Sulh Hukuk Mahkemesince ise sona eren derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesinde açıkça sulh mahkemesinin görevli olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı, derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine (münfesih hale düştüğüne) sulh mahkemesince karar verilebilecek olmasının tasfiyesinin de bu mahkemece yapılacağı anlamına gelmediği, tasfiye kararı verilmesinin görev alanı dışında olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5253 sayılı Dernekler Kanununun 15. maddesinde, feshedilen veya münfesih hale düşen derneklerin para, mal ve haklarının tasfiyesi tüzüklerinde gösterilen esaslara göre yapılacağı belirtilerek tasfiye hususunda dernek genel kurulu tarafından bir karar alınmamış veya genel kurul toplanamamışsa yahut dernek mahkeme kararıyla feshedilmişse, derneğin bütün para, mal ve haklarının mahkeme kararıyla tasfiye edileceği açıklanmıştır....
Bu itibarla, 5253 Sayılı Dernekler Kanununun 2/h maddesi hükmünde de dernek şubeleri, dernek faaliyetlerinin yürütülebilmesi için bir derneğe bağlı olarak açılan, tüzel kişiliği olmayan ve bünyesinde organları bulunan alt birim olarak tanımlanmıştır. Bu olgu gözetildiğinde, kanun ile derneklere şube açma imkanının tanınması ve dernek şubelerinin organlarının bulunması, şubelerin tüzel kişiliği bulunduğu sonucunu doğurmamaktadır. Somut olaya gelince; davalı dernek şubesinin kendiliğinden dağıldığının tespiti istenilmiş, dava dilekçesinde davalı olarak dernek şubesi gösterilmiş ve dava dilekçesi davalı dernek şubesine tebliğ edilerek yargılama yapılmış ve hüküm verilmiştir. Az yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve şubenin tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetildiğinde davada taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm verildiği anlaşılmaktadır....
Üyeleri dışında herkese hizmet verilmemesi nedeniyle, derneğin tedavül ekonomisine katılmayan ve haksız rekabete sebep olmayacak dernek faaliyetini ticari nitelikte bir işletme veya ticari iş olarak nitelendirmek olanaksız bulunduğundan derneğin yasal faaliyetini iktisadi bir işletme olarak kabul etmek mümkün değildir. Bu bakımdan davacı dernek adına kurumlar vergisi mükellefiyeti tesisinde hukuka uygunluk bulunmadığından mahkeme kararının onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz....
Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere kaydedilir.", 69. maddesinde "Her üyenin genel kurulda bir oy hakkı vardır, üye, oyunu şahsen kullanmak zorundadır.", 73. maddesinde "Genel kurul, derneğin en yetkili karar organı olup; derneğe kayıtlı üyelerden oluşur.", 78. maddesinde de "Genel kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin salt çoğunluğunun, tüzük değişikliği ve derneğin feshi hâllerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır; çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz.” düzenlemeleri mevcuttur. Dernekler Yönetmeliğinin 14. maddesinde ise; “Yönetim kurulu, dernek tüzüğüne göre genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin listesini düzenler....
Ancak; Dava, davalı vakfın dağıtılması olarak açıldığı halde karar başlığında derneğin feshi yazılması ve senet değişikliği kararı kabul edilmesine rağmen değişiklik senedini düzenleyen noterliğin adı ile senedin tarih ve yevmiye numarasının kararda gösterilmemesi doğru değil ise de, bu yanılgıların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden karar başlığında "DAVA" kelimesi karşılığında bulunan "Dernek (Derneğin feshi)" ibaresinin metinden çıkartılarak yerine “Vakfın dağıtılması ve senet değişikliğinin tescili”; hüküm fıkrasının birinci paragrafının üçüncü satırındaki “uyarınca” kelimesinden sonra gelmek üzere ”Tokat 1. Noterliğince düzenlenen 27.05.2009 gün ve 3677 yevmiye numaralı değişiklik senedi doğrultusunda ibaresinin eklenmek suretiyle düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile hükmün ONANMASINA,aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 22.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, mahkeme kararı ile kendiliğinden sona eren derneğin tasfiyesi ile tasfiyenin ne şekilde olacağının tespiti istemine ilişkindir. 5253 sayılı Kanunu'nun 15 inci maddesinde, feshedilen veya münfesih hale düşen derneklerin para, mal ve haklarının tasfiyesinin tüzüklerinde gösterilen esaslara göre yapılacağı belirtilerek tasfiye hususunda dernek genel kurulu tarafından bir karar alınmamış veya genel kurul toplanamamışsa yahut dernek mahkeme kararıyla feshedilmişse, derneğin bütün para, mal ve haklarının mahkeme kararıyla tasfiye edileceği hükme bağlanmış; derneklerin tasfiyesinin nasıl yapılacağı ise Dernekler Yönetmeliğinde ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup Yönetmeliğin 89 uncu maddesinde, genel kurul kararı ile feshedilen veya kendiliğinden sona erdiği tespit edilen derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesinin tüzüğünde gösterilen esaslara göre yapılacağı, derneğin mahkeme kararı ile feshedilmesi halinde, derneğin bütün para, mal ve haklarının mahkeme kararıyla bulunduğu ildeki amacına...
Somut olayda, Aliağa Gençlik ve Spor Kulübünün Aliağa Belediye'sinin 15/02/1993 tarihli Meclis Kararı ile kurulduğu, Derneğin Kuruluş Tüzüğü'nün 45. maddesi uyarınca, derneğin feshi halinde bütün borç ve alacaklarının belediyeye devrolunacağının karar altına alındığı, 12/03/2015 tarihinde derneğin feshedildiği ve Dernek Kuruluş Tüzüğünün 45. maddesi gereğince tüm borçlarının Aliağa Belediyesi'ne devredildiği, dolayısıyla icra müdürlüğünce de takip dosyasına Aliağa Belediyesi'nin borçlu sıfatıyla eklenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, 5072 Sayılı kanunun dernek ve vakıflarla kamu kurumları arasında bir bağlantı olduğu izlenimini uyandıracak şekilde ilişki kurulmasının yasaklanması amacıyla 2005 yılında yürürlüğe girdiği, ancak, bu kanundan önce, borçlu derneğin Aliağa Belediye'sinin 15/02/1993 tarihli Meclis Kararı ile kurulduğu, 12/03/2015 tarihinde derneğin feshedildiği, Dernek Kuruluş Tüzüğünün 45. maddesi gereğince tüm borçlarının Aliağa Belediyesi'ne devredildiğinden...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde; davalı derneğin üyesi olan davacının dernek yönetim kurulu kararı ile üyelikten çıkarıldığını ileri sürülerek buna ilişkin 18.08.2014 tarihli dernek yönetim kurulu kararının iptali istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 73. maddesinde, dernek genel kurulunun derneğin en yetkili karar organı olduğu ve kayıtlı üyelerden oluştuğu; 83. maddesinde ise, ancak dernek genel kurul kararlarının iptalinin istenebileceği, diğer organlarının kararlarına karşı dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağı hükme bağlanmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 26.02.2020 gün ve 2019/277 Esas - 2020/427 Karar sayılı dosyasında, feshine karar verildiği, feshine karar verilen derneğin tekrar feshine karar verilmesi için dava açılmasında hukuki yarar olmadığı sebebiyle, usulden reddetmiştir. Yerel mahkemenin belirtilen mahkeme kararında feshettiği dernek, anılan kararın 2. sayfasında belirtildiği gibi, Toy-Kan Spor Kulübü Derneği ismiyle 29.01.2019 tarihinde Çaycuma Kaymakamlığı'na bildirimde bulunarak ve dernek için gerekli evrakları teslim edilerek kurulmuştur. Açtığımız dava ile feshini talep ettiğimiz dernek ise “Toykan Gençlik ve Spor Kulubü Derneği” ismiyle kurulmuştur. Dernek 20.05.2019 tarihinde Çaycuma Kaymakamlığına evraklarını vererek bildirimde bulunmuştur....
dernek tüzüğü doğrultusunda gerçekleştirilen projelere aktarıldığının görüleceği, derneğin üst düzey yönetici ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan kişilerin bulunduğu ......