WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, kurumlar vergisi mükellefi olarak ayrı bir vergi sujesi kabul edilmekle birlikte ait oldukları vakıf veya dernek tarafından yönetilirler ve sermayelerinin tamamı ilgili dernek veya vakıf tarafından tahsis edilir. Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanunu'nda yer alan düzenlemelere göre, tüzel kişiliği haiz olmayan dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler için, bunların bağlı olduğu dernek ve vakıflar tarafından beyanname verilir; kurumlar vergisi, tüzel kişiliği haiz olmayan dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler için bağlı oldukları dernek veya vakıf adına tarh olunur....

    Ancak; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 73. maddesinde; dernek genel kurulun, derneğin en yetkili karar organı olduğu ve derneğe kayıtlı üyelerden oluştuğunun, 83. maddesinde ise; ancak dernek genel kurul kararlarının iptalinin istenebileceği, diğer organlarının kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağının belirtilmiş olması karşısında mahkemenin gerekçesi doğru değil ise de ret hükmü sonucu itibariyle doğru olduğundan gerekçesi değiştirilmek suretiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilinin bir dernek olup derneklerin iktisadi amaç gütmediklerini, usül yönünden görev itirazında bulunarak, esasa ilişkin olarak da; davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde dile getirilen uyuşmazlığın davacıların dernek üyeliğinden ihracına ve ihraca ilişkin yapılan dernek içi işleme ilişkin olduğu, davacıların davalı dernek kurulu kararıyla ihraç edildiğini, bu ihraç kararına karşı İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/492 esas sayılı dosyasıyla dava açtığını, anılan mahkemenin davayı reddettiğini ve kararın kesinleştiğini, taraflar arasında dernek üyeliğinin ihracından ve bu ihraç doğrultusunda dernek içi yapılan işlemden kaynaklanan bir ihtilaf olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Buna göre; dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağı; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 51. maddesinde de; tüzel kişinin yerleşim yerinin kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu; 5253 sayılı Dernekler Kanununun 2. maddesinde ise; bu Kanunun uygulanmasında, derneğin yerleşim yerinin, derneğin yönetim faaliyetlerinin yürütüldüğü yeri, dernek merkezinin ise derneğin yerleşim yerinin bulunduğu il veya ilçeyi ifade ettiği, şubelerin tüzel kişiliğe sahip olmayan alt birim olduğu hükme bağlanmıştır. Derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen gözönüne alınması gerekir. Bu durumda davanın kesin yetki kuralı gereği derneğin merkezinin bulunduğu yer Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 20....

      Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla);"davacı tarafından davalı dernek iktisadi işletmesinin müdürlük yetkisinin yeniden oluşturulmasına dair dernek yetkili organı tarafından yeni bir karar alınarak ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ettiği, dernek iktisadi işletmesinin aynen dernek şubesi, dernek lokali ve dernek sandığı gibi dernek ana tüzel kişiliğinden ayrı mütalaa edilemeyecek derecede dernekle bütün ve kişiliği dernek ana tüzel kişiliğinde mündemiç bir yan işletme olduğu, davalı iktisadi işletmenin müdürlük yetkisinin dernek genel kurulu tarafından alınmasının gerektiği, genel kurulun toplanmaması halinde TMK'nın 75 maddesi uyarınca sulh hukuk hakiminin üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendireceği, mahkememizin iş bu davada görevsiz olduğu, görev hususunun resen dikkate alınmasının gerektiği, anlaşıldığından TMK nın 75 maddesi dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine" dair kararı verilmiştir. Zonguldak 2....

      Asliye Hukuk Mahkemesince (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla);"davacı tarafından davalı dernek iktisadi işletmesinin müdürlük yetkisinin yeniden oluşturulmasına dair dernek yetkili organı tarafından yeni bir karar alınarak ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ettiği, dernek iktisadi işletmesinin aynen dernek şubesi, dernek lokali ve dernek sandığı gibi dernek ana tüzel kişiliğinden ayrı mütalaa edilemeyecek derecede dernekle bütün ve kişiliği dernek ana tüzel kişiliğinde mündemiç bir yan işletme olduğu, davalı iktisadi işletmenin müdürlük yetkisinin dernek genel kurulu tarafından alınmasının gerektiği, genel kurulun toplanmaması halinde TMK'nın 75 maddesi uyarınca sulh hukuk hakiminin üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendireceği, mahkememizin iş bu davada görevsiz olduğu, görev hususunun resen dikkate alınmasının gerektiği, anlaşıldığından TMK nın 75 maddesi dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine" dair kararı verilmiştir. Zonguldak 2....

      Mahkemece, Dernek adına kredi kullandırıldığı ve Dernek tarafından ödenmeyen borcun davalı tarafından ödendiği kabul edilmiş, ancak dernek yönetim kurulunun Dernek Tüzüğünde verilen yetki ve salahiyeti aşarak borçlanma yapamayacağı bu sebeple aynı zamanda borçlanmayı yapan yönetim kurulu üyesi olan davalının yaptığı ödeme nedeni ile dernek tüzel kişiliğinden talepte bulunamayacağı gerekçesi ile davanın kabulü ile davacı Derneğin, davalıya borçlu olmadığının tespitine dair karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen onama kararının davalı vekili tarafından düzeltilmesi istenildiğinden dosya yeniden incelenmiştir....

        Dernek, üyelerinden ayrı, bağımsız, kendine özgü bir örgütsel yapıya sahiptir. Dernek kurma özgürlüğünün kolektif yönü, bu özgürlüğün bir diğer öznesi olan derneğin hukuk güvencesi altına alınmasını anlatır. Bu güvence, derneğin kurulmasından sona erme anına kadar sürer. Derneğin kurulması, serbestçe faaliyette bulunması ve varlık güvencesi kolektif dernek özgürlüğünü karşılamaktadır. 1982 Anayasası da 1961 Anayasası'nda olduğu gibi dernek kurma özgürlüğünün yanı sıra, siyasi parti ve sendika özgürlüklerini ayrıca güvence altına almıştır. (mad. 33, 51 ve 68) Buna göre ‘Herkes önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. ’ Anayasadaki bu düzenleme Medeni Kanunu'nun 57/1 maddesinde de aynen yer almıştır (YAVUZ Cevdet, Türk Medeni Kanunu Borçlar Kanunu ve Diğer Mevzuat, Ekim 2002, s. 109- 110 )....

        Koruma Derneği isimli bir dernek olup olmadığı, böyle bir dernek varsa halen faal olup olmadığı ve dernek adresinin mülki amirlikten sorularak hakkında hüküm verilen davalı derneğe gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilerek tebligat parçasının eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında, derneğin bir sivil toplum kuruluşu olduğu da gözetilerek hiç kimsenin dernek üyesi olmaya zorlanamayacağı gibi hiçbir derneğin üyeside dernek üyeliğinden çıkarılmaya da zorlanamaz. Dosya kapsamında, davalının dernek üyeliğinden çıkmasına ilişkin 18.06.2012 tarihinden önce yapılmış yazılı bir başvurusu bulunduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı, dernek üyeliğinden çıkmaya ilişkin yazılı başvurunun derneğe ulaşmasından itibaren hüküm ve sonuç doğuracağından bu tarihten önceki üyelik aidat ile davalı yükümlüdür. Buna göre davalının ödediği aidat miktarları mahsup edilerek üye kaldığı dönemdeki aidatların hesaplanarak bulunacak bedel üzerinden itirazın iptaline ve asıl alacak yönünden de icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

            UYAP Entegrasyonu