Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Gayrimenkul Satış sözleşmesinin feshi, ödenen bedelin iadesi ve bağımsız bölümün kullanılamaması nedeniyle alacak; ıslahen, ıslah dilekçesi ekinde denkleştirici adalet ilkesi dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu sebepsiz zenginleşme alacağı ve cezai şart istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....

Somut olayda da, taraflar arasında ilk olarak imzalanan 22.03.2015 tarihli devre mülk satış sözleşmesi, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olmakla resmi şekilde yapılmadığından geçersiz ise de, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçersiz olan sözleşme geçerli hale gelmiştir. Ne var ki; devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir. İlk imzalanan sözleşme yönünden; her ne kadar tapu devri ile sözleşme geçerli hale gelmiş ise de, davacının sözleşmede ve resmi senette yazılı odada sözleşmede yazılı dönem aralığında hiç konaklamadığı göz önüne alınarak, tecrübe ve muayene şartının oluşmadığı, davacının bu sözleşme gereği davalıya yaptığı ödemelerin iadesini isteyebileceği kabul edilmelidir....

Dava dosyası kapsamı, toplanan deliller ve yerel mahkeme gerekçesine göre; taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, TMK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşmenin, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale geldiği, devre mülk sözleşmeleri tecrübe ve muayene koşulu ile yapılan satış sözleşmelerinden (TBK md. 249) olup, davacı tüketicinin kullanımdan/teslimden kaçındığının veya taşınmazı sözleşmede yazılı dönemde kullanmış olduğunun usulüne uygun ispat vasıtaları ile kanıtlanamadığı, davacının devre mülk sözleşmesinden cayma hakkını bu nedenli kullanabileceği, davalı tacir olup, dava konusu alacak ticari işletmesi ile ilgili...

istendiği,6502 sayılı tüketici koruma yasası Devre Mülk yönetmelik hükümleri gereği söz konusu aldatılarak yapılan ( edimleri yerine getirilmeyen ) satış dan caydığını söz konusu satışın iptal edilerek ödemiş olduğu 18.690,00 TL 'nin 10 gün içerisinde tarafına iade yapılmasını istediğini, aldatılarak yapılan (edimleri yerine getirilmeyen) Cayma Hakkını Kullanmanın engellenmek istendiği, hiç bir hizmet almadığını ve üzerine devre mülk kat mülkiyet tapu tahsisi yapılmayan satışın iptal edilerek imzalamış olduğu sözleşmeye ait değerli evrakların ve ödediği 18.690,00 TL'nin bugüne kadar işleyen yasal faiziyle birlikte tarafına iadesi dava ve talep etmiştir....

Mahkemece, davanın kabulü ile; taraflar arasında imzalanan 02/08/2015 tarihinde ..... sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Bu sözleşmeye bağlı olarak düzenlenen 11.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 02.08.2015 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle ödediği bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/426 esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; taraflarca imzalanan devre mülk satış sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 11/10/2018 NUMARASI : 2018/173 ESAS, 2018/770 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmenin İptali ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı T3 Tic....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, devre mülk sözleşmesinin ve senetlerin iptali ile ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı HMK, 6098 sayılı TBK, 6502 sayılı TKHK 3. Değerlendirme Dava, devre mülk sözleşmesinin ve senetlerin iptali ile ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinafa başvurulmuştur. Taraflar arasında adi yazılı olarak düzenlenen 22/08/2022 tarihli 03284 sayılı Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile Bolu ili, Mudurnu ilçesi, Karacasumandıra Köyünde bulunan Palace Blok Kat:vip Daire:11 nolu devre mülk hissesinin, 155.000,00 TL bedel karşılığında davalı Sarot Termal Gayrimenkul Tur. İnş. Taah....

    Somut olayda, davacı, devre mülk sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesini ve sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiş, mahkemece, davanın kabulüne, senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ödediği bedel olan 3.650,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Yine yargılama harç ve giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece, davalılardan hangisi ya da hangileri hakkında karar verildiği açık ve infazda tereddüte yol açmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken, yukarıda yazılı şekilde eksik hüküm kurulmuş olması olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma şekil ve sebebine göre davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

      KMK’nun 65. maddesinde devre mülk hakkına uygulanacak hükümlerin sırasına ilişkin getirilen düzenlemede tüketicinin korunması hakkındaki kanunlara bir atıfta bulunulmaması bu yasaların uygulanmasını engellemeyeceğinden uyuşmazlıkların yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda 634 sayılı Kanun’dan sonra yürürlüğe giren 4077 sayılı Kanun ve bu kanunu yürürlükten kaldıran 6502 sayılı TKHK ile bu kanunlara göre çıkartılan yönetmelik hükümleri ve devre mülk hakkının ayni hak devrini içermesi nedeniyle bu husustaki diğer yasal mevzuat doğrultusunda çözümlenmesi gerekmekte olup, uygulamada bu doğrultuda verilen kararlarla şekillenmiştir. Öncelikle uyuşmazlığa konu sözleşmenin şekli ve niteliği hususunun değerlendirilmesi gerekir....

      UYAP Entegrasyonu