Oysa ki taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “özel hükümler/şartlar” başlıklı 1. maddesinde 'Sözleşme konusu bağımsız bölümdeki 1 haftalık kullanıma tekabül eden Devre Mülk Hakkı payını iş bu sözleşmede yazılı bedel ve ödeme şartları karşılığında ALICI ya satmayı, ALICI da söz konusu bağımsız bölümdeki Devre Mülk Hakkı 1/2 payını aynı şartlarda almayı vaad ve taahhüt eder. SATICI sözleşmenin imzalanmasından itibaren 36 iş ayı sonunda alıcının borcunun da bitmesi şartıyla anılan Devre Mülk payını devre için ... Tapu Müdürlüğü’nde satış işlemini başlatmayı ve kati satış ferağ takririni vermek için müracaat etmeyi kabul ve taahhüt eder....
KARAR Davacı, davalı ile imzalan devre mülk sözleşmesinden caydığını ileri sürerek sözleşmenin iptaline, ödediği 1.100.00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline ve ödenmeyen 54 adet senedin iptalini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, 1.100,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sözleşme nedeni ile davacı tüketicinin davalı tarafa vermiş olduğu 54 adet bono vasıflı senedin iptaline karar verilmiş;hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, devre mülk pay satış vaadi sözleşmesinin iptali ile ödediği bedelin iadesi ve sözleşme nedeni ile verilen bonoların iptali için eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir....
Grubu A.Ş. arasında imzalanan devre-mülk satış sözleşmesinin ve tapu devir işleminin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda; iflas idaresine karşı açılan sözleşmenin ve tapu devir işleminin iptali davasının iflas idaresine girecek alacak ve tazminat niteliğinde olmadığı, her ne kadar bedel talep edilmiş ise de esas talebin iptal işlemi olduğu, görevli mahkemenin temel ilişkideki uyuşmazlığın niteliğine ve esas talebe göre belirlenmesi gerektiği, davacı ile davalılardan ... Grubu Sağlık İnşaat Turizm A.Ş. arasında yapılan tatil amaçlı devre-mülk sözleşmesinde, davacının tüketici, davalının ise tüketici işleminin tarafı olmasından dolayı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işlemi niteliğinde olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır....
Devre mülk ten bir devre mülk satın almak için 28.6.2003 tarihinde sözleşme imzalandığını, daha sonra iki haftalıktatil hakkı ve peşin ödemeli içeren yeni bir sözleşme yapıldığını, davalılara 15.000 YTL senet verilip, ayrıca 960,00 YTL peşin verildiğini, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca başlangıcının 1.6.2004 tarihi olmasına rağmen 2004 döneminde tatil hakkını kullanamadığını, yapılan ikinci sözleşmede iki haftalık tatil belirlenmesine rağmen, sözleşmenin konusuna 1 haftalık hakkın yazılmış olduğunu, ayrıca interval İnternational şirketi ile yaptığı görüşmede bu sisteme kaydedilmediğini, bedelin ödenmesine rağmen davalıların üzerine düşen edimini yerine getirmediğini, davalıların devre mülk tapularını vermediğini, devre tatil sertifikası gönderdiklerini, devre tatil sözleşmesi olarak yorumlanması durumunda ise, cayma hakkı ile ilgili ibarelerin yer almadığını, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 685.00 YTL aidat borcu bulunmadığının tespiti ile sözleşmenin feshi ile bu güne kadar...
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tüketicinin satıcıya karşı açmış olduğu devre mülk sözleşmesinden dönme ve ödemiş olduğu bedellerin ve kullanamadığı dönemlerin tespiti yapılarak tarafına güncel liste fiyatlarından geri iadesinin yapılması talebine ilişkindir. Davacının 12/11/2018 tarihli celsede devre mülklerin henüz kendisine teslim edilemediği bu nedenle dava tarihindeki rayiç bedellerinin tespit edilerek tarafına ödenmesini talep ettiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince davacının bu beyanı doğrultusunda davaya konu taşınmazlar başında keşif yaptırılarak taşınmazların dava tarihi itibarıyla rayiç değerleri belirlenmişse de; davacının tapuda hissedar olmaması ve bu taşınmazlar üzerinde ancak tapu maliki olduğunda da müşterek malik olabileceği hususu göz ardı edilerek hatalı bir değerlendirme ile bağımsız bölümlerin münferit mülkiyete konu edildikleri vakit alacakları değer hesaplanmıştır....
İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ön ödemeli konut satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a karşı istinaf inceleme görevinin 18., 19. veya 46. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu belirlendiğinden, dairemizin bu istinaf başvurusunu incelemeye görevli olmadığı anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46....
GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar....
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacı vekilinin ve davalı vekilinin adresinin yazılmamış olması, dava konusu, "Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesinden Dönme ve İstirdat" olmasına rağmen "Sözleşmenin Uyarlanması" şeklinde hatalı yazılmak sureti ile karar başlığında gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği bu eksiklikler 6100 sayılı HMK'nın 297- (1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir....
GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olup ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep; devremülk sözleşmesinden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz....