Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesi nedeniyle davalıya verilen bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti, sözleşmenin iptali ve senetlerin iadesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, devre mülke ilişkin esasların Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava,devre mülk sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve sözleşme gereğince davalı tarafa verilen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespiti ve iptali talebine ilişkindir. Dosya kapsamının incelenmesinden;davacı vekilinin dava dilekçesinde, 21.02.2019 tarihli devre mülk sözleşmesinin feshini,sözleşme gereğince yapılan bedelin iadesini ve bonolardan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ve bonoların iptalini talep ettiği,davalı tarafın ,davacının sözleşme gereğince tesislerden faydalandığını belirterek buna ilişkin kayıtları sunduğu,davacı tarafın sözkonusu konaklamaların daha önceki yıllara ve başka sözleşmelere ilişkin olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür....
Mahkemece, davanın kabulü ile; taraflar arasında imzalanan 02/08/2015 tarihinde ..... sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Bu sözleşmeye bağlı olarak düzenlenen 11.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 02.08.2015 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; dava konusu devre mülk hissesinin davacı adına tapuda tescilinin yapıldığı, devre mülkün iskan ruhsatının bulunduğu, sözleşmeye konu davacıya satışı yapılan devre mülkün fiilen teslim edilerek kullanıldığı dosyada mevcut konaklama belgelerinden anlaşılmış olup, konaklama belgelerinde konaklamanın gerçekleştiği belirtilen dairenin ve tarihin tapu belgesinde ve sözleşmede belirtilen daire ve dönemlere ilişkin olması karşısında tecrübe ve muayene koşulunun gerçekleştiği, davacı tarafından süresi içinde cayma hakkının kullanılmadığı, davacının uzun süreli konaklamalardan sonra sözleşmenin iptali ile bedel iadesi talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve Medeni Kanun'un 2. ve 3. maddelerinde düzenlenen dürüst davranma ve iyiniyet kuralları ile de bağdaşmadığı anlaşılmış olduğundan, davacının sözleşmenin feshini ve yaptığı ödemeyi talep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle "Davanın subuta ermemesi nedeni ile REDDİNE, " karar verilmiştir...
Dava konusu devre mülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının anlaşılması halinde, davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden, davacı adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına tescili gerekecektir. HMK'nun "Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki" başlıklı 12/1. maddesinde; "Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir." şeklinde düzenleme mevcuttur. Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen gözönünde tutulur. Buna göre, taşınmazın aynına ilişkin davalarda kesin yetki kuralı gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri yetkilidir. (Aynı yönde Yargıtay 13....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, menfi tespit, sözleşme iptali, senet iptali ve iadesi istemine ilişkindir. Davanın açıldığı Dikili 1. Asliye Hukuk Mahkemesince(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla), somut olayda taraflar arasındaki borç ilişkisinin TTK'da düzenlenen kıymetli evraktan kaynaklandığı, davanın mutlak ticari dava olduğu gerekçesiyle İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Dosyanın gönderildiği İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesince de, davalının tacir olmadığı, bonoların düzenlenmesi aşamasında yapılan devre mülk satış sözleşmesinin tüketici işlemi olarak tartışılmasının gerektiği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda; Dava, davalı ... A.Ş. İle devre mülk satım sözleşmesi kapsamında borçlu olmadığının tespiti, bu işlem kapsamında verilen senetlerin iptali ve iadesi istemidir. Davacı ve davalı ......
Tapuda kayıtlı taşınmazın satışının MK'nın 706, TBK'nın 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olduğundan haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olup taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verdiklerinin iadesini her zaman talep edebilirler. Devre mülk hakkı ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir haktır. Bu hak da taşınmazın aynına ilişkin olduğundan satışının resmi şekilde yapılması zorunludur....
Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak devre mülk sözleşmesinin imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre mülk sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi 2013/3265-184425 imzaladığını savunmuştur. Taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi ile davacıya üyelik hakkının tapu devrinin taahhüt edildiği ve kullanımının tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir. Bu nedenle taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup geçersizdir....
Mahkemece, davanın kabulü ile, 05.03.2011 tarihli devre mülk satış vaadi sözleşmesinin feshine, ödenen 6.700,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 05.03.2011 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, taraflar arasında 05.03.2011 tarihli devremülk satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, bu sözleşme uyarınca davacının......
Hukuk Dairesinin 21/02/2019 tarihli 2018/6789 Esas 2019/2271 Karar sayılı ilamında "devremülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Devremülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden, iadesi gereken taşınmazın Yalova ilinde yer alması nedeniyle taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri HMK.'nun 12/1 maddesi gereğince kesin yetkili olduğu gözetilerek yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği ...." tespiti yapılmıştır. Devre mülk sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığının araştırılması amacıyla ilk derece mahkemesi tarafından taşınmaz başında satıcının edimini ifa edip etmediği anlamında keşif yapılması gerekebilecektir. Zira, gerek Yargıtay 13....