Taraflar arasında imzalanan Hisseli Gayrimenkul Satış sözleşmesi başlıklı satış sözleşmesindeki ifade edilen hükümle tapuda pay devrini içeren bir devre mülk sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği( Y.13. HD. 21.6.2018 T, 2016/8215- 2018/6992 sy.k) anlaşılmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazların satışının TMK'nın 706, TBK'nın 237, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunludur. Taşınmazlara ilişkin olarak haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olup taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verdiklerinin iadesini her zaman isteyebilirler. Devre mülk hakkı 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen, taşınmazın müşterek payına ve aynına bağlı bir hak olduğundan, bu hakkın satışının da resmi şekilde yapılması zorunludur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/05/2021 NUMARASI : 2021/112 ESAS - 2021/184 KARAR DAVA KONUSU : Tüketici Tarafından Açılan Devre Tatil Sözleşmesinden Kaynaklanan KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353.maddesi uyarınca dosya incelendi....
K A R A R Dava, devre mülk sözleşmesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ne var ki; 13. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6644 sayılı kanunla değişik 60. maddesine göre görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 01.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
K A R A R Dava, devre mülk sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın giderilmesi isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 20.01.2017 tarihli ve 2017/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ne var ki; 13. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6644 sayılı kanunla değişik 60. maddesine göre görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 01.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar Dairemizin 29.12.2004 gün ve 2004/12111 Esas 2004/19172 sayılı kararında kabul edilen "Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı ve onun aynına taalluk eden bir hak olduğu, resmi şekilde yapılması gerektiği, uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde bakılması için geçerli bir sözleşme olması, taraflar arasında 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanan bir uyuşmazlık olmadığı, bu durumda B.K.’nun genel hükümlerine göre, uyuşmazlığın çözümünün gerektiği belirtilmiş" ise de bu görüş Dairemizce terk edilmiş olup artık devre mülk sözleşmelerinin tecrübe ve muayene kaydıyla yapılan bir satış türü, işyeri dışında imzalandığı takdirde TKHKnın 8. ve 9. maddelerine göre de kapıdan satış niteliğinde olduğu kuşkusuzdur....
Termal Tatil Köyünden aşağıda yeri konumu belirtilen devre mülkün satışının düzenlenmesi işbu sözleşmenin konusunu oluşturur." şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere bu tür sözleşmeler resmi şekil şartına tabidir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı ve geçersiz olduğu, bu sözleşme esas alınarak tapuda devir yapılıp yapılmadığının dosyaya yansıtılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, tapu devrinin yapılıp yapılmadığının tapu dairesine sorularak, tereddütün giderilmesi, tapu devri yapılmamış ise taraflar arasında yapılan devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması ve geçersiz olması nedenleri ile tarafların verdiklerini iade edecekleri değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmesin gerekirken, az yukarıda belirtilen hatalı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Kat, 105 nolu bağımsız bölümün davacı adına olan tapu kaydının İPTALİ ile taşınmazın davalı adına TESCİLİNE, " karar verilmiştir. Davalı 18.06.2021 tarihli istinaf dilekçesiyle; sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, her iki davacıya da tapu devrinin yapıldığını, cayma hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, devre mülkün kullanım için hazır tutulduğunu, ifaya hazır oldukları halde davacıların haklarını kullanmamayı tercih ettiğini, davacıların telefonlarına gönderilen kısa mesajlarla tesise defalarca davet edildiğini, bu şekilde usulüne uygun teslim çağrıları yaptıklarını, mevcut dava ile birebir aynı nitelikte olan bir davada Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6....
Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanan içtihatlarında da, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı durumlarda sözleşme geçersiz kabul edilmiş, uyuşmazlık konusu devre mülk sözleşmelerinin/hisseli gayrimenkul satış sözleşmelerinin taşınmaz devrini içermesi nedeniyle adi yazılı şekilde yapılmasının geçersiz olmasına rağmen taşınmazın tapu kaydının devri halinde geçersiz olan sözleşmenin geçerlilik kazanacağı, bu durumda mahkemece tapu kaydının tüketiciye devredilip devredilmediği, devredilmişse devre mülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır (Y.13. HD’si 2016/14228- 2016/18433 ;2016/30487- 2017/9755; 2017/3973- 2018/1117 ve 23.5.2019 T, 2019/2239- 2019/6480 sy. kararları)....
Hukuk Dairesi’nin istikrar kazanan içtihatlarında da, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığı durumlarda sözleşme geçersiz kabul edilmiş, uyuşmazlık konusu devre mülk sözleşmelerinin/hisseli gayrimenkul satış sözleşmelerinin taşınmaz devrini içermesi nedeniyle adi yazılı şekilde yapılmasının geçersiz olmasına rağmen taşınmazın tapu kaydının devri halinde geçersiz olan sözleşmenin geçerlilik kazanacağı, bu durumda mahkemece tapu kaydının tüketiciye devredilip devredilmediği, devredilmişse devre mülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği açıklanmıştır (Y.13. HD’si 2016/14228- 2016/18433 ;2016/30487- 2017/9755; 2017/3973- 2018/1117 ve 23.5.2019 T, 2019/2239- 2019/6480 sy. kararları)....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olduğu ve sözleşmeden kaynaklı borçlu olunmadığının tespiti ile sözleşme nedeniyle verilen bonoların iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....