Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Devre mülk hakkı 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen, taşınmazın müşterek payına ve aynına bağlı bir hak olduğundan, bu hakkın satışının da resmi şekilde yapılması zorunludur. Dava konusu olayda, taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesi, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olmakla resmi şekilde yapılmadığından geçersiz ise de, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredildiğinden geçersiz olan sözleşme geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup sözleşmeden cayma hakkı da devre mülkün tesliminden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir....

Taraflar arasında imzalanan 27.02.2016 tarihli Hisseli Gayrimenkul Satış sözleşmesi başlıklı satış sözleşmesinin “sözleşmenin konusu” başlıklı 2. maddesinde "İş bu sözleşmenin konusu Yalova İli Termal İlçesi Killi Orman Mevkii G22D14C2D pafta 424 ada 23, 24 ve 27 parsellerinden birinin üzerinde kurulu bağımsız bölümlerden birinin 7/3650 hissesinin satışı, satış bedeli, teslimi, site aidatı, resim, harç ve vergilerin ödeme koşulları ile ilgili alıcı ve satıcı arasındaki karşılıklı taahhütleri kapsar." şeklinde ifade edilen hükümle tapuda pay devrini içeren bir devre mülk sözleşmesi olduğu, tapuda pay devrini içeren bir devre mülk sözleşmesi olduğu, bu sözleşmenin devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği (Y.13. HD. 21.6.2018 T, 2016/8215- 2018/6992 sy.k) anlaşılmaktadır....

GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkindir ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla, geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar....

Ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliği’nde genel olarak devre tatil sözleşmesi düzenlenmiş, ayni hakka dayalı sözleşmeler devre mülk, dönem mülk, paylı mülkiyet veya hisseli gayrimenkul sözleşmesi olarak, şahsi hakka dayalı sözleşmeler ise, devre tatil sözleşmesi olarak nitelendirilmiştir....

Devre mülk hakkı ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir haktır. Bu hak da taşınmazın aynına ilişkin olduğundan satışının resmi şekilde yapılması zorunludur. Somut olayda da, taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesi, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olmakla resmi şekilde yapılmadığından geçersiz ise de, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçersiz olan sözleşme geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir....

Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesi gereğince gayrimenkulün tapuda adına tescili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasa’da değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasa’nın 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da tüketicinin korunması hakkındaki yasa kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Yasanın 23. maddesine göre de bu Yasanın uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Devre mülk hakkı kat mülkiyeti kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....

    KARAR Davacı, davalı ile 18.4.2010 tarihli devre mülk sözleşmesi yaptığını ancak sözleşme şartlarının yerine getirilmediğini, tapu devrinin verilmediğini, 16.3.2012 tarihli ihtarla sözleşmeden döndüğünü ve senetlerin iadesini talep etiğini ancak davalının haksız olarak senetleri icraya koyduğunu ileri sürerek, senetlerin iptali ile borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının sözleşme gereğince cayma hakkını süresinde kullanmadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında düzenlenmiş bulunan 18.4.2010 tarihli " devre mülk hissesinin satış vaadi sözleşmesi " başlıklı belge ile devre mülk hissesinin satışının vaad edildiği ancak taşınmazın tapuda devir işleminin gerçekleşmediği gibi teslimininde yapılmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin yerel mahkeme tarafından hatalı nitelendirildiğini, davaya konu sözleşmenin bir devre mülk sözleşmesi olmadığını, bu nedenle de devre mülk sözleşmesinin unsurlarını taşıması da gerekmediğini, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin taraf iradeleri esas alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, huzurdaki davada taraf iradelerinin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olarak tecelli ettiğini, mahkemenin zorlama bir yorumla neden bu sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu konusunda ısrar ettiğinin anlaşılamadığını ve taraf iradelerinin yok sayıldığını, yerel mahkemenin Yargıtay'ın ve bölge adliye mahkemelerinin onlarca, yüzlerce (tapu devri sözleşmeyi geçerli hale getirir) içtihatının hilafına sözleşmenin geçerli hale gelmediğine ilişkin öne sürdüğü karar gerekçesinin kabul edilebilir olmadığını, sözleşme tarihinden ve tapu devrinden sonra dava açıldığını, tapuyu alıp sonra dava açmanın...

      TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait bağımsız bölümle ilgili olarak davalı ile devre mülk satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalının 21.000- TL ödemeyi davacının da bağımsız bölümün belirlenmiş devreler ile sınırlı devre mülkün satışını ve tapuda tescilini gerçekleştirmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının tüm ödemeyi yaptığını, bağımsız bölümün davalı kullanımına tahsis edildiğini, sözleşme edimlerinin karşılıklı olarak ifa edildiğini, ancak sözleşmelere istinaden 5000 civarı kişiye tapuların devredilmesine rağmen ve davalı yanın her yıl istisnasız devre mülkü malik sıfatıyla kullanmasına rağmen ısrarla devre mülk tapusunu almaktan imtina ettiğini beyanla müvekkili adına kayıtlı devre mülk tapusunun iptali ile davalı adına tesciline, bu talebin mümkün olmaması halinde sözleşmenin feshi ile 35.000- TL rezervasyon bedeli tutarındaki cezai şart tazminatı 2.964,50- TL operasyon bedeli, 1.387,51- TL tadilat...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ...2. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ) ve Yalova 4....

        UYAP Entegrasyonu