Taraflar arasındaki uyuşmazlık, devre mülk satım sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesine ilişkin olup, taraflar arasında imzalanan Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesine göre tapu devrinin yapıldığı, devre mülk satış sözleşmelerinin de tıpkı devre tatil sözleşmeleri gibi tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan cayma hakkının ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifadeyle devre mülk hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacağı, bu süre içinde sözleşmenin askıda olacağı, tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece de tüketicinin her zaman bu sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğu, somut uyuşmazlıkta da davacı açısından henüz muayene koşulu gerçekleşmediğinden yasal cayma süresi içinde cayma hakkı kullanılarak sözleşmenin davacı tarafından feshedildiği anlaşıldığından, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, muayene koşulunun gerçekleşmediği durumlarda davacı tarafından her zaman cayma hakkı kullanılarak sözleşmenin feshi talep...
Harçlar Kanunun 22. maddesi "Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır." hükmü mevcuttur. Somut olayda, davanın açılmasına davalı sebebiyet vermediğinden, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda davalıya herhangi bir sorumluluk yükletilmemiş ise de bu kararın hatalı olduğu ve davacı tarafça, taraflar arasında imzalanan 1 devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptali ile ödenen 5.0000,00 TL nin iadesi talep edilmiş ve mahkemece bedel iadesine ilişkin talebin kabulüne karar verilmiş olmakla, davacı yararına hesaplanacak nisbi vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekirken, davacı yararına vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi ve aynı şekilde sözleşmenen iptali yönünde talebe ve kabul beyanına göre hüküm kurulmaması ile kamu düzeni gereği karar ve ilam harcının üçte birine hükmedilmemesi yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin iadesi ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... Tüketici ve ... 1....
KARAR Davacı, davalı ile 23/02/2013 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 4.129 TL ödeme yaptığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 23.02.2013 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini, ödediği 4.129 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının sözleşmeyi kendi hür iradesi ile imzalayıp tesisi kullandığını, davacının 2015 yılı ve sonrasında tesisi kendi iradesi ile kullanmadığını, sözlemenin iptali için yasal sürenin dolduğunu, tesisten memnun olmadığına, tesisin pis yahut kullanışsız olduğuna ilişkin olarak işletmeye bir yazı yahut ihtar da göndermediğini, davacının cayma hakkının olmadığını, tüketicinin ayıplı hizmetten kaynaklı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, yıllık aidatların ihtirazı kayıt konulmaksızın davacı tarafından ödendiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, devre tatil sözleşmesinin feshiyle ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir....
Maddesi uyarınca "Devre tatil amaçlı taşınmazın ön ödemeli satışında devir ve teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren otuz altı ayı geçemez" ( f.10); müvekkili ile davalı arasında akdedilen sözleşmede ise devre mülk inşaatının 2015'te tamamlanacağı hususunda anlaşılmış olduğunu belirterek; davanın Kabulüne, müvekkili ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin iptaline, sözleşme karşılığında müvekkilince ödenen bedellerin hakkaniyet ve denkleştirici adalet ilkesi gereği güncel değeri hesaplanarak faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DAVA KONUSU : Devre Mülk Sözleşme İptali, Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; 22/09/2013 tarihinde davalı şirketten 30 günlük tatil kullanma maksadıyla ailesi için iki adet devre mülk satın aldığını, sözleşme üzerinde 5 yıl önce teslim edileceği belirtilmiş iken halen bu devre mülkün inşaatın bitirilmediğini, akabinde araştırma yaptıklarında şirketin çalışmalarının durdurularak buradan elde ettiği gelirle BURJ AL BABAS isimli bir başka projeye başlandığını , davalı şirket tarafından aldatıldıklarını beyan ederek sözleşmenin feshi ile davalı şirkete ödemiş oldukları 46.000,00 TL miktarın dava tarihinden itibaren tahsilini talep ve dava etmiştir....
hisse alacağı ve bu şekilde Devre Mülk tapusunun müvekkile verilmesi konusunda davalı şirketle anlaşmaya vardığını, müvekkil tarafından 26/04/2017 tarihinde davalı şirkete sözleşme bedeli olan 8000$ ödemesi yapıldığını, müvekkilin sözleşmenin akdinden itibaren üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine karşın davalı şirket tarafından üzerine düşen hiçbir yükümlülüğü yerine getirmediklerini, taraflar arasında imzalanan devre mülk sözleşmesi tapuya şerh edilmediği gibi müvekkile ödemesi karşılığında tapu senedi teslim edilmediğini beyanla; öncelikle müvekkilin ileride doğabilecek mağduriyetini önlemek ve ihtiyati haciz kararı verilmez ise müvekkil şahıs alacağının tahsil imkanı kalmayacağı için borçluya ait menkul, gayrimenkul ve banka hesapları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir....
İSTİNAF SEBEBİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının edimlerini yerine getirdiğini, mülkün teslim alınması için davacıya bildirim gönderildiğini, mahkemece yeterli araştırma ve keşif yapılmadan karar verildiğini, davacı aleyhine tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu beyanla istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır....
, ayrıca davalı sözleşmenin içeriğinde yer alan "tesis içerisinde yer alan sosyal donatılar" başlıklı taahhütlerini eksik yerine getirdiklerini Örneğin, sözleşmede ve ön görüşmelerde kendilerine aquapark taahhüdünde bulunulmuş olup daha sonra bu eksiklik davalıya bildirildiğinde ise böyle bir taahhütlerinin bulunmadıklarını ileri sürdüklerini, davalı şirket, devre mülk satım sözleşmesi yaptığını, Kat Mülkiyeti Kanununa göre devre mülk kullanımı 15 günden aşağı olamayacağı, Davalı şirket tüm projelerinde devre mülk tapusu kuramadığını, Tüm projelerde kat mülkiyetine göre oluşturulan bağımsız bölümler 26 ayrı kişiye hisselendirildiğini, bu durumda bir kişinin kullanımı 13 gün olacağını, 26 hisseye ayrılmış bir bağımsız bölümde devre mülk kurulması hukuken mümkün olmadığını, ayrıca sözleşmenin noterde yapılması gerekirken resmi şekle aykırı yapılması da sözleşmenin iptali sebebi olduğunu, Müvekkilinin zararı göz önüne alındığında "denkleştirici adalet" ilkesi gereği güncel değer üzerinden...