Dosya içeriğinde davacı dernek yöneticilerinin gerekli dikkat ve özeni göstermediği veya defteri kasten kaybettiklerine ilişkin herhangi bir delil ve belge bulunmamaktadır. Davacı dernek tacir olmadığından yöneticilerinin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülükleri de bulunmamaktadır....
Mahkemece davalı dernek yöneticilerine dava dilekçesi tebliğ edilerek dernek temsilcilerinin duruşmaları takip etmeleri sağlanmış, dernek yönetim kurulu başkanı genel kurul toplantılarını yaptıklarını ancak genel kurul sonuç bildirgelerini yasal süre içerisinde idareye bildirmeyi unuttuklarını savunmuştur. Mahkemece dernek yönetim kurulu başkanına 14.09.2009 tarihli oturumda 20 günlük kesin süre verilerek tüm genel kurul toplantılarındaki karar defterlerinin ibrazı istenmiş, bu süre içerisinde tutanakların sunulmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, gerekçeli kararda davalı dernek, ihbar olunan olarak gösterilmiştir. Mahkemenin 14.09.2010 günlü kesin mehil ihtarı usulüne uygun değildir. Mahkemece kesin mehil ihtarında bulunulurken davalıdan Dernekler Kanunu ve Dernek Yönetmeliğinde öngörülen olağan genel kurul belgelerinin tamamının neler olduğu açıkça belirtilerek istenmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen dernek feshi davası sırasında davalı dernek vekili 17.11.2005 günlü duruşmada hakimin çekinmesi talebinde bulunmuştur. Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı dernek vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davalı dernek vekili, 17.11.2005 günlü duruşma sırasında zapta geçen beyanı ile dernek faaliyetlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin davanın esasını çözer mahiyette olduğu gerekçesi ile hakimin çekinmesi talebinde bulunmuştur. Çekinmesi (hakimin reddi) talep edilen Hakim ... (32800) çekinme talebinin yerinde olmadığı görüşü üzerine dosyayı inceleyen merci hakimliğince hakimin reddi ve çekinme sebepleri bulunmadığı, çekinme talebinin süresinde yapılmadığı gerekçesi ile talebin reddine, H.Y.U.Y.'...
Somut olayda, davalının, dernek üyelik aidatlarını ödememesi sebebi ile aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın iptali için ... 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığı ve davalı derneğin tüzüğünde merkezinin ... olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece re'sen gözönüne alınması gerekir. Buna göre, Mahkemece, kesin yetki kuralı gereği, işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili hakkında üç adet bonoya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlattığını, ancak taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, dernek yönetim kurulunca senetlerde imzası bulunan ve o dönem dernek başkanı olan dava dışı ...'na dernek adına borçlandırıcı işlem yapabileceğine dair bir yetki verilmediğini, TTK'nın 590.maddesi uyarınca senetler nedeniyle sorumluluğun ...'na ait olduğunu belirterek, müvekkilinin takibe konu senetler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm dernek temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava derneğin feshi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bir derneğin kapatılabilmesi için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin süregelen ve birden çok eylemin varlığının saptanması halinde mümkündür. Ancak o takdirde dernek kurucularının asıl amaçlarının dernek faaliyeti yürütmek olmayıp dernek adı altında suç işlemeye veya ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğundan söz edilebilir. Dernekte ilk kez yapılan aramada ele geçirilen suç unsurunun varlığı veya dernek başkan ve üyelerinin bireysel nitelikte suç işlemeleri durumunda derneğin kapatılması için yeterli neden kabul edilemez....
DAVA: Üyelikten geçici ihraca ilişkin dernek genel kurulu kararının iptali talebinden ibarettir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davalı dernek tüzüğünün incelenmesinden; cocuk ve gençlere yönelik spor, yüzme havuz kullanımı ve faaliyetlerine yönelik amaç düzenlendiği, çalışma konusu ve faaliyet alanının çocuk ve gençlere yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Dernek tüzüğünde üyelerin çıkarılma sebebi olarak beş ayrı bent yazılmış olup, 1. bent "dernek tüzüğüne aykırı davranışlarda bulunmak" olarak düzenlenmiş, diğer bentler ise üyelik aidatı, görevlerden kaçınmak, dernek organlarının kararlarına uymamak ve üye olma şartlarını kaybetmiş olmak olarak düzenlenmiştir. TMK 67. maddesinde tüzükte üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilebilir. Bu sebepler düzenlendiyse çıkarma kararının bu sebeplerin haklı sayılamayacağı iddiasıyla itiraz edilemez hükmüne yer verilmiştir. Tüzükte çıkarma düzenlenmemişse üye ancak haklı sebeplerle çıkarılabilir....
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 87/5. maddesi gereği, davalı dernek olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılmaması sebebiyle derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6. maddesinde, genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, yerleşim yerinin, Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirleneceği; aynı Kanunun 14/2. maddesinde ise dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağı, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 51. maddesinde de, tüzel kişinin yerleşim yerinin, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 2. maddesinde ise, bu Kanunun uygulanmasında, derneğin yerleşim yerinin, yönetim faaliyetlerinin yürütüldüğü yeri, dernek merkezinin...
, söz konusu defterin kaybolduğunun 06.06.2017 tarihinde olağan teftiş esnasında anlaşıldığını, 5253 sayılı Kanunun 32. maddesinin (k) bendinde öngörülen 15 günlük süre içinde bu davanın açılması gerektiği ileri sürerek, söz konusu dernek gelirleri alındı belgesinin kaybolması nedeniyle buna ilişkin zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. .....maddesindeki düzenlemenin kesin yetki kuralı olduğu, taraflarca öne sürülmese dahi mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gerektiği ve davanın yetkisiz mahkemede açıldığının belirlenmesi halinde mahkemelerce kendiliğinden yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği, açılan davada 5253 sayılı Kanunun 32/k maddesi gereğince dernek merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olan Ankara mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ......se dava dilekçesi, dosyaya ibraz edilen derneğe ilişkin karar defteri ve belgelerin incelenmesinde; dernek şubesinin yerleşim yerinin .....adresi olduğu, genel merkezinin ise...." olduğu...
Bu itibarla, 5253 Sayılı Dernekler Kanununun 2/h maddesi hükmünde de dernek şubeleri, dernek faaliyetlerinin yürütülebilmesi için bir derneğe bağlı olarak açılan, tüzel kişiliği olmayan ve bünyesinde organları bulunan alt birim olarak tanımlanmıştır. Bu olgu gözetildiğinde, kanun ile derneklere şube açma imkanının tanınması ve dernek şubelerinin organlarının bulunması, şubelerin tüzel kişiliği bulunduğu sonucunu doğurmamaktadır. Somut olaya gelince; davalı dernek şubesinin kendiliğinden dağıldığının tespiti istenilmiş, dava dilekçesinde davalı olarak dernek şubesi gösterilmiş ve dava dilekçesi davalı dernek şubesine tebliğ edilerek yargılama yapılmış ve hüküm verilmiştir. Az yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve şubenin tüzel kişiliğinin ve dolayısıyla davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetildiğinde davada taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm verildiği anlaşılmaktadır....