenlemiş oldukları tanıtım toplantısı sonucunda 13.08.2005 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını, yapı kullanım izin belgesi olmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, sözleşme nedeniyle verilmiş olan bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını, tatil hakkından faydalandığını, süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunmuştur. Davacı ile davalı arasında imzalanan devre tatil sözleşmesine konu tesise ait olduğu bildirilen benzer dosyalara ibraz edilen ......
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı müvekkili şirketin Türkiye'nin devre tatil sektöründe önde gelen on yılı aşkın süredir hizmet veren bir şirket olduğunu, davalı borçlu ile müvekkili şirket arasında 13/07/2000 tarihinde 99 yıl süreli devre tatil sözleşmesi imzalandığını, davacı ile davalı arasında imzalanan geçerli ve hala devam eden bir devre tatil sözleşmesi olduğunu, davalı borçlu bu sözleşme gereği yıllık bakım aidatını ödemekle yükümlü olduğu bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen borçlu davalı için davaya konu takibi açma zorunluluğunun doğduğunu, davalının bakım aidat borcundan kurtulmak için hakkında yapılan takibe itiraz ettiğini, sözleşmenin imzalandığı günden bu yana devre tatil tesisi üyenin kullanımına hazır tutulduğunu, davalının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini sözleşmenin her iki tarafından özgür iradeleri ile imzalandığını, dava konusu aidatın müvekkili şirketçe devre tatil tesisinin bakımı korunması ve üyelere çeşitli hizmetlerin sunulabilmesi için...
bir devre mülk sözleşmesi olmadığını, akdedilen sözleşme bir karma sözleşme olup sahibine ayni hak da tanıyan bir devre tatil sözleşmesi olduğunu, davacının sözleşmedeki haklarını fiilen kullanma olanağı bulunup bulunmadığını tespit etmek için öncelikle sözleşme hükümlerine bakmak gerekeceğini, fiilen kullanım varsayıma dayalı olarak değil, otelcilik ve turizm konusunda uzman bilirkişiler tarafından sözleşme ve ekleri gözetilmek ve mahallinde keşif yapılmak suretiyle tespit edilebileceğini, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddi ile talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalı şirket ile 25.05.2012 tarihli tatil köyü devre tatil üyelik sözleşmesi imzaladığını, 134-B nolu ünitenin 46-47.haftaları kırmızı döneminin 20 yıllığına kiraladığını, sözleşme gereği 200,00 TL’yi peşin olarak sözleşmenin kurulması sırasında ödediğini, 8.400,00 TL tutarlı bono imzaladığını, sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce bakanlıkça belirlenen tüketici haklarına dair form verilmediğini, cayma süresi dolmadan bono düzenlenmek suretiyle kendisinin borç altına sokulduğunu, kendisine devre mülk olarak pazarlanan yerin devre tatili olduğunu anlaması ve tüketicinin haklarının gereği gibi anlatılmaması üzerine gün ve 13079 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshini bildirdiğini, yine davalı tarafından aleyhine sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle takip konusu bononun karşılıksız kaldığını belirterek; 2014/9709 esas nolu dosyasındaki takibe konu 8.400,00 TL bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine,...
KARAR Davacı, 06/11/2008 tarihinde davalıdan devre mülk satın aldığını 950 TL ödeme yaptığını, tatil hakkını hiç kullanmadığını, davalının kendisine herhangi bir uyarıda bulunmadan kambiyo senedine özgü takip başlattığını ileri sürerek sözleşmenin iptaline, ödediği 950 TL’ nin iadesine ve icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı duruşmalara katılmamış davaya cevap vermemiştir. Mahkeme davanın kısmen kabulüne davacı ve davalı arasında tanzim olunan 06/11/2008 tarih ve 1048 no.lu satış sözleşmesinin iptaline, davacının bugüne kadar yapmış olduğu 200 TL ödemenin iadesine, davacının kambiyo senedine ilişkin icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin istirdadına ve borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava taraflar arasında düzenlenen devre tatil sözleşmesinin iptali ve satış bedeli olarak verilen bononun iptali ve yine yapılan kısmi ödemelerin istirdadına ilişkindir....
KARAR Davacılar, davalı .... ile 29.12.1994 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince 31.12.2026 tarihine kadar Turtel ... Tatil Köyünde, her yılın 36. ve 37. haftalarında H 18/21 no’lu odalarda kalma ve tatil köyünün olanaklarından yararlanma hakkına sahip olduklarını, tatil köyünün sözleşme tarihinden sonra davalı ... ve Otelcilik A.Ş.’ne ve daha sonra da...San. ve Tic. A.Ş.’ne devredildiğini, 2004 yılına kadar sorunsuz olarak kullandıklarını ancak 2004 yılında tatil haklarının kullandırılmadığını, kullandırılması için 3.9.2004 tarihinde çektikleri ihtara da cevap verilmediğini, davalıların yasa dışı uygulamaları nedeni ile devre tatil haklarının ellerinden alınması nedeni ile sözleşme sonuna kadar tatil yapılabilecek tutar kadar zarara uğradıklarını ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak, H.18 nolu stüdyo daire için 23.800 TL. Ve H. 21 nolu stüdyo daire için 32.200 TL....
tatile konu yeri kullanmaması için müvekkili şirket kaynaklı hiçbir engelin bulunmadığını, her yıl alıcıların adresine katalog göndererek o yıl kullanım şartları hakkında bilgi verildiğini, davacının sözleşme tarihinde adresinin Diyarbakır iken dava tarihindeki adresinin İzmir olduğunu, yeni adresini davalı şirkete bildirmediğini, sözleşme uyarınca yıllık gider payı ödenmeden devre tatil hakkının kullanılamayacağını, RCI (Resorts Condominiums International) değişim programı üyesi olan diğer tesislerde aynı süre boyunca konaklamak üzere tatil değişimi olanağı tanıyan bir sistem olduğunu, devre tatil hakkı sahiplerinin bu hakka sahip olduğunu, davacının devre tatil hakkını kullanamadığı için başka devre tatil sözleşmeleri de imzalamaktan mahrum kaldığı beyanını anlayabilmenin mümkün olmadığını, davacının cayma hakkı olduğunu kabul etmemekle birlikte olduğu varsayılsa dahi bu hakkını noter aracılığıyla davacı şirkete yönelmemiş olduğunu, dava konusu mülk üzerinden ticari kazanç elde edilmesinin...
KARAR Davacı, davalı ile 28.05.2014 tarih ve ....01.7098078 numaralı devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 17.432,62 Euro nakit ödeme yaptığını, ancak devre tatil sözleşmesine konu tesisten hiç faydalanmadığını belirterek devre tatil sözleşmesinin iptalini ve sözleşme nedeniyle ödenen 17.432,62 Euro nun yasal faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın KABULÜNE; 28/05/2014 tarih MLDV. 01.7098078 sözleşme numaralı kira sözleşmesi başlıklı tarafları ... ......
KARAR Davacı, davalı ile imzalanan devre tatil sözleşmesi gereğince, ... İlçesi, ... mevkiinde bulunan 911 ve 1139 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ... Tatil Sitesinde A bölgesinde bulunan 44 kapı nolu evin 2 nolu döneminin devre tatil hakkına sahip olduğunu, davalının sözleşmenin 12....
Tüketici Mahkemesi, 2016/1950 E. 2017/1210 K. 24.05.2017 T.) davacıya sözleşmeye konu tapunun devri gerçekleştirildiğine göre, müstakar Yargıtay kararlarına göre davaya konu sözleşme de geçerli ve tarafları bağlayıcı nitelikte olduğunu, sözleşme geçerli olduğuna göre şartları oluşmayan surette Tapu Müdürlüğünde yapılan devre ilişkin cayma hakkı kullanılamayacağını, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Devre Tatil Yönetmeliği yeniden değiştiğini, değişikliklere kadarki tüm uygulamalara ve tecrübelere nazaran yasa koyucu ısrarla ve yine gerek kanunda, gerekse yönetmelikte, cayma hakkı süresinin sözleşme tarihinden itibaren başlayacağını düzenlendiğini, davacının haksız ve kötüniyetli iddialarına karşılık Devre tatil ve Uzun Süreli Tatil Sözleşmeleri Yönetmeliği 10....