Dernek üyesi olmanın kişiye bahsettiği en önemli hak; genel kurula katılım ve yöneticileri seçimin de oy kullanma hakkıdır. Bir dernek üyesi, üyesi olduğu derneğin genel kurulundan haberdar olmadan dernek genel kurulunun yapılması dernek üyeliğini asılsız kılar. Somut uyuşmazlıkta, davacı dernek olağan genel kurul toplantısına üye olan beş kişiye, tebligat yapılmamış, genel kuruldan haberdar edilmemiştir. Tebligat çıkarılıp iade edilmesi de söz konusu değildir. Üyeler davet edilmediğinden ve üyelere yapılan tebligat bulunmadığından usulsüz tebliğden de söz edilemez. Üyelerin derneğin, genel kurul toplantısına katılma hakkı ellerinden alınmıştır. Bu Anayasal temel hakkın ihlali niteliğindedir. Beş üyenin alınan kararlara etkili olup olmaması önemli değildir. Belkide davet edilmeyen üyelerden biri toplantıya katılıp, konuşma yapsa idi oylama sonucu önemli ölçüde değişebilirdi....
Bu istemin tebliğinden başlayarak otuz gün içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve kanuna aykırılık giderilmezse; en büyük mülkî amir, yetkili asliye hukuk mahkemesinde derneğin feshi konusunda dava açması için durumu Cumhuriyet Savcılığına bildirir. Cumhuriyet Savcısı mahkemeden derneğin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini de isteyebilir." hükmü; aynı kanunun 87. maddesinde ise "Dernekler, aşağıdaki hâllerde kendiliğinden sona erer: 1. Amacın gerçekleşmesi, gerçekleşmesinin olanaksız hâle gelmesi veya sürenin sona ermesi, 2. İlk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulmamış olması, 3. Borç ödemede acze düşmüş olması, 4. Tüzük gereğince yönetim kurulunun oluşturulmasının olanaksız hâle gelmesi, 5. Olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması, her ilgili, sulh hâkiminden, derneğin kendiliğinden sonra erdiğinin tespitini isteyebilir." hükmüne yer verilmiştir....
nın 87/2.maddesi gereğince kendiliğinden sona eren derneğin 5253 sayılı Dernekler Kanununun 15.maddesi gereğince mal varlığının tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece dava hasımsız olarak görülüp, tasfiyesi istenen derneğin mal varlığı bulunmadığı gerekçesi ile karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiştir. T.M.K.'nın 59.maddesi gereğince kuruluş bildirimi, dernek tüzüğü ve gerekli belgelerin mülki amirliğe verildiği anda dernek tüzel kişilik kazanmış olur. Tüzel kişilik kazanan derneğin ne zaman tüzel kişiliğinin son bulduğu konusunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, 3. kişiler açısından tüzel kişiliğin sona erdiği tarihin, derneğin tasfiyesinin tamamlanıp dernekler sicilinden terkin edildiği tarih olduğu genel kabul ve uygulamanın sonucudur. Nitekim, eldeki davada; daha önce kesinleşen mahkeme kararı ile kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin, T.M.K.'...
nun 87/5. maddesi gereğince kendiliğinden sona eren derneğin 5253 sayılı Dernekler Kanununun 15.maddesi gereğince mal varlığının tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece dava hasımsız olarak görülüp tasfiyesi istenen derneğin mal varlığı bulunmadığı gerekçesi ile karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiştir. T.M.K.'nun 59.maddesi gereğince kuruluş bildirimi, dernek tüzüğü ve gerekli belgelerin Mülki Amirliğe verildiği anda dernek tüzel kişilik kazanmış olur. Tüzel kişilik kazanan derneğin tüzel kişiliğinin ne zaman son bulduğu konusunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, 3. kişiler açısından tüzel kişiliğin sona erdiği tarihin, derneğin tasfiyesinin tamamlanıp dernekler sicilinden terkin edildiği tarih olduğu genel kabul ve uygulamanın sonucudur. Nitekim, eldeki davada daha önce kesinleşen mahkeme kararı ile kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin T.M.K.'...
nun 87/5. maddesi gereğince kendiliğinden sona eren derneğin 5253 sayılı Dernekler Kanununun 15.maddesi gereğince mal varlığının tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece dava hasımsız olarak görülüp tasfiyesi istenen derneğin mal varlığı bulunmadığı gerekçesi ile karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiştir. T.M.K.'nun 59.maddesi gereğince kuruluş bildirimi, dernek tüzüğü ve gerekli belgelerin Mülki Amirliğe verildiği anda dernek tüzel kişilik kazanmış olur. Tüzel kişilik kazanan derneğin tüzel kişiliğinin ne zaman son bulduğu konusunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, 3. kişiler açısından tüzel kişiliğin sona erdiği tarihin, derneğin tasfiyesinin tamamlanıp dernekler sicilinden terkin edildiği tarih olduğu genel kabul ve uygulamanın sonucudur. Nitekim, eldeki davada daha önce kesinleşen mahkeme kararı ile kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin T.M.K.'...
nun 87/2. maddesi gereğince kendiliğinden sona eren derneğin 5253 sayılı Dernekler Kanununun 15.maddesi gereğince mal varlığının tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece dava hasımsız olarak görülüp tasfiyesi istenen derneğin mal varlığı bulunmadığı gerekçesi ile karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiştir. T.M.K.'nun 59.maddesi gereğince kuruluş bildirimi, dernek tüzüğü ve gerekli belgelerin Mülki Amirliğe verildiği anda dernek tüzel kişilik kazanmış olur. Tüzel kişilik kazanan derneğin tüzel kişiliğinin ne zaman son bulduğu konusunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, 3. kişiler açısından tüzel kişiliğin sona erdiği tarihin, derneğin tasfiyesinin tamamlanıp dernekler sicilinden terkin edildiği tarih olduğu genel kabul ve uygulamanın sonucudur. Nitekim, eldeki davada daha önce kesinleşen mahkeme kararı ile kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin T.M.K.'...
Buna göre; dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 51. maddesinde de; tüzel kişinin yerleşim yerinin kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu; 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2. maddesinde ise; bu Kanunun uygulanmasında, derneğin yerleşim yerinin, derneğin yönetim faaliyetlerinin yürütüldüğü yeri, dernek merkezinin ise derneğin yerleşim yerinin bulunduğu il veya ilçeyi ifade ettiği, şubelerin tüzel kişiliğe sahip olmayan alt birim olduğu hükme bağlanmıştır. Derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözönüne alınması gerekir. Bu durumda davanın kesin yetki kuralı gereği derneğin merkezinin bulunduğu yer Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 20....
Mahkemece asıl davanın kabulü ile icra dosyasındaki takibin devamına, icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde; genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, yerleşim yerinin, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirleneceği, 14/2. maddesinde, dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 51. maddesinde de; tüzel kişinin yerleşim yerinin kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu; 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 2. maddesinde ise; bu Kanunun uygulanmasında, derneğin yerleşim yerinin, derneğin yönetim faaliyetlerinin yürütüldüğü yeri, dernek merkezinin ise derneğin yerleşim yerinin bulunduğu il veya ilçeyi ifade ettiği hükme bağlanmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Açılan dava, davacının dernek üyeliğinden çıkarılmasına dair dernek yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. Dava dosyası arasındaki bilgi ve belgelerden davacının dernek üyesi iken kendisi ile birlikte çok sayıda dernek üyesinin en az 3 yıl ve üzeri olmak üzere üyelik aidatlarını ödemediklerinden bahisle dernek üyeliğinden çıkarılmalarına, dernek yönetim kurulunca 17/01/2013 tarihinde karar verildiği görülmektedir. Davacı tarafça sunulan 20/06/2019 tarihli dernek gelirleri alındı belgesi incelendiğinde; davacının davalı derneğe 2007 ila 2019 yılları arasına ilişkin toplam 780,00 TL aidat borcunu ödediği görülmektedir....
ten yasal faiziyle tahsilinin istendiği, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları sonucunda usulsüz harcamalar nedeniyle oluşan dernek zararında sorumlulukları bulunan davalı İ.. İ..'in de aralarında bulunduğu davalılar yönünden mahkemece davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Dernek zararı, tüzel kişi olan dernek organının mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda derneğin mal varlığında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıyla doğan zararı ifade eder. Dernek yöneticileri, dernek kaynaklarının etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, yönetilmesinden, kullanılmasından, korunmasından, kötüye kullanılmaması ve her an hizmete hazır bulundurulması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludurlar. Hal böyle olunca yukarıda gösterilen yasal düzenleme, yapılan açıklamalar ve özellikle davalı İ.. İ..'...