Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesi ile senetlerin iptali, borçlu olunmadığının tespiti, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Ankara 1.Tüketici ve Yalova 3....

    K A R A R Davacı, davalı ile 08.12.2013 tarih ve.... nolu, 13.500,00 TL bedelli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, toplamda 5.800,00 TL ödeme yaptığını, tapuda devir işleminin gerçekleşmediğini belirterek 08.12.2013 tarihli 13.500,00 TL. bedelli devremülk sözleşmesinin iptalini ve ödediği 5.800,00 TL bedelin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

      Oysa ki; taraflar arasında düzenlenen 24.03.2012 tarihli "Devre Mülk Pay Vaadi Sözleşmesi" başlıklı sözleşmenin konusu ibareli 3. maddesinde " Sözleşmeye konu olan devre mülk satıcının ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 206 ada 18,17,16,15,14,13,12,11,10,9 parsel ile 96 ada 80 parsel .../... da bulunan taşınmaz üzerinde yapılacak olan ... Thermal Palaca de yer alan yarı hisseli Devre Mülk satışı için ön akit düzenlemesinden ibarettir. " şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı ve söz konusu sözleşmenin resmi şekil şartına tabi olduğu ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

        İSTİNAF SEBEBİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin hatalı olarak nitelendirildiğini, sözleşmenin bir devre mülk sözleşmesi değil hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, tapu devrinin bir ifa olup sözleşmeyi geçerli hale getirdiğini, sözleşme ve tapu devrinden 3 yıl sonra dava açılmış olmasının iyiniyet ile bağdaşmadığını, davalı tarafın edimlerini yerine getirmediğini, davacının SMS ile tatil hakkını kullanmak üzere davet edildiğini, ödeme hususuna itiraz ettiklerini, keşif yapılmadan karar verildiğini ve avans faizi istenemeyeceğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Davacı, taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesi gereğince cayma hakkına dayalı olarak sözleşmenin iptali ile sözleşme gereğince ödenen bedelin iadesi ve menfi tespit talebinde bulunmuştur....

        Bu vakayı ikrar ediyorum'' şeklinde beyanda bulunduğunu, bu dosyada davalı şirket yöneticisinin devre mülk sözleşmesi yaptığını ve bunun bedelinin ödendiğini ikrar ettiğini, yine davalı vekilinin cevap dilekçesinde de Devre Mülk Satış Vaadi sözleşmesi yapma amacının olduğunu belirttiğini, davalının cevap dilekçesinde yapmış olduğu bu kabul ve açıklamalar da dikkate alınarak Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesinin geçerliliği kabul edilerek başkaca hiçbir açıklamaya yahut delile gerek olmaksızın ilgili taşınmazın müvekkili lehine tapuya tescilinin yapılması gerektiğini, davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan edimlerinin hiçbirini yerine getirmemesinin kötü niyetinin göstergesi olduğunu, devre mülklerin 2014 yılında yapımı tamamlanıp taraflara teslim edilmesi gerekirken 2017 yılında kullanıma açılıp teslim edildiğini, sözleşmede ''Devre mülkler geç teslim edilirse, alıcılara, başka tesislerden yer temin edilip tatillerinin yaptırılacağı; başka tesislerden yer temin edilemeyeceği durumunda...

        Bu vakayı ikrar ediyorum'' şeklinde beyanda bulunduğunu, bu dosyada davalı şirket yöneticisinin devre mülk sözleşmesi yaptığını ve bunun bedelinin ödendiğini ikrar ettiğini, yine davalı vekilinin cevap dilekçesinde de Devre Mülk Satış Vaadi sözleşmesi yapma amacının olduğunu belirttiğini, davalının cevap dilekçesinde yapmış olduğu bu kabul ve açıklamalar da dikkate alınarak Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesinin geçerliliği kabul edilerek başkaca hiçbir açıklamaya yahut delile gerek olmaksızın ilgili taşınmazın müvekkili lehine tapuya tescilinin yapılması gerektiğini, davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan edimlerinin hiçbirini yerine getirmemesinin kötü niyetinin göstergesi olduğunu, devre mülklerin 2014 yılında yapımı tamamlanıp taraflara teslim edilmesi gerekirken 2017 yılında kullanıma açılıp teslim edildiğini, sözleşmede ''Devre mülkler geç teslim edilirse, alıcılara, başka tesislerden yer temin edilip tatillerinin yaptırılacağı; başka tesislerden yer temin edilemeyeceği durumunda...

        konumunda olan iyi niyetli davacı müvekkilinin hukuki amacına, devre mülk edinme amacına ulaşmasının engellendiğini, davalı şirketin asıl amacının; Devre mülk satışı yapıyor olarak gösterip aslında çıkarı doğrultusunda devre tatil satış vaadi sözleşmesi yapmak olduğunu, yapılan bu işlemin davalının hukuku yanıltmaya yönelik tek taraflı hukuka aykırı işlem olduğunu, müvekkilinin sonuçlarını biliyor olsaydı kendi lehine sonuç doğuracak şekilde sözleşmeyi tapuda ya da noterde gerçekleştireceği apaçık ortada bir gerçek olduğunu, resmi şekil şartının tapu ya da noterde yapılması olduğunu bilse kendi aleyhine sonuç doğuracak şekilde hareket etmeyeceğini, Taraklı Termal Anonim Şirketinin müşteri portföyünün geniş olması ve yaptığı işlemlere güven duyularak hareket eden müvekkilinin açıkça yanılgıya düşürüldüğünü ve buna göre lehe hareket edildiğini, yerel mahkemenin verdiği kararda da ifade etmiş olduğu ancak değinmeyi atladığı bir husus bulunduğ3unu, Devre mülk sözleşmesi uyarınca tapunun kendi...

        Yani devre tatil sözleşmesinde devre tatil sahibi yaptığı sözleşme çerçevesinde yılın belirli bir dönem veya dönemlerinde tesislerden yararlanma hakkını elde etmektedir. Davaya konu 20/12/2001 tarihli sözleşme ise"Doksandokuz Yıllık Mülk Kullanım Sözleşmesi" başlığı altında düzenlenmiş olup, sözleşmeye konu dairenin kullanım hakkı 99 yıllığına kiracıya devredilmiştir. Sözleşme ile devre mülk sözleşmelerinde olduğu gibi hak sahibine ayni bir hak verilmemiş, sadece kullanım hakkı tapuya şerh edilmiştir. Yine yukarıda açıklandığı üzere sözleşme konusu dairenin yılın belli ya da belirlenebilir devrelerinde değil 99 yıllığına sürekli olarak kullanım hakkı kiralanmıştır. Sözleşmenin açıklanan bu niteliği uyarınca devre tatil sözleşmesi olmayıp, tapuya şerh edilen kira sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

          Yani devre tatil sözleşmesinde devre tatil sahibi yaptığı sözleşme çerçevesinde yılın belirli bir dönem veya dönemlerinde tesislerden yararlanma hakkını elde etmektedir. Davaya konu 16/04/1999 tarihli sözleşme ise "Doksandokuz Yıllık Mülk Kullanım Sözleşmesi" başlığı altında düzenlenmiş olup, sözleşmeye konu dairenin kullanım hakkı 99 yıllığına kiracıya devredilmiştir. Sözleşme ile devre mülk sözleşmelerinde olduğu gibi hak sahibine ayni bir hak verilmemiş, sadece kullanım hakkı tapuya şerh edilmiştir. Yine yukarıda açıklandığı üzere sözleşme konusu dairenin yılın belli ya da belirlenebilir devrelerinde değil 99 yıllığına sürekli olarak kullanım hakkı kiralanmıştır. Sözleşmenin açıklanan bu niteliği uyarınca devre tatil sözleşmesi olmayıp, tapuya şerh edilen kira sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

            Davaya konu 07/06/1999 tarihli sözleşme ise "Doksandokuz Yıllık Mülk Kullanım Sözleşmesi" başlığı altında düzenlenmiş olup, sözleşmeye konu dairenin kullanım hakkı 99 yıllığına kiracıya devredilmiştir. Sözleşme ile devre mülk sözleşmelerinde olduğu gibi hak sahibine ayni bir hak verilmemiş, sadece kullanım hakkı tapuya şerh edilmiştir. Yine yukarıda açıklandığı üzere sözleşme konusu dairenin yılın belli ya da belirlenebilir devrelerinde değil 99 yıllığına sürekli olarak kullanım hakkı kiralanmıştır. Sözleşmenin açıklanan bu niteliği uyarınca devre tatil sözleşmesi olmayıp, tapuya şerh edilen kira sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu