Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. ile 30 yıl süreli, 14.7.1995-31.12.2024 tarihleri arasında kullanılmak üzere 14.7.1995 tarihli devre tatil sözleşmesi düzenlendiğini, satış bedeli olan 14.427 DM ödediğini ve 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını kullandığını,tesisin işletmesinin 1999 yılında diğer davalı ... AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini,bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde,8.7.2003 tarihinde tesisin bulunduğu taşınmazın üst hakkını,önceki üst ... sahibi olan ... AŞ.’nin ......

    KARAR Davacı, davalı ile 24.07.2005 tarihinde devre tatil sözleşmesi yapıldığını, davalının yıllık bakım aidatının ödenmediğini tahsili için yapılan takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki sözleşmede, devre tatil sahiplerinin devre tatil ve ana taşınmazın genel giderlerinin karşılanması için takvim yılı içinde bakım aidatını ödemekle yükümlü olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, alacağın dayanağını teşkil eden 24/07/2005 tarihli devre tatil sözleşmesinin ayrılmaz parçası olduğu belirtilen yönetmelik 14. Maddede '' ödemeyi yapmayan devre tatil sahibinin devre tatilden istifade hakkı ödemezlik defi sonucu engellenir....

      KARAR Davacı, davalı ...Ş. ile 1991 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmeleri gereğince 2020 tarihine kadar devre tatil hakkını E-78 nolu dairede 31. Ve 32. Haftada kullanmak üzere , bedelini ödeyerek satın aldıklarını ve 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını kullandığını, tesisin işletmesinin 2000 yılında diğer davalı ... AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 8.7.2003 tarihinde tesisin bulunduğu taşınmazın üst hakkını, önceki üst hakkı sahibi olan ....’nin ... ile yaptığı kira sözleşmesi şerhleri ile devraldığını ve 5.yıldızlı tatil köyü haline getirdiğini, kira sözleşmesi süresince devre tatil hakkını kullandırdığını ancak 2004 yılında tatil haklarının kullandırılmadığını, öncelikle devre tatil haklarının sözleşmede yazılı koşullarla süresi sonuna kadar devam ettiğinin tesbiti ile kullandırılmayan dönem için 3000 TL. Maddi ve 5.000 TL....

        Nitekim TBMM Devre Mülk ve Devre Tatil Sektörlerinde Yaşanan Mağduriyet İddialarının Araştırılması ve Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonunun 08.01.2019 tarihli tutanaklarına göre de (www.tbmm.gov.tr /develop/owa/ komisyon_tutanakları), komisyonda görüş bildiren yetkililer devre tatil sözleşmesinin şahsi hak olarak nitelendirilebilecek olanlarının devre tatil sistemleri, diğerlerinin de ayni hak tanıyan, kişiye mülkiyet hakkı tanıyan ve onun üzerinde sınırsız tasarruf imkânı veren devre mülk sistemleri olarak iki ana gruba ayrıldığını, devre mülk sistemlerinin de kendi içerisinde devre mülk, ya da müşterek mülkiyet payına bağlı olarak paylı sistem, dönem mülk veya hisseli gayrimenkul olarak tanımlandığını açıklamışlardır. 6502 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasında devre tatil sözleşmesinin tanımı yapıldıktan sonra ikinci fıkrada devre tatil sözleşmesi ile sağlanan hakkın şahsi veya ayni hak olmasının bu maddenin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiştir...

        Taraflar arasında 27.6.2002 tarihli devre tatil sözleşmesinin düzenlendiği, davacının 30.1.2004 tarihli ihtarname ile cayma hakkını kullandığı ve bu tarihten sonra davalıya hiçbir ödeme yapmadığı, dosyadaki delillerden anlaşılmış olup, davacı sözleşmenin iptali talepli bu davayı açmıştır. Davalı sağlayıcı, cayma bildirimi belgesini sözleşme tarihinde davacıya vermiştir. Devre Tatil sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları hakkında yönetmeliğin 6.maddesi gereğince devre tatil sözleşmelerinde cayma süresi on gündür. Bu süre hizmet ediminin tüketiciye ifa edildiği tarihte işlemeye başlayacaktır. Davacının devre tatil hakkını kullanmadığı sabit olduğuna göre, bu süre henüz işlemeye başlamamıştır ve sözleşme bu süre içerisinde askıdadır. Davacının cayma bildirimi süresindedir. Mahkemece, davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde sözleşmenin benimsendiği gerekçesiyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki devre tatil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile arasında devre tatil sözleşmesi bulunduğunu ancak tatil hakkını kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin iptali ile ödediği 400 Eüro'nun ve diğer senetlerin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı Şirket arasında 28.7.2006 tarihli devre tatil sözleşmesi bulunmaktadır....

            A.Ş. ile imzalamış olduğu, 31.12.2025 yılına kadar geçerli olan devre tatil sözleşmesi gereğince, ....Tatil Köyünün D-66-68 nolu ünitesinde her yılın 32-33. haftasında tatil hakkını kullanmakta iken, devre tatil köyü işletmesinin 1999 yılında diğer davalı ... Turizm A.Ş.’ne devredildiğini, anılan şirketin 2003 yılına kadar sözleşme şartlarına uyduğunu, ancak 2004 yılında devre tatil hakkını kullanmak üzere tatil köyüne gittiğinde içeri alınmadığını belirterek, manevi tazminat ile, tatil hakkını kullanamadığı 2004 yılı için maddi tazminat ile muarazanın giderilmesi istemi ile eldeki davayı açmıştır....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/09/2019 NUMARASI : 2019/480 ESAS - 2019/1060 KARAR DAVA KONUSU : Devre Tatil Sözleşmesin KARAR : İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-karşı davalı vekilinin 24/04/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında Abantbey Yayla Tatil Köyünde bulunan ve dava dilekçesinde ada ve parsel numarası ile sözleşme kullanım devresi belirtilen taşınmaz yönünden Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme konusu devre tatil bedelini ödediğini ancak davalı şirketin sözleşme gereğince projede değişiklik yaparak sözleşme konusu taşınmazın bulunduğu tatil köyünde yapımını edim olarak üstlendiği bir kısım evleri...

              K A R A R Davacı, davalı ...Ş. ile 30.10.1996 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmesi gereğince 31.12.2026 tarihine kadar devre tatil hakkını ve ... tatil köyündeki B27-28 nolu suit daireyi her yılın 38.haftasında kullanmak üzere satın aldığını devre tatil hakkını kullandığı tatil köyünün davalı satıcı ... A.Ş’den davalı ... A.Ş’nin mülkiyetine geçtiğini, bu davalının da diğer davalılar ... A.Ş ve bünyesinde kurulan ... A.Ş’ye devrettiğini, ... işleticilerin yıllık bakım aidat bedellerini talep etmeleri üzerine bedellerini yatırarak kullandığını, ancak 2004 yılı tatil hakkının, kullandırılmadığını, davalılara çektiği ihtardan sonuç alamadığını, ileri sürerek Sözleşmenin feshi ile haksız fesih nedeniyle kullanamadığı 22 yıllık devre tatil hakkı bedelinin tespiti ile 64.400 YTL’nin tahsilini istemiştir. Davalı ... Turizm İşletmeleri A.Ş, tesisin icra yoluyla satışı sonucu kendileri ile ilgisinin kalmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, davalı ...Ş, ......

                KARAR Davacı, davalı ile yaptıkları 13.9.1991 tarihli sözleşmeye göre, Manavgat İlçesi, ... mevkiinde bulunan 911 ve 1139 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki petrokent tatil sitesinde E bölgesi 159 kapı nolu evin 14.5-28.5 dönemini kapsayan devre tatil hakkına sahip olduğunu, 14.2.2005 tarihli yazı ile davalının yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye 11.557.000.000 TL. harcama yaptığını ve bundan devre tatil hakkı sahiplerinin paylarına düşen kısmın ödenmesini istediğini, sözleşmeye göre devre tatil hakkı sahiplerinden devre tatil servis bedeli istenebileceğini, davalının belirlediği devre servis bedelini de ödediklerini, kapasite artırma ve ek gelir sağlamayı amaçlayan otel, havuz gibi harcamaların kendilerinden istenemeyeceğini, bunun 4077 sayılı yasa ve yönetmelik hükümlerine, hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu bildirip, davalıya yenileme katkı payı adı altında ödeme yapılmaması gerektiğinin tespitiyle yaratılan muarazanın menine ve borçlu olmadığının tesbitine...

                  UYAP Entegrasyonu