Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. olan bonolar verdiğini belirterek, cayma hakkının kullanılması nedeniyle sözleşmenin ve sözleşme ile birlikte imzalatılan bonoların iptaline, ödemiş olduğu 2.750,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ile eski ünvanı Termal Saray Otel İşletmeciliği Tur. İnş. Paz. A.Ş. olan davalı Termal de Termal Otel İşletmeciliği Turizm İnşaat Pazarlama Anonim Şirketi arasında 08/01/2017 tarihli ve AT07- 1140 numaralı Emet Termal Resort & SPA Devre Tatil Üyelik Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında 36 adet lehtarı diğer davalı Ayşar Tur. Paz. Tic. Ltd. Şti. olan bono düzenlendiği anlaşılmıştır. Devremülk sözleşmesinin, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşme olduğu ve eldeki davaya konu sözleşme kapsamında tecrübe ve muayenenin gerçekleşmediği, tecrübe ve muayene gerçekleşmediği müddetçe davacının cayma hakkını kullanabileceği gözetildiğinde davacı tarafından açılan davanın kabulüne dair verilen kararda isabetsizlik bulunmamıştır....

HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere : 1-Dava konusu ;------ sayılı sözleşme kapsamında davalıya verilen ; -- Tarih ve 50.000 TL, ---Tarih ve 25.000 TL, 25.08.2015 Tarih ve 25.000 TL, 25.10.2015 Tarih ve 35.000 TL, 25.11.2015 Tarih ve 35.000 TL, 25.12.2015 Tarih ve 30.000 TL, ------ bedelli senetler ile ; Dava konusu ; ---- sayılı sözleşme kapsamında davalıya verilen 25.06.2015 Tarih ve 250.000 TL, 25.07.2015 Tarih ve 25.000 TL, 25.08.2015 Tarih ve 25.000 TL, 25.09.2015 Tarih ve 200.000 TL, 25.10.2015 Tarih ve 15.000 TL, 25.11.2015 Tarih ve 15.000 TL, 25.12.2015 Tarih ve 20.000 TL, 25.01.2016 Tarih ve 200.000 TL bedelli senetlerin iadesine ilişkin davanın açılmamış sayılmasına, 2-Davalıya ödenen 296.000 TL'nin iadesine ilişkin davanın reddine, HARÇLAR 3- 1 nolu hüküm fıkrası yönünden alınması gerekli 179,90 TL harç ve 2 nolu hüküm fıkrası yönünden alınması gerekli 179,90 TL harç olmak üzere toplam 359,8‬0 TL harcın davacı tarafından yatırılan 5.054,94 TL harçtan mahsubu...

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davacı arasında 11.10.2014 tarihinde devre tatil sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, davalı taraf yakınları ile birlikte devre tatil sözleşmesine istinaden müvekkil şirket tesislerinde konakladığını ve hizmet aldığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararından anlaşıldığı üzere mahkeme yargıcı devre tatil sözleşmeleri ile devre mülk sözleşmelerini ayırt edemediğini ve somut olayımızda devre tatil sözleşmesi akdedilmesine rağmen devre mülk sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulamış olduğunu, yerel mahkemenin somut olayımızla hiç ilgisi olmamasına rağmen Kat Mülkiyeti Kanununun somut olaya uygulamış olduğunu, devre tatil sözleşmeleri mülk hakkı vermeyeceğini, devre tatil sözleşmeleri, tüketiciye yılın belli döneminde hizmet alma hakkı sağladığını, devre tatil sözleşmelerinin resmi şekilde yapılmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakta olduğunu, devre tatil sözleşmeleri adi yazılı şekilde yapılabileceğinin sabit olduğunu, devre tatil sözleşmesinin...

    itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacılar, 01.05.2011 tarihli devre mülk satış sözleşmesinin iptali, ödediği bedelin iadesi ve devre mülkün teslim edilmemesinden kaynaklı cezai şart istemiyle eldeki davayı açmıştır....

      Hukuk Dairesinin 25 2019/6787 Esas-2020/326 Karar Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 25/06/2020 Tarihli 2020/1718 Esas , 2020/2138 Karar Sayılı İlamı ve özellikle Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 2020/10763 Esas 2020/11565 Karar, 2020/10764 Esas, 2020/11558 karar ve 2020/10765 esas 2020/11560 karar sayılı ilamları gereğince) mahkemelerinin yetkisizliğine, görevli mahkemenin İskenderun 1.Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) yetkili olduğunu belirterek kararın kesinleşmesi üzerine dosyayı merci tayini talebi ile Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. Dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; Dava, devre mülk satış vaadi sözleşmesi ve eklerinin iptali, davalı tarafa verilen bonolar nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve yapılan ödemelerin iadesi istemlerine ilişkindir. Davacı, 28/12/2014 tarihli Devre Mülk Satış Sözleşmesinin eki yapılan 3 sayfalık 4 maddelik 31/08/2019 tarihli İD sözleşme nolu 2....

      GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında mevcut devre mülk satış sözleşmesinin, tapulu taşınmazın haricen satışına ilişkin olup ve MK'nın 706, TBK'nun 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunda kuşku yok ise de 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 57 vd. maddelerinde düzenlenen ve taşınmazın müşterek payına bağlı bir hak olan devre mülk hakkına ilişkin dava konusu sözleşme, sözleşmeye konu devre mülkün tapusu resmi senet ile davacı adına devredilmiş olmakla geçerli hale gelmiştir. Ayrıca, devre mülk sözleşmesi, tecrübe ve muayene koşuluna bağlı bir sözleşmedir. Fiili teslim ve kullanıma kadar sözleşme askıda olup, cayma hakkı da teslimden itibaren başlar. Tecrübe ve muayene koşulu gerçekleşmediği sürece tüketici her zaman sözleşmeyi feshedebilir....

      İstinaf dilekçesine cevap veren davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı tarafından yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf başvurusunun esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : Yazılı beyanlar, ADN01013A nolu Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesi, tahsilat makbuzları, cayma ihtarı ve tüm dosya kapsamı. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava; devremülk satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itiraz ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 14/08/2016 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme bedeli olarak davalıya 5.750,00 TL ödediğini, ancak müvekkiline tapu devrinin yapılmadığını, devre mülk hakkının da kullandırılmadığını, ödenen bedelin tahsili amacıyla Adana 3....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : 2019/364 ESAS - 2020/423 KARAR DAVA KONUSU : Devre Mülk Sözleşmesinin İptali, Bedel İadesi, Taşınmazın İadesi KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 06/01/2017 tarihinde Ankara ili Ayaş ilçesi Uğur Çayırı köyü 118 Ada 3 Parsel üzerinde kurulu A Blok 3. kat 87 nolu bağımsız bölümle ilgili devremülk sözleşmesi imzalandığını, devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri yönetmeliğinin Satıcı veya sağlayıcının yükümlülükleri başlıklı 9....

      BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ve davalı arasındaki sözleşme devre mülk sözleşmesi olmadığını, devre tatil sözleşmesi olduğunu, ilk derece mahkemesinin kararında davanın kısmen kabul edildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, taraflar arasında akdedilen devre tatil sözleşmesinin feshi ile sözleşme nedeniyle ödenen bedelin denkleştirici adalet kuralı gereğince iadesi talebine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

      GEREKÇE : Dava, taraflar arasında imzalanan devre mülk sözleşmesinin iptali ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, sözleşme kapsamında tapu devri yapıldığı cihetle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin davaya görmekte yetkili olduğu gerekçesiyle usulden ret kararı verilmiş, karar, davacı yanca istinaf edilmiştir. Ancak, davacı tarafından, tapu devrinin bir başka sözleşme kapsamında yapıldığı ve bu sözleşmenin de Ankara Batı 2. Tüketici Mahkemesinin 2022/14 esas sırasında yargılama konusu olduğu ileri sürüldüğünden, tapu devri yapılan yer ile dava konusu sözleşmede kararlaştırılan yerin aynı yer olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      UYAP Entegrasyonu