Mahkemece sözleşmenin feshi nedeniyle davacının ileriye yönelik kullanamayacağı yıllar için uzman bilirkişi tarafından devre tatil hakkının tanındığı tatil köyü ile aynı düzeyde başka bir tatil yerinde sözleşmede tanınan haklar çerçevesinde tatil yapmanın getireceği masraflar hesap edilerek bulunan miktarın ödetilmesine karar verilmişse de, tarafların sözleşme bedelini döviz üzerinden kararlaştırmış oldukları ve böylece ilerde olabilecek bir fesih durumunda Türk Lirasının enflasyonist etkenler nedeniyle değer kaybetme olasılığına karşı tedbir almayı hedefledikleri, nitekim sözleşmenin kurulduğu döviz cinsinden para biriminin sözleşme tarihinden bu yana Türk Lirası karşısında değer kazanmış olduğu da gözönüne alındığında, her bir sözleşme yönünden ayrı ayrı olmak üzere, devre tatil için ödenen tüm sözleşme bedelinin, sözleşme süresi içindeki tatil hakkının kullanılamadığı zamana isabet eden kısmı oranında tazminat miktarının belirlenmesi, olayın ve devre tatil sözleşmelerinin tipik özelliklerine...
KARAR Davacı, davalı ile "Emet Thermal Resort Devre Tatil Sözleşmesi " imzaladığını,sözleşmeyi tesiste baskı altında imzaladığını, 100.00 TL ödediğini, 47 adet senet düzenleyerek verdiğini ileri sürerek sözleşme ve senetlerin iptaline ödediği bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin tesiste imzalandığını,kapıdan satış gibi değerlendirilemeyeceğini, davacının cayma hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı şirket ise kapıdan satış yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını ve cayma hakkının bulunmadığını savunmuştur....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
KARAR Davacı, davalı .. ile 22.12.2013 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 99 yıllık kira bedeli olan 4.200 Euroyu davalıya ödediğini, dava konusu tesiste yapı kullanma izni olmadığını, davalının fatura kesmediğini, yer teslimi ve anahtar tesliminin yapılmadığını ileri sürerek, geçmiş 8 yıllık bedelin düşülerek 91 yıllık kira bedeli karşılığı peşin ödediği 3.860 Euronun faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının aynı devre tatil sözleşmesinin feshine dair açtığı davanın reddedildiğini, ret kararının Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tarafından onandığını, kesin hüküm bulunduğunu, sözleşmeden 9 yıl sonra dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacı iddialarının feshi gerektirecek nitelikte olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....
A.Ş. arasındaki devre tatil sözleşmesinin tarafı olmadıklarını, 1999 yılında ... Tatil Köyünü kiraladıktan sonra devre tatil ... sahiplerine aynı hizmeti vermeye devam ettiklerini, 8.7.2003 tarihinde ise adı geçen yerin üst hakkını da alarak “Clup ... ...” adlı beş yıldızlı otel hizmetine geçtiklerini, bu sistemin devre tatil ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, taraflar arasındaki devre tatil sözleşmelerinin feshine, davacının yararlanamadığı 2004 yılı devre tatil bedeli olan 4.244.00 YTL ile dava tarihinden sözleşme süreleri sonuna yılına kadar devre tatil bedeli olan 30.158.15 YTL’nin reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı ......
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 16.11.2011 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, davalının sözleşmede belirtilen işyeri adresi olduğundan davacının, hediye tatil kazandığı belirtilerek davet üzerine gitmiş olduğu otelde, daha önceden düşünmediği ve devre tatil satın almak için de gitmediği halde, yapılan tanıtımlar üzerine hazırlıksız...
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile borçlu olmadığının tespiti, sözleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....
GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olup MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar....
uygulanmasında, devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet, hisseli gayrimenkul satışı ve benzeri isimler altında yapılan ve tapu tesciline konu edilen satışlara ilişkin sözleşmeler, bir yıldan uzun süre için kurulması ve tüketiciye bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanıması halinde devre tatil sözleşmesi olarak kabul edilir" dendiğini, taraflar arasında yapılan Devremülk Satış Vaadi Sözleşmesinin müvekkili bakımından bir yıldan uzun süre için kurulmuş ve bu süre zarfında birden fazla dönem için bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı tanınmış olması dolayısıyla, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve 14.01.2015 tarih ve 29236 sayılı Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği gereğince devre tatil sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiğini, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 50/2 maddesinde “Devre tatil sözleşmeleri ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni bir hak olması...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tüketici tarafından açılan devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....