Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen paranın tahsili isteğinden kaynaklandığı, devre mülk hakkının kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir hak olduğu, taşınmazın aynına ilişkin bulunması nedeniyle sözleşmenin geçerli olabilmesi için bu satışın resmi şekilde yapılması gerektiği, davaya konu sözleşmenin ise resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması gerekir. Bu durumda 4077 sayılı yasadan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığından uyuşmazlığın genel Mahkemelerde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22.( 1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26. ) maddeleri gereğince İstanbul 13.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen paranın tahsili isteğinden kaynaklandığı, devre mülk hakkının kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir hak olduğu, taşınmazın aynına ilişkin bulunması nedeniyle sözleşmenin geçerli olabilmesi için bu satışın resmi şekilde yapılması gerektiği, davaya konu sözleşmenin ise resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması gerekir. Bu durumda 4077 sayılı yasadan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığından uyuşmazlığın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. ( 1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26. ) maddeleri gereğince İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen paranın tahsili isteğinden kaynaklandığı, devre mülk hakkının kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir hak olduğu, taşınmazın aynına ilişkin bulunması nedeniyle sözleşmenin geçerli olabilmesi için bu satışın resmi şekilde yapılması gerektiği, davaya konu sözleşmenin ise resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması gerekir. Bu durumda 4077 sayılı yasadan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığından uyuşmazlığın genel Mahkemelerde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nın 25. ve 26.) maddeleri gereğince Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen paranın tahsili isteğinden kaynaklandığı, devre mülk hakkının kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir hak olduğu, taşınmazın aynına ilişkin bulunması nedeniyle sözleşmenin geçerli olabilmesi için bu satışın resmi şekilde yapılması gerektiği, davaya konu sözleşmenin ise resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşme olması gerekir. Bu durumda 4077 sayılı yasadan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığından uyuşmazlığın genel Mahkemelerde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. ( 1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26. ) maddeleri gereğince Ankara 9.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 23.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2021/23 ESAS - 2021/455 KARAR DAVA KONUSU : Devre Mülk Sözleşmesinin Feshi - Alacak KARAR : Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı arasında 15.000,00 TL bedelli iki adet devremülk satış sözleşmesi imzalandığı, iş bu sözleşmelerden doğan borcun tamamının müvekkilleri tarafından ödendiğini, ancak tapuların müvekkilleri üzerine geçirilmediğini, taraflar arasındaki devremülk satış sözleşmelerinin resmi şekil şartına uygun olarak yapılmadığını ve geçersiz olduğunu, müvekkillerinin henüz devremülkten yararlanamadıklarını, sözleşmelerin geçersizliği nedeniyle iptali ile davacıların ödemiş oldukları 15.000,00 TL'nin iadesini talep etmiş iseler de davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla devremülk satış sözleşmelerinin iptali ile her iki müvekkilince ayrı ayrı ödenen 18.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. ... Tüketici Mahkemesi, devremülk sözleşmesinin resmi şekil şartına uyulmadan yapıldığı için geçersiz olduğu ve resmi şekle uyulmadığından 4077 sayılı Kanunun uygulanamayacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dava tarihi itibari ile yürürlükte bulunan, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile tüketiciler ile satıcı ve üretici firma arasındaki mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması görevi Tüketici Mahkemelerine verilmiştir. Dava devre mülk satışından kaynaklanmaktadır....
Davalılardan Belediye, devre mülk satımına ilişkin sözleşmenin tarafı olmadığını, aradan 15 sene geçtikten sonra Yargıtay HGK'nun 2010/13-516 esas 2011/6 karar nolu ilamıyla sorumlu tutulduklarını, diğer davalı ... Ltd. Şti.’nin sayısı bilinmeyen eski tarihli yeni sözleşmeler akdettiğini, gelişen teknoloji ışığında ‘mürekkep yaş’ yöntemiyle bu tür sözleşmelerdeki imzanın atılış tarihinin tam olarak belirlenebildiğini, şirketin ticari defterlerini ibraz etmediğini, bugüne kadar sayısı 300'ü geçen ve sadece bir kişinin 238 adet devre mülkü bu şirketten satın aldığının iddia edildiğini, devre mülk inşaatlarının yapı ruhsatlarının iptal edildiğinin hem yerel hem de genel basında defalarca yer aldığını, inşaata çivi çakmanın imkansız hale geldiğini, bu sebeple 1997 yılında edimin ifasının imkansızlığının anlaşıldığını, devre mülkle ilgili ihalenin de feshedildiğini, dönemin belediye başkanı ile meclis üyelerinin bundan dolayı cezalandırıldığını, ......
Şirketi ile devre mülk sözleşmesi imzaladıklarını, bu sözleşme kapsamında ... şirketine senet tanzim ederek verdiğini, sözleşmeden bir hafta sonra caymasına rağmen senedin kendisine iade edilmediğini, hakkında yapılan takiple senedin diğer davalı ...'a cirolandığını öğrendiğini, ayrıca devre mülke konu yerin yerin ruhsatsız olduğunu ileri sürerek sözleşmenin iptali ile hakkında haksız olarak başlatılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı ..., senet metninden anlaşılamayan şahsi defilerin kendisine ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiş, diğer davalı şirket ise usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile 30/11/2014 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 2.200 TL ödeme yaptığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 30.11.2014 tarihli 16.300 TL bedelli devremülk sözleşmesinin iptalini, sözleşme nedeniyle imzalanan 25 adet senetlerin iptalini ve ödediği 2.200,00 TL' nin avans faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
yıllık bakım ve yönetim giderinin son ödeme tarihine kadar ödenmesi gerektiğini, Yönetim Planının 24. maddesi gereği devre mülk sahibinin yönetici şirketin belirlediği yönetim ve genel gider kararlarına uymayı taahhüt ettiğini, 25. madde gereği giderlerin döviz cinsinden belirlenip tahsil edileceğini, yıl sonunda hesapların kesinleşmesi üzerine ödemede fazlalık olmuşsa iade edileceği, borç var ise tahsil edileceğini ve belirlenen tarihte ödenmeyen bedeller yönünden döviz üzerinden %10 oranında gecikme tazminatı ödeneceğini, Devre Mülk Sözleşmesinin 20 vd. maddelerinin de aynı mahiyette olduğu, her yıl işletme projesi ile belirlenen avansın en geç Ocak ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiğini, aksi halde icra takibi açılabileceğini ve ödeme yapılmadığı için icra takibi başlatıldığını, ilgili sözleşmeler uyarınca her yıl Kasım/Aralık ayında işletme projesinin hazırlandığını, mülk sahiplerine mektup ile bildirildiğini, son ödeme tarihinin 15 Ocak olduğunu, bu tarihten sonra %10 gecikme cezası...