"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, enerji nakil hattı için tesis edilen irtifak hakkının terkini, kamulaştırmasız elatmanın önlenmesi istenmiş olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 5.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 15.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı idare vekilinin temyizine gelince; Dava konusu taşınmazın tapu kaydında BOTAŞ lehine irtifak hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu irtifak hakkının taşınmazda meydana getireceği değer düşüklüğü yönünden bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 16/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; irtifak hakkının terkini istemine ilişkindir. İrtifak hakkı, bir taşınmaz üzerinde hak sahibine o taşınmazdan yararlanma ve kullanma hakkı veren ve herkese karşı ileri sürülebilen bir haktır.Hak sahibinin irtifak hakkından doğan bu yetkilerini kullanması yüklü taşınmaz malikinin menfaatleri ile çelişse bile bütün irtifak haklarında olduğu gibi taşınmaza bağlı irtifak hakları da malike katlanma ya da kaçınma ödevi, hak sahibine de yüklü taşınmazı kullanma ya da ondan yararlanma yetkisi verir. İrtifak hakkının sona ermesi kural olarak, irtifak hakkı sahibinin yapacağı yazılı terkin talebi üzerine veya yüklü ve yararlanan taşınmazın yok olması, yüklü taşınmazın kamulaştırılması, sürenin sona ermesi veya mahkeme kararı ile mümkündür....
kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Yapılan incelemede; Dava konusu taşınmazın geldisi olan 1151 parsel sayılı taşınmazın 795 m²’lik kısmı üzerinde irtifak kamulaştırması yapıldığı ve Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.08.1966 Tarih 519/579 sayılı kararı ile 6830 sayılı İstimlak Kanununun 17. maddesi uyarınca Etibank Genel Müdürlüğü lehine irtifak hakkı tesis ve tescil edildiği, buna dayanılarak ifraz sonrası oluşan dava konusu 902 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında TEK lehine 22.07.1991 tarihinde irtifak hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz üzerinde irtifak hakkı tesis edilmiş ise de; irtifak hakkının tesciline ilişkin davanın davalıların yokluklarında yürütülerek sonuçlandırılmıştır. Tescil dosyasının kaybolması nedeniyle gerekçeli kararın bu davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği denetlenemediği gibi, dosyaya sunulan karar suretinde kesinleşme şerhi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla hukuken kesinleşmiş bir karardan söz edilemez....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20/11/2015 tarihinde verilen dilekçeyle havai irtifak hakkının hukuka aykırı olarak tapudan terkini işleminin iptal edilerek irtifak hakkının davacı adına tescili talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14/12/2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, taşınmazın orman olduğu iddasıyla irtifak hakkının terkini isteğine ilişkin olup, uyuşmazlığın çözümünde Orman Kanunu gereği orman araştırması yapılacağından, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 20.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 29.04.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu kararda irtifak alanın 361,00 m² olduğu belirtilmiş, alınan fen bilirkişisi raporunda ise bu eski kamulaştırma kararındaki taşınmaz ile dava konusu taşınmazın ve hattın aynı hat olduğu, zemindeki irtifak alanının 607,81 m² olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu durumda taşınmazın tapu kaydında kayıtlı ancak alanı belirtilmeyen irtifak hakkına dayanak olan eski kamulaştırma kararında belirtilen alandan daha fazla alan kaplayan zemindeki hattın bu fazla alanının tescilsiz olduğu bu nedenle Kadastro Kanunun 12/3 maddesinin uygulanmasına yer olmamasına göre artan kısım için kamulaştırmasız el atma bedelinin hüküm altına alınması gerektiğinin düşünülmemesi, Davacı vekili yargılama esnasında, taşınmazların kaydında bulunan irtifak hakkına ilişkin şerhlerin yolsuz olduğunu belirterek, bunların terkini için dava açmak üzere süre verilmesini talep etmiştir....
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- İrtifak hakkı, tescilin terkini veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olmasıyla sona erer (TMK m.783). Lehine irtifak kurulan taşınmaz için bu hakkın sağladığı hiç bir yarar kalmamışsa, yüklü taşınmazın maliki bu hakkın terkinini isteyebilir. Yüküne oranla çok az yarar sağlayan bir irtifak hakkının, bedel karşılığında kısmen veya tamamen terkini istenebilir (TMK m.785). Genel yola bağlantısı bulunmayan taşınmazlar için, yol ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan geçit hakkı, bu ihtiyacın sona ermesi ile birlikte ya da yüküne oranla çok az yarar sağladığı kanıtlandığı takdirde hukuksal temelini de kaybedeceğinden, böyle bir durumda yükümlü taşınmazın maliki de bedel karşılığında taşınmazı üzerinde kurulan geçit hakkının kaldırılmasını isteyebilir....
Davacı vekili bilahare ibraz ettiği talep artırım dilekçesi ile ecrimisile ilişkin taleplerini 7710 TL'ye çıkardıklarını bildirmiştir. Davalı Tredaş vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafo ve enerji nakil hattının davalı şirketin özelleştirilmesinden önce tesis edildiğini ve özelleştirme tarihi itibari ile kamulaştırma yapılmadığını ve davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, T3 ihbar edilmesini, deplase talepleri hakkında kararın TEDAŞ tarafından verileceğinden deplase talebinin reddi nedeniyle ileri sürülecek taleplerden davalı şirketin değil TEDAŞ'ın sorumlu olduğunu, deplase taleplerinin değerlendirilmesinde insiyatifi bulunmayan davalı şirketin TEDAŞ'ın reddettiği deplase talebinden kaynaklanan sonuçlardan sorumlu tutulmasının hukuki dayanağı bulunmadığını belirterek davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir....