GEREKÇE: Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklı cayma hakkının kullanılması nedenine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Taraflar arasında 12.10.2011 tarihinde yapılan devre tatil sözleşmesi ile 34 numaralı 55 m2 alanlı ünitenin 7.900,00 TL bedelle satışının yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı geçen süreye rağmen devre tatil hakkının kullandırılmadığından cayma hakkı kapsamında ödenen bedelin iadesini talep etmektedir. Davalı şirket ise devre tatil hakkının kullandırıldığını ibraz edilen belgelere göre davanın reddi gerektiğini bildirmektedir. Mahkemece " Davacı ile davalı arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin tarihi 2011 olup tesisin bu tarihte aktif olduğu, hatta davacının 2014 yılında eşinin davet edilmesi üzerine eşi ve çocukları ile devremülkte konakladığı, o tarihte de tesisin aktif olduğu ve tesisle ilgili herhangi bir eksiklikten bahsedilmediği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı ,davalı ile aralarında 13.8.2003 tarihli devre mülk satış sözleşmesi düzenlendiğini ,devre mülkün inşaatının süresinde tamamlanamadığı gibi tapusunun da verilmediğini ve sözleşmedeki tesisler tamamlanıncaya kadar başka bir tesiste tatil hakkının kullandırılmadığını bildirerek sözleşmenin feshini ve sözleşme nedeniyle ödediği bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki devre tatil sözleşmesinin feshi, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
A.Ş. ile 20.1.1994 tarihli ve 2020 yılına kadar geçerli olmak üzere devre tatil sözleşmesi yaptıkları, ancak daha sonra davalı şirketin 1.9.1999 tarihinde kiracı olarak daha sonrada üst hakkını almak suretiyle tesisi işletmeye devam ettiği, dosyadan anlaşılmaktadır. Davalının bu yeri devraldıktan sonra dosyada örneği bulunan "C. V." başlıklı yazıyla davacıdan 2002 yılına ait bakım ücretini istediği ve davacının da bu bakım ücretini ödediği hususu yine dosyadaki belgelerle sabit ve taraflar arasında da çekişmesizdir. Dava dışı T.'den devraldığı tesislere ait devre tatil sözleşmesi sahiplerinden yıllık bakım ücretini istemeleri devreden T.'in yaptığı devre tatil sözleşmesini davalı şirketin benimsediği ve kabul ettiği anlamına gelir. Şu halde devre tatil sözleşmesi davalıyı da bağlar. Bu nedenle davalıya husumetin yöneltilerek dava açılması doğrudur....
Devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri ilk defa 7.11.2013 tarihli 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’unda ve bu kanuna dayalı olarak çıkartılan 14.01.2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Devre Tatil Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde düzenlenmiştir. 6502 sayılı TKHK ile Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde genel olarak devre tatil sözleşmesi düzenlenmiş, ayni hakka dayalı sözleşmeler devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet veya hisseli gayrimenkul sözleşmesi olarak, şahsi hakka dayalı sözleşmeler ise, devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilmiştir....
A.Ş'nin maLiki olduğu yer için devre tatil sözleşmesi imzaladığını bu sözleşmeyle birlikte davalı şirkete kredi kartıyla 5.000,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca 06.08.2008 ödeme tarihli 2.369 Euro bedelli senet verdiğini daha sonra sözleşmeyi imzaladığına pişman olup cayma hakkını kullandığına dair davalı tarafa bildirimde bulunduğunu belirterek devre tatil sözleşmesinin feshini ... olduğu 5.000,00 TL'nin tahsilini ve bakiye borç için verilen 2.369 Euro bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitin i istemiştir. Davalı ... İnş. Tur. Tic. San. A.Ş., usulüne uygun biçimde davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen duruşmaya katılmamış, cevapda vermemiştir....
K A R A R Davacı, davalı ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını, devre tatilden faydalanmadığını, ... Kaymakamlığı Tüketici Sorunları İlçe Hakem Heyeti Başkanlığı’nca 24.04.2012 tarih ve 2012/29 sayılı kararı ile sözleşmenin iptaline, ödenen 1.800,00 TL'nin iadesine karar verildiğini, buna rağmen kendisine ödeme yapılmadığını, ödenmeyen toplam 3.950,00 TL senetlerle ilgili ... 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/11748 E. sayılı dosyası ile aleyhine takibe geçildiğini belirterek 3.950,00 TL tutarındaki senetlerin iptaline, icra takibinin iptaline ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
KARAR Davacı, davalı ...Ş. ile 1991 tarihinde imzalamış olduğu Devre Tatil Sözleşmeleri gereğince 2020 tarihine kadar devre tatil hakkını E-78 nolu dairede 31. Ve 32. Haftada kullanmak üzere , bedelini ödeyerek satın aldıklarını ve 2004 tarihine kadar devre tatil hakkını kullandığını, tesisin işletmesinin 2000 yılında diğer davalı ... AŞ.ye kira sözleşmesi ile devredildiğini, bu davalının yıllık bakım bedeli talep ederek devre tatil hakkını kullandırdığı halde, 8.7.2003 tarihinde tesisin bulunduğu taşınmazın üst hakkını, önceki üst hakkı sahibi olan ....’nin ... ile yaptığı kira sözleşmesi şerhleri ile devraldığını ve 5.yıldızlı tatil köyü haline getirdiğini, kira sözleşmesi süresince devre tatil hakkını kullandırdığını ancak 2004 yılında tatil haklarının kullandırılmadığını, öncelikle devre tatil haklarının sözleşmede yazılı koşullarla süresi sonuna kadar devam ettiğinin tesbiti ile kullandırılmayan dönem için 3000 TL. Maddi ve 5.000 TL....
Mahkemece sözleşmenin feshi nedeniyle davacının ileriye yönelik kullanamayacağı yıllar için uzman bilirkişi tarafından devre tatil hakkının tanındığı tatil köyü ile aynı düzeyde başka bir tatil yerinde sözleşmede tanınan haklar çerçevesinde tatil yapmanın getireceği masraflar hesap edilerek bulunan miktarın ödetilmesine karar verilmişse de, tarafların sözleşme bedelini döviz üzerinden kararlaştırmış oldukları ve böylece ilerde olabilecek bir fesih durumunda Türk Lirasının enflasyonist etkenler nedeniyle değer kaybetme olasılığına karşı tedbir almayı hedefledikleri, nitekim sözleşmenin kurulduğu döviz cinsinden para biriminin sözleşme tarihinden bu yana Türk Lirası karşısında değer kazanmış olduğu da gözönüne alındığında, her bir sözleşme yönünden ayrı ayrı olmak üzere, devre tatil için ödenen tüm sözleşme bedelinin, sözleşme süresi içindeki tatil hakkının kullanılamadığı zamana isabet eden kısmı oranında tazminat miktarının belirlenmesi, olayın ve devre tatil sözleşmelerinin tipik özelliklerine...
Asıl dava yönünden istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesi neticesinde; Davacı-karşı davalı tüketici ile devre tatil sağlayıcısı konumundaki davalı-karşı davacı şirket arasında 12.04.1991 tarihinde Bolu ili, Merkez ilçe, Ömerler köyü İkisuarası Mevkiinde kain 1406 parsel sayılı taşınmaz üzerinde D bölgedeki 84 kapı numaralı evin 14- 06/21- 06 tarihlerini kapsayan 42 numaralı devre tahsisi için toplam 9.432.500,00 TL bedelle Devre Tatil Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme konusu devre tatil bedelinin peşin olarak ödendiği, sözleşmenin 18. maddesinde öngörülen (99) yıllık devre tatil süresinin sona ermediği ve davalı şirket tarafından davacıya gönderilen ve dava dilekçesinde bahse konu 29/09/2015 tarihli davalı şirket yazısı ile davacı tüketiciden dava konusu tesisin bulunduğu tatil köyünden faydalanmaya devam edebilmeleri için devre kullanımlarına ilişkin olarak belirlenecek devre servis bedeli (DSB) ile Bolu 2....