Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 18/04/2000 tarihli “Devre mülk satış sözleşmesi”nin düzenlendiği sözleşme uyarınca (Sözleşmenin 13. maddesi) bedeli ödenmesine karşın bir çok kez yapılan uyarılara rağmen kullanma ve tasarruf hakkının geçişini sağlayacak olan “devre mülk tapusu”nun alınmadığı gibi, bedelin ve tapu işlemleri için verilen masrafların iade edilmemesi nedeniyle takip yapıldığı, takibe itiraz edilmesi sonucu görülmekte olan davanın açıldığı, 18/04/2000 günlü devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların”da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6. Tüketici ve ... 3....
Davalının istinaf taleplerinin incelenmesinde, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, TMK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşmenin, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale geldiği, devre mülk sözleşmelerinin tecrübe - muayene koşulu ile yapılan satış sözleşmelerinden (TBK m.249) olup, davacı tüketicinin kullanımdan / teslimden imtina ettiğinin usulüne uygun ispat vasıtaları ile ispat edilememiş olması, davacı tüketici yönünden tecrübe ve muayene şartının gerçekleşmediği ve davacının devre mülk sözleşmesinden cayma hakkını yasal usule uygun kullandığı, davacının yargılama sırasında sunduğu dilekçeyle hükme konu edilen...
Davacı vekili ıslah dilekçesini ve taleplerini açıkladığı dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirket ile yapmış olduğu anlaşmanın içeriği itibariyle devre mülk satış vaadi sözleşmesi olduğunu, ilk dava açıldığı sırada devre mülk ile alakalı hukuki imkansızlık bulunduğu düşünülerek sözleşmenin feshi ile ödenenin iadesinin talep edildiğini, ancak daha sonra yargılama sırasında gelen tapu kayıtlarından davalı şirket adına kayıt ve tescilli olduğunun görüldüğünü, bunun üzerine davanın ıslah edildiğini ve sözleşmenin aynen ifasını talep anlamında tapu iptali ve tescili istendiğini, tapu iptali sözcüğünden kastın taşınmazın tapu kaydında devre mülk hakkı tesis edilmek üzere iptali anlamında olduğunu, müvekkilinin sözleşmeden doğan haklarını kullanabilmesi için önce devre mülk işleminin tapuda tamamlanması gerekeceğinden ve bu işlem tamamlandığında bütün kayıtların davalı adına tescilli olacağı muhakkak olduğundan dolayı tapu iptali ve tescil sözcüğünün zikredildiğini, taşınmazın tapu kaydında...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında mevcut hisseli gayrımenkul satış sözleşmelesi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olsa da, sözleşmeye konu taşınmaz hissesi resmi senet ile davacı adına devredildiğinden sözleşmelerin geçerli hale geldiği, devre mülk sözleşmeleri tecrübe ve muayene koşuluna bağlı sözleşmeler olup konaklama belgesinde yazan 1054 nolu odada konaklamanın 1 günlük olduğu, sözleşmede belirtilen tarih ve dönemde olmadığı gibi hediye tatile ilişkin olduğu anlaşılmakla davaya konu devremülkün tecrübe ve muayene şartının yerine geldiğinin ispatlanamadığı, senetlerin tüketiciye iadesi mümkün olmadığından ve üçüncü kişilerin hak ve menfaatlerine halel gelmemesi nedeniyle iadesinin istenemeyeceği ve kambiyo vasfına haiz senetlerin iptali ise lehtar veya ciranta tarafından açılabileceğinden, senedi düzenleyen borçlu tarafından senedin iptali hukuken istenemeyeceğinden açıklanan nedenlerle senetlerin iptali ve iadesi yönündeki talebin reddinin gerektiği gerekçesiyle...
Davanın dayanağı olan bila tarihli devre mülk satış sözleşmesinin, Ankara ili, Ayaş ilçesi, Uğur Çayırı Köyünde bulunan taşınmazdaki devre mülk hissesinin davalı tarafından, davacıya satışına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Taraflarca daha sonra 30.12.2018 tarihli 2. bir sözleşme yapılmış, devredilen devre mülk ve satış bedeli (22.110,00 TL) bu sözleşmeyle değiştirilmiştir. Tapu kayıtlarının incelenmesinde, taraflar arasındaki ilk akdedilen sözleşmeye konu taşınmazın bir kısım payının 31/10/2018 tarihinde, davalı tarafından, davacıya devredildiği görülmüştür. Taraflar arasında imzalanan 2 adet sözleşmeye, bedele ve bedelin ödendiğine ilişkin ihtilaf bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Bakırköy 6.Tüketici Mahkemesi ve Yalova 2....
Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde, ilgili yönetmeliğin sadece devre tatil sözleşmelerine değil, aynı zamanda devre mülk sözleşmelerine ve diğer devre tatil temelli sözleşmelere de uygulanabileceği anlaşılmaktadır. Tanımlar bölümündeki 4.maddenin (ç) bendinde ise devre mülk hakkı 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı KMK’nun Devre Mülk Hakkı başlıklı sekizinci bölümünde düzenlenen hak olarak tanımlanmıştır. Davacı ile...Organizasyon ... İnş. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan bila tarihli ... Sözleşmesi başlıklı satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 3. maddesinde "Sözleşmeye konu devre mülk satıcının Kütahya İli, ...... da bulunan taşınmaz üzerinde yapılacak olan ...’da yer alan yarı hisseli devre mülk satışı için ön akit düzenlenmesinden ibarettir." ve davacı ile ... İşl. ... İnş. Paz....
Devre mülk hakkı, 10.6.1985 tarihli 3227 sayılı Kanun’la 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na eklenen hükümlerle kabul edilmiştir. Anılan Yasa’nın 58. maddesinde devre mülk hakkının, ancak mesken nitelikli, kat mülkiyetine veya kat irtifakına çevrilmiş yahut müstakil yapılarda kurulabileceği belirtilmiştir. Buna göre, devre mülk hakkının kurulabilmesi için yapının kat mülkiyetine veya kat irtifakına çevrilmiş bir bağımsız bölüm veya müstakil bir yapı olması ya da müstakil bir yapı söz konusu ise, bu yapının paylı mülkiyet şeklinde mülkiyet konusu olması gerekir. Çünkü, devre mülk “müşterek mülkiyet payına bağlı” bir irtifak hakkı (yararlanma hakkı) olarak kurulabilir. Devre mülk hakkının kurulabilmesi için Tapu Sicil Muhafızlığında resmi senet düzenlenmesi zorunlu olup (KMK m 60 ve 61), devre mülk hakkının yılın belli dönemlerine ayrılması ve 15 günden daha az süreli olmaması gerekir (KMK. M. 59)....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : None KARAR NO : 2021/997 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : GEYVE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/201 ESAS - 2021/81 KARAR DAVA KONUSU : Devre Mülk Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil KARAR : Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 2020/201 021/78 K sayılı dosyasından verilen 20/01/2021 tarihli karara karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilleri dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin T5 A.Ş. arasında SA-795 Sözleşme Numarası ile yapılmış olduğunu Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesinin 07.10.2011 tarihinde düzenlendiğini, toplam 13.000'den fazla kişinin imzalamış olduğu sözleşme ile ilgili olarak müvekkilinin mağduriyetinin meydana geldiğini, Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesi'nin...