WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AŞ. ile Tatil Sertifikası Sözleşmesi imzaladığını, sözleşme gereğince 31.12.2020 ve 31.12.2022 tarihine kadar her yılın 32. ve 33. haftası için ... Tatil Köyündeki E.88-90 ve E.01-02 nolu üniteleri kullanma hakkını kazandığını, 1999 yılında davalı ... AŞ.nin işletmeyi davalı ... AŞ.’ye devrettiğini, 2004 yılında tatil hakkını kullanmak üzere tesislere gittiğinde içeri alınmadığını, bu nedenle tatil yapamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere tatil sözleşmesi gereği kazanılmış olan devre tatil haklarının hükmen tespiti ile davalılarca 2004 yılında kullandırılmayan devre tatil hakları için şimdilik 9.600.00.TL maddi tazminat ve 15.000.00.TL manevi tazminat alacağının haksız fiil tarihi olan 01.09.2004 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..... ile diğer davalı ... İnş.San.Tic.A.Ş. davanın reddini dilemişlerdir....

    A.Ş. arasındaki devre tatil sözleşmesinin tarafı olmadıklarını, 1999 yılında ... Tatil Köyünü kiraladıktan sonra devre tatil ... sahiplerine aynı hizmeti vermeye devam ettiklerini, 8.7.2003 tarihinde ise adı geçen yerin üst hakkını da alarak “... Sorgun” adlı beş yıldızlı otel hizmetine geçtiklerini, bu sistemin devre tatil ile bağdaşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir....

      Tur.İnş.Tar.San.Tic.Aş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir 2-Davacı, davalı şirket ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödemiş olduğu bedelin iadesi ve sözleşme kapsamında imzalanan senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme, devre mülk sözleşmesi olarak nitelendirilip, resmi şekilde yapılmadığı gerekçesi ile sözleşmenin geçersiz olduğu değerlendirilerek sonuca gidilmiştir. Oysa ki taraflar arasındaki sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır....

        K A R A R Davacılar, davalı ile devre tatil sözleşmesi yaptıklarını, davalının edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, ödedikleri 16.847 YTL'nin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir 1-Taraflar arasında 10.8.1996 tarihli devre tatil sözleşmesi yapılmış olup, davacı davalı şirketin edimini yerine getirmemesi nedeniyle, sözleşmenin feshi ve ödenen paranın tahsili talepli bu davayı açmıştır. 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 6/B maddesinde, devre tatil sözleşmesi düzenlenmiştir. Aynı yasanın 23/1 maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilaflara Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bu durumda davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir....

          tatil kullanım sözleşmesi oluğu düşünüldüğünde, bu sözleşmenin sonsuz süreli olması hayatın olağan akışına da açıkça aykırı olduğunu, zira devre tatil ilişkisi sürekli borç doğuran bir ilişki olup, devre tatil sözleşmesi de niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğunu, 99 yıl süreli bir sözleşme olmasından ve bu 99 yıl boyunca müvekkil şirketin her bir devre sahibine, sözleşmeyle edindikleri yıllık devre tatil süresince tatil yerini kullanmaya, ondan yararlanmaya elverişli bir biçimde tutma yükümlülüğünden doğduğunu, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarına göre de, "iktisadi hürriyeti kabul edilmez derecede sınırlayan bir akdin de ahlaka ve adaba aykırılığı kuşkusuzdur." hiç bir sözleşme sonsuz süreli olarak akdedilemeyeceğini, bu durum anayasanın eşitlik ilkesine ve Türk Borçlar Kanununda belirtilmiş olan sözleşme ilkelerine, silahların eşitliği ilkesine, hakkaniyete uygunluk ilkesine açıkça aykırı olduğunu, bu durumda, devre tatil sözleşmesi, sözleşme süresinin uzunluğu...

          tatil sözleşmeleri için kanunda sözleşmenin süresi konusunda herhangi bir alt veya üst sınır getirilmediğini, fakat bu durumda dahi sözleşmenin sonsuz süreli bir sözleşme olmasının beklenmesi abesle iştigal olduğunu, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme bir devre tatil kullanım sözleşmesi oluğu düşünüldüğünde, bu sözleşmenin sonsuz süreli olması hayatın olağan akışına da açıkça aykırı olduğunu, zira devre tatil ilişkisi sürekli borç doğuran bir ilişki olup, devre tatil sözleşmesi de niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğunu, 99 yıl süreli bir sözleşme olmasından ve bu 99 yıl boyunca müvekkil şirketin her bir devre sahibine, sözleşmeyle edindikleri yıllık devre tatil süresince tatil yerini kullanmaya, ondan yararlanmaya elverişli bir biçimde tutma yükümlülüğünden doğduğunu, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarına göre de, "iktisadi hürriyeti kabul edilmez derecede sınırlayan bir akdin de ahlaka ve adaba aykırılığı kuşkusuzdur." hiç bir sözleşme sonsuz süreli olarak...

          CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacı tarafın müvekkili şirketin düzenlemiş olduğu tesis tanıtım turlarına katıldığını, tur esnasında yapılan tanıtımdan sonra beğenmiş olduğunu, devre mülkü satın almak amacıyla 008819 numaralı devre mülk sözleşmesi imzaladığını, müvekkili şirketin davacı üyeye sözleşme kapsamında devir ve teslim etmeyi taahhüd ettiği devre mülkün bulunduğu blok inşaatı tamamladığını ve devre mülkü kullanıma hazır hale getirdiğini, davacı üyeye tapusunun teslim edildiğini, konaklamaya davet işleminin de yapıldığını, davacı tarafın beyanlarının aksine müvekkili şirketin 008819 nolu devre tatil sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin edimlerini ifa ettiğini ve sözleşmenin geçerli olarak uygulamaya geçtiğini, davacı tarafından açılan hukuki dayanaktan yoksun ve iyi niyet kurallarından yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin imzalandığı 13/06/2003 tarihinden yürürlükte olan Devre Tatil Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, ön bilgilendirme formu ile cayma formunun verilmesinin devre tatil sözleşmelerinin geçerlilik şartı olarak öngörülmediğini , devre tatil sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesinin yeterli olduğunu, davacının devre tatil hakkını kullandığını ve cayma hakkının sona erdiğini, devre tatil sözleşmesi uyarınca her sene 1 Ocak -28 Şubat tarihleri arasında ödemesi gereken aidatlardan sorumlu olduğunu, aidatların ödenmesi için hakkında icra takibi başlatılmasından sonra cayma kullanmak istemesinin açıkça dürüstlük kuralına aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

          tatil sözleşmeleri için kanunda sözleşmenin süresi konusunda herhangi bir alt veya üst sınır getirilmediğini, fakat bu durumda dahi sözleşmenin sonsuz süreli bir sözleşme olmasının beklenmesi abesle iştigal olduğunu, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme bir devre tatil kullanım sözleşmesi oluğu düşünüldüğünde, bu sözleşmenin sonsuz süreli olması hayatın olağan akışına da açıkça aykırıdır. zira devre tatil ilişkisi sürekli borç doğuran bir ilişki olup, devre tatil sözleşmesi de niteliği itibariyle sürekli borç doğuran bir sözleşme olduğunu, 99 yıl süreli bir sözleşme olmasından ve bu 99 yıl boyunca müvekkil şirketin her bir devre sahibine, sözleşmeyle edindikleri yıllık devre tatil süresince tatil yerini kullanmaya, ondan yararlanmaya elverişli bir biçimde tutma yükümlülüğünden doğduğunu, Yargıtay' ın yerleşik içtihatlarına göre de, "iktisadi hürriyeti kabul edilmez derecede sınırlayan bir akdin de ahlaka ve adaba aykırılığı kuşkusuzdur." hiç bir sözleşme sonsuz süreli olarak akdedilemeyeceğini...

          KARAR Davacı, davalı ile 28.05.2014 tarih ve ....01.7098078 numaralı devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 17.432,62 Euro nakit ödeme yaptığını, ancak devre tatil sözleşmesine konu tesisten hiç faydalanmadığını belirterek devre tatil sözleşmesinin iptalini ve sözleşme nedeniyle ödenen 17.432,62 Euro nun yasal faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın KABULÜNE; 28/05/2014 tarih MLDV. 01.7098078 sözleşme numaralı kira sözleşmesi başlıklı tarafları ... ......

            UYAP Entegrasyonu