WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu vakayı ikrar ediyorum'' şeklinde beyanda bulunduğunu, bu dosyada davalı şirket yöneticisinin devre mülk sözleşmesi yaptığını ve bunun bedelinin ödendiğini ikrar ettiğini, yine davalı vekilinin cevap dilekçesinde de Devre Mülk Satış Vaadi sözleşmesi yapma amacının olduğunu belirttiğini, davalının cevap dilekçesinde yapmış olduğu bu kabul ve açıklamalar da dikkate alınarak Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesinin geçerliliği kabul edilerek başkaca hiçbir açıklamaya yahut delile gerek olmaksızın ilgili taşınmazın müvekkili lehine tapuya tescilinin yapılması gerektiğini, davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan edimlerinin hiçbirini yerine getirmemesinin kötü niyetinin göstergesi olduğunu, devre mülklerin 2014 yılında yapımı tamamlanıp taraflara teslim edilmesi gerekirken 2017 yılında kullanıma açılıp teslim edildiğini, sözleşmede ''Devre mülkler geç teslim edilirse, alıcılara, başka tesislerden yer temin edilip tatillerinin yaptırılacağı; başka tesislerden yer temin edilemeyeceği durumunda...

Bu vakayı ikrar ediyorum'' şeklinde beyanda bulunduğunu, bu dosyada davalı şirket yöneticisinin devre mülk sözleşmesi yaptığını ve bunun bedelinin ödendiğini ikrar ettiğini, yine davalı vekilinin cevap dilekçesinde de Devre Mülk Satış Vaadi sözleşmesi yapma amacının olduğunu belirttiğini, davalının cevap dilekçesinde yapmış olduğu bu kabul ve açıklamalar da dikkate alınarak Devre Mülk Satış Vaadi Sözleşmesinin geçerliliği kabul edilerek başkaca hiçbir açıklamaya yahut delile gerek olmaksızın ilgili taşınmazın müvekkili lehine tapuya tescilinin yapılması gerektiğini, davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan edimlerinin hiçbirini yerine getirmemesinin kötü niyetinin göstergesi olduğunu, devre mülklerin 2014 yılında yapımı tamamlanıp taraflara teslim edilmesi gerekirken 2017 yılında kullanıma açılıp teslim edildiğini, sözleşmede ''Devre mülkler geç teslim edilirse, alıcılara, başka tesislerden yer temin edilip tatillerinin yaptırılacağı; başka tesislerden yer temin edilemeyeceği durumunda...

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davaya konu devre mülk hissesinin davacı adına tapuda tescili yapılmış olmakla birlikte, tesliminin yapılmamış olduğu, harici devre mülk satış sözleşmesi tapuda pay devriyle geçerli hale gelmiş olsa da, sözleşmeye konu davacıya satışı yapılan devre mülkün fiilen teslim edilerek kullanıldığı veya davacının teslimden imtina ettiğinin ispat edilemediği, gönderilen kısa mesajların hukuken geçerli bir davet olarak nitelendirilemeyeceği, tecrübe ve muayene koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmış olduğundan, davacının cayma hakkını kullanarak sözleşmenin feshini ve yaptığı ödemeyi talep hakkının bulunduğu gerekçesiyle, "1- Davacı Hülya Ubay yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, 1A- Taraflar arasındaki bila tarih ve 5850 sayılı Devremülk Devir Sözleşmesinin İPTALİNE, 1B- Sözleşme bedeli olan 15.000,00 TL'nin 23/09/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 1C-Aidat bedellerinin iadesi yönünden...

konumunda olan iyi niyetli davacı müvekkilinin hukuki amacına, devre mülk edinme amacına ulaşmasının engellendiğini, davalı şirketin asıl amacının; Devre mülk satışı yapıyor olarak gösterip aslında çıkarı doğrultusunda devre tatil satış vaadi sözleşmesi yapmak olduğunu, yapılan bu işlemin davalının hukuku yanıltmaya yönelik tek taraflı hukuka aykırı işlem olduğunu, müvekkilinin sonuçlarını biliyor olsaydı kendi lehine sonuç doğuracak şekilde sözleşmeyi tapuda ya da noterde gerçekleştireceği apaçık ortada bir gerçek olduğunu, resmi şekil şartının tapu ya da noterde yapılması olduğunu bilse kendi aleyhine sonuç doğuracak şekilde hareket etmeyeceğini, Taraklı Termal Anonim Şirketinin müşteri portföyünün geniş olması ve yaptığı işlemlere güven duyularak hareket eden müvekkilinin açıkça yanılgıya düşürüldüğünü ve buna göre lehe hareket edildiğini, yerel mahkemenin verdiği kararda da ifade etmiş olduğu ancak değinmeyi atladığı bir husus bulunduğ3unu, Devre mülk sözleşmesi uyarınca tapunun kendi...

iki sözleşme arasındaki farkı bileceğinin mutlak olduğunu, daha önce aynı mahkemede, aynı konuda farklı müvekkillerinin ve farklı dosya esas numaralarında kayıtlı dosyalarının olduğunu belirttiklerini, bu dosyalarında davalı şirket yöneticisinin devre mülk sözleşmesi yaptığını ve bunun bedelinin ödendiğini ikrar ettiğini, yine davalı müvekkilinin cevap dilekçesinde de Devre Mülk Satış Vaadi sözleşmesi yapma amacının olduğunu belirttiğini, kabul anlamına gelen bu beyanın: '' Dosyaya sunduğumuz delillerden de anlaşılacağı üzere hasıl-ı dava olan devre mülk, davacıya anılan sebeplerle zamanında teslim edilememiş ve tapu devri yapılamamıştır....

Yani devre tatil sözleşmesinde devre tatil sahibi yaptığı sözleşme çerçevesinde yılın belirli bir dönem veya dönemlerinde tesislerden yararlanma hakkını elde etmektedir. Davaya konu 16/04/1999 tarihli sözleşme ise "Doksandokuz Yıllık Mülk Kullanım Sözleşmesi" başlığı altında düzenlenmiş olup, sözleşmeye konu dairenin kullanım hakkı 99 yıllığına kiracıya devredilmiştir. Sözleşme ile devre mülk sözleşmelerinde olduğu gibi hak sahibine ayni bir hak verilmemiş, sadece kullanım hakkı tapuya şerh edilmiştir. Yine yukarıda açıklandığı üzere sözleşme konusu dairenin yılın belli ya da belirlenebilir devrelerinde değil 99 yıllığına sürekli olarak kullanım hakkı kiralanmıştır. Sözleşmenin açıklanan bu niteliği uyarınca devre tatil sözleşmesi olmayıp, tapuya şerh edilen kira sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

    Yani devre tatil sözleşmesinde devre tatil sahibi yaptığı sözleşme çerçevesinde yılın belirli bir dönem veya dönemlerinde tesislerden yararlanma hakkını elde etmektedir. Davaya konu 20/12/2001 tarihli sözleşme ise"Doksandokuz Yıllık Mülk Kullanım Sözleşmesi" başlığı altında düzenlenmiş olup, sözleşmeye konu dairenin kullanım hakkı 99 yıllığına kiracıya devredilmiştir. Sözleşme ile devre mülk sözleşmelerinde olduğu gibi hak sahibine ayni bir hak verilmemiş, sadece kullanım hakkı tapuya şerh edilmiştir. Yine yukarıda açıklandığı üzere sözleşme konusu dairenin yılın belli ya da belirlenebilir devrelerinde değil 99 yıllığına sürekli olarak kullanım hakkı kiralanmıştır. Sözleşmenin açıklanan bu niteliği uyarınca devre tatil sözleşmesi olmayıp, tapuya şerh edilen kira sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

      Davaya konu 07/06/1999 tarihli sözleşme ise "Doksandokuz Yıllık Mülk Kullanım Sözleşmesi" başlığı altında düzenlenmiş olup, sözleşmeye konu dairenin kullanım hakkı 99 yıllığına kiracıya devredilmiştir. Sözleşme ile devre mülk sözleşmelerinde olduğu gibi hak sahibine ayni bir hak verilmemiş, sadece kullanım hakkı tapuya şerh edilmiştir. Yine yukarıda açıklandığı üzere sözleşme konusu dairenin yılın belli ya da belirlenebilir devrelerinde değil 99 yıllığına sürekli olarak kullanım hakkı kiralanmıştır. Sözleşmenin açıklanan bu niteliği uyarınca devre tatil sözleşmesi olmayıp, tapuya şerh edilen kira sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....

        altında sık sık para talep edilerek rahatsız edildiğini, devremülk sözleşmelerinin resmi şekilde ve en az 15 gün için yapılabileceğinden, akdedilen sözleşme her ne kadar Devremülk satış vaadi sözleşmesi başlıklı olsa da sözleşmenin aslında devre tatil sözleşmesi olduğu ancak devre tatil sözleşmesinin şartlarını da taşımadığının ortada olduğunu, devre tatil sözleşmesi için; bir gün önceden ön bildirim yapılması, cayma formu verilmesi, cayma süresi içerisinde peşinat alınmaması, sözleşmenin 12 punto olması gibi şartlar arandığını, müvekkili ile akdedilen sözleşmede bunların hiçbirisinin yer almadığını, TBK gereğince kanunda sözleşmeler için öngörülen şekil, kural olarak geçerlilik şekli olduğunu, öngörülen şekle uyulmaksızın kurulan sözleşmelerin hüküm doğurmayacağını, davacı müvekkili ile davalı taraf arasında imzalanan sözleşme devre mülk sözleşmesi olup ayni edim içeren bir sözleşme olmadığını, bu tür sözleşmelerin kanunda öngörülen resmi yazılı şekilde yapılması gerektiğini, resmi şekilde...

        Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davaya konu devre mülk hissesinin davacı adına tapuda tescili yapılmış olmakla birlikte, tesliminin yapılmamış olduğu, harici devre mülk satış sözleşmesi tapuda pay devriyle geçerli hale gelmiş olsa da, sözleşmeye konu davacıya satışı yapılan devre mülkün fiilen teslim edilerek kullanıldığı veya davacının teslimden imtina ettiğinin ispat edilemediği, tecrübe ve muayene koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmış olduğundan, davacının cayma hakkını kullanarak sözleşmenin feshini ve yaptığı ödemeyi talep hakkının bulunduğu gerekçesiyle, " 1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, taraflar arasında düzenlenen bila tarih ve 9946 sayılı Devremülk Devir Sözleşmesinin İPTALİNE, 2- Sözleşme bedeli olan 16.883,00 TL'nin 22/02/2021 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 3- 432,00 TL yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın REDDİNE, 4- Ankara İli, Ayaş İlçesi, Uğurçayırı Mahallesi, 118 ada 3 sırasında kayıtlı...

        UYAP Entegrasyonu