in davalı kooperatif logolu WEB sayfasında kooperatif ortaklarına karşı beyanlarının kooperatifte huzursuzluk yaratacak, ortaklar arasında husumete yol açacak nitelikte olduğu, bu eyleminin kooperatifin huzur ve sükununu bozan davranış olduğu ve kooperatif aleyhine faaliyette bulunmak niteliğinde olduğu, davacı ... hakkında davalı kooperatif tarafından gönderilen bilgisayarın iade edilmesi, palamar borçlarının ödenmesi, ortaklardan aldığı belge vermediği paraların iadesi hususundaki ihtarnamenin gereğini yerine getirmediğinden ayrıca kooperatif kongreleri öncesinde ve sonrasında kooperatif logolu internet sitesinde kooperatif ortakları hakkında iddialarda bulunması nedeniyle kooperatifin huzur ve sükununu bozan davranış olduğu ve kooperatif aleyhine faaliyette bulunmak niteliğinde olduğu anlaşıldığından davacılar hakkında alınan kooperatif ortaklığından çıkarılma kararının yerinde olduğu..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Bir kurala uyulmaması nedeniyle kanun koyucu veya idareler tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da "ölçülülük ilkesi" gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. Başka bir anlatımla, hukuk devletinin unsurlarından olan "ölçülülük ilkesi" nedeniyle Devlet, kural ihlali nedeniyle öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir denge kurmak zorundadır....
Davranış kuralının ihlalinde model ajan ölçütü kullanılır. Önce failin içinde bulunduğu somut durumda özenli ve dikkatli bir model ajanın neticenin meydana gelmesini engellemek için nasıl hareket edeceği araştırılır. 2-Davranış kuralının ihlali ile netice arısında çifte bir bağ bulunmalıdır. Somut olayda meydana gelen netice, davranış kuralı ile korunmak istenen tehlikelerden biri olmalı ve eğer davranış kuralına uygun davranılmış olsa idi bu netice hiçbir zaman meydana gelmeyecekti denilebilmelidir. 3-Gerçekleşmiş olan somut netice model ajan tarafından öngörülebilir olmalıdır. 4-Fail, kişisel nitelikleri gereği, davranış kuralını anlama ve davranış kuralına uygun davranma olanağına sahip olmalıdır. 5-Fail kişisel kapasitesi ve bilgisi dahilinde somut neticeyi öngörebilecek durumda olmalıdır....
İstinaf yoluna başvuran, dosya Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmeden önce istinaf incelemesi talebinden feragat ederse, kararı veren ilk derece mahkemesince; dosya, Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra ve henüz istinaf incelemesi karara bağlanmadan önce başvurudan feragat edilmesi halinde ise Bölge Adliye Mahkemesi tarafından başvurunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir (HMK. m. 349/2). Dosya, Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra taraf vekillerinin istinaf başvurularından feragat etmeleri nedeniyle, istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Hemen belirtilmelidir ki, davacı tanıklarının, dava konusu taşınmazın satışını iflâs dairesinin iflas zabıt defterinden takip ettiklerini, ihale gününün iflâs zabıt defterinde değiştirilmiş olması nedeniyle ihâleye katılamadıklarını beyan etmişler ise de, ihâlenin yapıldığı 17.7.2001 tarihinin ve taşınmazın niteliklerinin gazetede ilân edildiği ve iflâs müdürlüğü divanhanesine asıldığı gözetildiğinde, ihâle alıcılarının, ihâle tarihinden, ihâle konusu taşınmazın nitelikleri ve muhammen değerinden haberdar olacakları açıktır. Öte yandan, iflâs idaresi görevlilerin haklarında açılan ceza ve disiplin soruşturmalarından aklandıklarına göre, kim tarafından ve ne zaman yapıldığı belli olmayan iflâs zabıt defterinde yapılan tahrifatın hileli davranış olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu taşınmazın davalı Şirket adına tescilini yolsuz hâle getirmeyeceği açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : İhmali davranış ile ölüme neden olma HÜKÜM : ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/11/2021 tarih, 2021/627 Esas ve 2021/568 sayılı kararı ile; sanık ...’ın 06/02/2013, sanık ...’ın ise 09/04/2018 tarihinde vefat etmiş olmaları nedeniyle, TCK'nin 64/1 ve CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca kamu davalarının düşürülmesine dair karar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıkların yetkilisi olduğu şirket ile katılan şirket arasında yapılan ticaret nedeniyle önceden doğan borcun kapatılmasına yönelik çekler verildiği, ibraz tarihinde karşılıksız çıkan çeklerle ilgili icra takibi başlatıldığı, keşide yerinin idari birim olmaması nedeniyle çeklerin kambiyo vasfını taşımadığından bahisle takip iptal edilmiş ise de, çeklerin kambiyo vasfını yitirmesi veya karşılığının bulunmamasının hileli bir davranış olarak kabul edilemeyeceği, sanıkların verilen çeklerdeki imzayı kabul etmesi karşısında, katılanın hakkını hukuki yollardan elde etmesinin imkanı bulunması, taraflar arasındaki ihtilafın hukuki nitelikte olduğu, nitelikli dolandırıcılık suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanıkların beraatine yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, taraflar arasında yapılan sözleşme nedeniyle sözleşmeye aykırı davranış sonucunda yapılan kesintinin iptali istemine ilişkin olup, özellikle verilen kararın iş mahkemesi sıfatıyla değil, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilmiş olması ve uyulan bozma ilamı nedeniyle görevli mahkemenin belirlenmiş olması karşısında, 23 Temmuz 2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelenmesi işi; Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve en son iş bölümü kararı gereğince niteliği bakımından Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi gereğince pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı erkeğin eşine hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre davalı erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışı pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava,zina olmadığı takdirde hayata kast ve pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma istemine ilişkindir. Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....