Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirket ile 23/11/2013 tarihinde İD 12171 no'lu devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 9.000,00 TL ödediğini, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek sözleşmenin iptalini, 9.000 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

    DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirket arasında ve davacı arasında 05/02/2016 tarihli, SA-16011 sözleşme nolu ''devre mülk satış vaadi sözleşmesi'' başlıklı devre mülk sözleşmesi imzalandığını, Sakarya ili Taraklı ilçesi, Yukarıçay Mevkii, 30- 31. Adanın 3168 parsellerinde kayıtlı bulunan arsa üzerine inşa edilecek bağımsız bölümlerden Yakut Evler E Blok 2....

    Bu durumda mahkemece, davalı tarafından tapunun davacıya devredildiği anlaşıldığından yapı kullanma izin belgesi ile kullanıma ilişkin iskan ruhsatının olup olmadığı, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı ve devre mülk satış sözleşmesinin feshine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak taraf delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca mahkemece, söz konusu devre mülk satış sözleşmesinin feshinin koşullarının anlaşılması halinde, davacı üzerinde yer alan tapunun sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davalıya iadesi gerekeceğinden tapusu iade edilecek taşınmazın ... ilinde yer aldığının gözetilmesi gerekir....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2022 NUMARASI : 2021/625 ESAS - 2022/334 KARAR DAVA KONUSU : Devre Mülk Sözleşmesin KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının hediye tatil kazanıldığına dair pazarlaması ve ısrarlı tanıtımın psikolojik baskısı sonucu davalı ile devremülk sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme uyarınca sözleşme bedeli 18.500,00- TL ödeme yapıldığını ancak devre mülk tesisinin bitirilemediğini, sözleşmenin kanun ve yönetmeliğe uygun olmadığından geçerli olmadığını, cayma hakkı için yapılan başvuruya davacının olumlu yanıt alamadığını beyanla devre mülk satış sözleşmenin ve sözleşme ile birlikte imzalatılan her türlü belgenin iptalini, sözleşme uyarınca davacının borçlu olmadığının tespitini, yapılan ödemelerin ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

      KARAR Davacı, davalının işletmecisi ve mülk sahibi olduğu şirketle 15.11.2004'te devre tatil sözleşmesi imzaladıklarını ve bu tarihten itibaren tatil hakkını sözleşmede belirlendiği şekilde taşınmazda geçirdiğini, davalı şirket tarafından devre tatile konu taşınmazların 2008'de 3. bir şirkete devredildiğini ve bu durumun müşterilere haber verilmediğini ileri sürerek, devralan şirketle davalı arasında ticari bağlantı bulunduğundan sözleşmeyle sağlanan devre tatil hakkının kullanımının sağlanmasını, aksi halde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 Euro'luk zararının karar tarihindeki döviz kuru üzerinden, dava tarihinden itibaren başlayacak en yüksek ticari faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, sözleşme gereğince ... ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu savunarak yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece, devre tatil sözleşmesinde yetkinin ... olarak belirlendiği, davalı şirketin şirket merkezinin ... olduğu gerekçesiyle ......

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile 12/04/2015 tarihinde 6.222,00 TL bedelli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, toplamda 100 TL ödeme yaptığını, devre mülkün tesliminin yapılmadığını belirterek 12.04.2015 tarihli devremülk sözleşmesinin iptalini, sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, sözleşme sebebi ödediği 100,00 TL'nin avans faizi ile iadesini talep etmiştir. Davalı, duruşmada davanın reddini dilemiştir....

          Bu vakayı ikrar ediyorum'' şeklinde beyanda bulunduğunu, bu dosyada davalı şirket yöneticisinin devre mülk sözleşmesi yaptığını ve bunun bedelinin ödendiğini ikrar ettiğini, yine davalı vekilinin cevap dilekçesinde de Devre Mülk Satış Vaadi sözleşmesi yapma amacının olduğunu belirttiğini, davalının cevap dilekçesinde yapmış olduğu bu kabul ve açıklamalar da dikkate alınarak Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesinin geçerliliği kabul edilerek başkaca hiçbir açıklamaya yahut delile gerek olmaksızın ilgili taşınmazın müvekkili lehine tapuya tescilinin yapılması gerektiğini, davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan edimlerinin hiçbirini yerine getirmemesinin kötü niyetinin göstergesi olduğunu, devre mülklerin 2014 yılında yapımı tamamlanıp taraflara teslim edilmesi gerekirken 2017 yılında kullanıma açılıp teslim edildiğini, sözleşmede ''Devre mülkler geç teslim edilirse, alıcılara, başka tesislerden yer temin edilip tatillerinin yaptırılacağı; başka tesislerden yer temin edilemeyeceği durumunda...

          Öte yandan; tapuda kayıtlı taşınmazların satışının TMK'nun 706, TBK'nun 23, Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersizdir.Bu durumda da, taraflar arasında imzalanan devre mülk satış sözleşmesi tapulu taşınmazda pay satışına ilişkin olup resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğuna, dava dilekçesine ekli belgelerin davacının yaptığı ödemenin varlığı için yeterli bulunmasına ve davacı bu sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesini her zaman talep edebileceğine göre, taraflar arasında haricen imzalanan hisseli gayrımenkul/devre mülk satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu ve geçersiz sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerini iade edecekleri gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmamıştır. lk derece mahkemesince dosyada toplanan delillere göre, davacı Cengiz yönünden vermiş olduğu kararda usul ve yasaya...

          T4 Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazlarının olduğunu, davacı ile aktedilen sözleşme bir devre tatil değil, hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, bahsi geçen sözleşme kat mülkiyeti kanununa tabi olduğunu ve kat mülkiyeti kanununda, gayrimenkul satışlarında cayma hakkına ilişkin herhangi bir madde bulunmadığını, cayma hakkının devre tatil sözleşmelerine ilişkin bir hak olduğunu, bu itibarla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; "...taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk pay satışı vaadi içermesine karşılık, resmi sözleşme niteliği taşımadığından bir ön akit niteliğinde değerlendirilebileceği anlaşılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar, ayrı ayrı yaptıkları sözleşme ile davalı şirketten 2011 yılında devre mülk satın aldıklarını, dava konusu devre mülkün 2013 yılında teslim edileceğinin taahhüt edildiğini, devre mülkün tesliminin talep edilmesine rağmen davacılara ayrı ayrı teslim edilmediğini, emsal ve rayiç kira bedellerinin 3.000,00-TL olduğunu öğrendiklerini, davalı firmadan ödemeyi talep ettiklerini, davalı firma tarafından ödemenin yapılmadığını beyan ederek her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere devre mülk hakkı ile ilgili olarak 2013, 2014 ve 2015 yılları için 9.000,00-TL’den toplam 18.000,00-TL’nin taraflarına...

            UYAP Entegrasyonu