Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ... 23.05.2011 tarihinde yapmış olduğu olağanüstü genel kurul toplantısı ile kendini fesh ettiği, tasfiyesi yapılarak İl Dernekler Müdürlüğünde bulunan kaydının da terkin edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda derneğin tüzel kişiliği ortadan kalkmıştır. Tüzel kişiliği sona ermiş olan derneğe husumet yöneltilerek davanın görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Derneğin ihyasının gerçekleştirilebilmesi için dernek son yönetim kurulunun davadan haberdar edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiğinden mahkemece bu nedenle son yönetim kurulu üyeleri davaya dahil edilmişse de bu suretle İl Dernekler Müdürlüğü' nün de kendisine husumet düşmediği halde davaya dahil edilmesi ile ... hakkında husumetten red kararı verilmemesi doğru görülmemiştir....

    Emniyet Müdürlüğünün 12.10.2018 tarihinde yaptığı arama sonucunda dernek binasında bulunduğu belirtilen suç unsurları ile ilgili olarak ve bu suç unsurları nedeniyle dernek yöneticilerinin hukuki ve cezai sorumluklarının, yukarıda belirtilen ... kararları doğrultusunda, davalı derneğin suç kaynağı haline geldiği ve kurucularının da asıl amacının dernek faaliyeti olmayıp suç işlemeye ve ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğunun mevcut dosya kapsamına göre tespit edilemediği, derneğin feshi için yeterli neden oluşturmadığı ..." gerekçesiyle dava reddedilmiş, davacı vekilinin istinaf istemi ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince esastan reddedilmiş, bu son karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, derneğin feshi istemine ilişkindir. Bir derneğin kapatılabilmesi için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin süregelen ve birden çok eylemin varlığının saptanması halinde mümkündür....

      (TMK.83/2) Somut olayda; davacı, davalı derneğin asıl üyesi olduğunu bir başka kulübe transferi nedeniyle sporculuktan istifa ettiği halde, bu başvurusunun dernek üyeliğinden istifa olarak değerlendirilerek dernek üyeliğine son verildiğini ileri sürerek davalı derneğin yönetim kurulu kararının iptalini istemiştir. Davacı, davalı derneğin genel kurul toplantısında üyeliğine ilişkin durumunun görüşülmesini istemeden doğrudan dava açtığı ve davalı derneğin tüzüğünde de yönetim kurulu kararının kesin olduğuna dair bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde dava şartı gerçekleşmeden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir....

        Yasal düzenlemelerden de anlaşıldığı üzere, derneğin yerleşim yerleri ile dernek merkezinin aynı olmadığı, yerleşim yerinin kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerin yönetildiği yer, dernek merkezinin ise derneğin yerleşim yerinin bulunduğu il ve ilçeyi ifade ettiği açıktır. Dernekler ile ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davanın, dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re'sen gözetilmesi gerekir. (Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 2018/4202 Esas 2018/5667 Karar - Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2017/9083 Esas 2017/5845 Karar) Davalı derneğin dosyada mevcut tüzüğüne göre, derneğin merkezi Konak/İzmir'dir. İlk derece mahkemesince dernek merkezinin Konak/İZMİR olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

        Yasal düzenlemelerden de anlaşıldığı üzere, derneğin yerleşim yerleri ile dernek merkezinin aynı olmadığı, yerleşim yerinin kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerin yönetildiği yer, dernek merkezinin ise derneğin yerleşim yerinin bulunduğu il ve ilçeyi ifade ettiği açıktır. Dernekler ile ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davanın, dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup, kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re'sen gözetilmesi gerekir. (Yargıtay 20.Hukuk Dairesi 2018/4202 Esas 2018/5667 Karar - Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 2017/9083 Esas 2017/5845 Karar) Davalı derneğin dosyada mevcut tüzüğüne göre, derneğin merkezi Konak/İzmir'dir. İlk derece mahkemesince dernek merkezinin Konak/İZMİR olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

        Özetle dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörerek derneğin genel kurullarının kanun ve dernek tüzüğünde belirtilen zaman aralıklarında yapılmasını ve derneğin tüzel kişiliğinin devam etmesini öngörmüşken, yönetim kurulunun bu görevini yerine getirip dernek üyelerini usulüne uygun toplantıya çağırmasına rağmen üst üste iki genel kurul toplantısının yapılamamasını ise kendiliğinden sona erme sebebi kabul etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Türk Medeni Kanunu'nun 89.maddesi uyarınca derneğin feshi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 89.maddesi gereğince derneğin feshi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı derneğin amacı kanuna ve ahlaka aykırı hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bir derneğin feshedilebilmesi için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin süregelen ve birden çok eylemin varlığının tespiti halinde mümkün olup ancak o takdirde dernek kurucularının asıl amaçlarının dernek faaliyeti yürütmek olmayıp dernek adı altında suç işlemeye veya ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğundan söz edilebilir....

          Dava, 2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu'nun 72.maddesi kapsamında kesinleşen icra takibinden sonra açılan, davacı Derneğin kullandığı krediye kefil olup bu sıfatla ödeme yapan ve borçlanma tarihinde derneğin yönetim kurulu üyesi olan davalıya davacı Derneğin borçlu olmadığının tespiti istemine yönelik menfi tespit davasıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 58.maddesine göre her derneğin bir tüzüğünün bulunduğu, bu tüzüğün kanunun emredici hükümlerine aykırı olamayacağı, tüzükte derneğin gelir kaynaklarının gösterilmesinin zorunlu olduğu, tüzükte düzenlenmeyen konularda kanun hükümlerinin uygulanacağı, 5253 sayılı Dernekler Kanunun 4.maddesi gereği ise Dernek Tüzüğünde derneğin borçlanma usullerinin gösterilmesinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir. TMK'nin 85. maddesi gereği dernek yönetim kurulunun derneğin yürütme ve temsil organı olduğu, bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getireceği ifade edilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, derneğin feshi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, 4721 sayılı TMK nun 89.maddesi gereğince derneğin feshi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı derneğin amacı kanuna ve ahlaka aykırı hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bir derneğin feshedilebilmesi; için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin, süregelen ve birden çok eylemin varlığının tespiti halinde mümkün olup ancak o takdirde dernek kurucularının asıl amaçlarının dernek faaliyeti yürütmek olmayıp dernek adı altında suç işlemeye veya ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğundan söz edilebilir....

              Bir derneğin feshedilebilmesi için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin süregelen ve birden çok eylemin varlığının tespiti halinde mümkün olup ancak o takdirde dernek kurucularının asıl amaçlarının dernek faaliyeti yürütmek olmayıp dernek adı altında suç işlemeye veya ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğundan söz edilebilir. Dernekte ilk kez yapılan aramada ele geçirilen suç unsurunun varlığı veya dernek başkan ve üyelerinin bireysel nitelikte suç işlemeleri derneğin feshi için yeterli neden kabul edilemez. Öte yandan bir tüzel kişi olan dernekler, ancak organları olarak hareket eden gerçek kişilerin fiillerinden sorumludurlar. Somut olayda ise; 08.03.2015 tarihinde davalı dernekte yapılan aramada, kumar oynandığı gerekçesiyle tutanak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile suça konu tek eylem davalı derneğin bu suçun "kaynağı" haline geldiğini göstermeye yeterli nitelikte kabul edilemez....

                UYAP Entegrasyonu