Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kavganın çıktığı iddia edildiğinden; sanık hakkında müştekiden kaynaklanan haksız davranış nedeniyle TCK'nun 29. maddesi gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı gerektiğinin tartışılmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 13.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıdan ambalaj poşeti alındığını, ancak bu poşetlerin şerit kısmında bulunan yapışkanlı madde nedeniyle müvekkilinin ürettiği tekstil ürünlerinin zarar gördüğünü belirterek zararın tazminini istemiştir. Davalı vekili, tekstil ürünlerinde meydana gelen zararın müvekkilinin sattığı poşetlerden değil davacının kusurundan kaynaklandığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda davalı tarafça satılan ambalaj poşetlerinde bulunan boyar madde nedeniyle davacıya ait ürünlerin zarar gördüğü, bu durumun davalı bakımından BK.'nun 96. maddesi anlamında sözleşmeye aykırı davranış olduğu ve davalının kusursuz olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

      Ancak; Karabağlar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün 26.06.2015 tarihli üst yazısı ekindeki sosyal durum araştırma yazıları içerisinde bulunan, sanığın beyninde tümör olduğuna ve bu sağlık sorunu nedeniyle davranış bozukluğu olduğuna dair ailesinin sunduğu dilekçe, rapor fotokopileri ile 28.12.2015 havale tarihli dilekçe ve ekinde sunulan rapor fotokopileri ile sanığın olayları algılamakta zorluk çektiğini iddia etmesi karşısında; sanığın TCK'nin 32. maddesi uyarınca "akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin tamamen ya da önemli derecede azalmış olup olmadığı" konusunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile hüküm tesisi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'...

        Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre; mahkemece davacının savunmasının alınmadığı belirtilmişse de elektronik posta yolu ile savunmasının alındığı, ancak savunması isenen davranış ve yapılan fesih işlemi değerlendirildiğinde öncesinde herhangi bir uyarı almamış davacının fesh konusu davranış üzerine doğrudan fesih yapılmasının ölçülülük ilkesine aykırı olduğu gözetildiğinde feshin geçerli olmadığı anlaşıldığından sonucu itibariyle doğru olan kararın bu gerekçeyle ONANMASINA, 04.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

          nin, mali müşavir olan sanığın bürosunda fiilen çalışmadığı halde, hamileliği nedeniyle sağlık masraflarının karşılanabilmesi için çalışıyormuş gibi gösterilmesi, bu suretle haksız yarar sağlanması eyleminin “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia olunan somut olayda; Düzenli olarak ücret bordrosu düzenlenip, sigortalının primlerinin ödenmesi karşısında; ...'nin hamilelik döneminin tıbbi tedavi-kontrolleri kapsayan zaman dilimlerinde fiilen işyerine gelmemiş olmasının hileli davranış olarak nitelendirilemeyeceğini takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 10/10/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            beş gün önce evi terk etmek zorunda kaldığını bu nedenlerle tarafların pek kötü muamele, onur kırıcı davranış ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuk Eylül'ün velayetinin davacıya bırakılarak 20.000,00- TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.01.2009 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırı davranış nedeniyle elatmanın önlenmesi, kal, maddi ve manevi tazminatın tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranış nedeniyle elatmanın önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemlerine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı şirketin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Sanığın, 23/11/2020 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nce düzenlenen epikriz raporunda şizofreni, zihin ve davranış bozuklukları tanısı konulduğunun belirtilmesi karşısında, suç tarihi itibariyle TCK'nın 32. maddesi uyarınca "akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığı" konusunda yöntemince rapor alınarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...'ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından kendi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadının "pek kötü veya onur kırıcı davranış"a dayanan davasının süresi içinde açılmamış olması nedeniyle işin esasına girilerek karar verilmesi yerinde değilse de, davanın reddine yönelik hükmün sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın...

                  şeklinde teklifte bulunması fiillerinde cinsel içerikli bir davranış veya sözünün bulunmaması nedeniyle olayda atılı suçun kanuni unsurları itibarıyla oluşmayıp, mevcut haliyle sübuta eren eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu gözetilerek hüküm kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek cinsel taciz suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu