Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25.02.2015 tarih ve 2014/705-2015/159 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; davalı ...'nin müvekkilinin pay sahibi olduğu tasfiye halindeki diğer davalı şirkete 24.8.2007 tarihli olağan genel kurul toplantısında tasfiye memuru olarak atandığını, davalı tasfiye memurunun şirketin tasfiye işlemlerinin yürütülmesi sırasında TTK'nın 225. maddesine aykırı davrandığını, davalı şirketin dava dışı ....'...

    maddesi gereğince de ortaklar karar vermedikçe tasfiye memurunun şirket mallarını toptan satamayacağını, ortaklar kurulunun şirketin tek taşınmazını satmaya yetki verebilmesi için TTK’nın 388 maddesinin 3. ve 4. fıkralarındaki nisapların şart olduğunu, 05/09/2011 tarihinde alınan kararların toplantının belirtilen yerde yapılmaması, çağrı usulüne uyulmaması, toplantıya davacıların katılmasının engellenmesi, tasfiye memurunun iyiniyetli olmaması gibi nedenlerle geçerli sayılamayacağını ileri sürerek, tasfiye memurunun iyiniyetli davranmayarak görevini kötüye kullanması nedeniyle tasfiye memurunun azlini, yeni bir tasfiye memuru tayin edilmesini, 05/09/2011 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan kararlar ile şirket mevcudunun ortaklara tasfiye payı olarak dağıtılmasına ilişkin 21/09/2011 tarihli kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket tasfiye memuru, davanın reddini istemiştir. Müdahiller vekili, davanın reddini istemiştir....

      CEVAP : Davalı kayyımı, davalı şirketin alacaklarının olduğunu, bu konuda yetki verilmesini talep etmiştir. Bir kısım dahili davalılar vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince; "....Tasfiye memuru Himmet Yaşar'ın tasfiye memurluğu görevinden azledilmesi talebinin REDDİNE...." şeklinde hüküm kurulmuştur....

      Şti'nin kurulduğunu, davalı ortağın tasfiye memuru ile işbirliği içerisine girerek tasfiye halindeki şirketin mal stoklarını yeni kurulan şirkete aktardığını, tahsilatlarını yeni kurulan şirket adına yaptığını, giderlerini ise tasfiye halindeki şirkete yükleyerek aktifini azaltıp pasifini artırdığını, ... A.Ş'den tasfiye halindeki ... ... Ltd. Şti. adına mal alışı yapıldığını ve alınan bu malların düşük bir fiyata spota satılmış gibi gösterilerek ... ... Ltd. Şti'ye geçirildiğini ya da satılarak satış bedellerinin ... ... Ltd. Şti. adına tahsil edildiğini, tasfiye memurlarının sadece tasfiye amacına yönelik işlemleri yapabilecekleri halde davalı tasfiye memurunun yetkilerini aştığını belirterek tasfiye memurunun görevine son verilmesine, tasfiye işlemlerinin sonuçlandırılması için yeni tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Esas sayılı dava dosyasında davacılar ... ... ve ... tarafından davalılar ... ve ...ŞTİ aleyhinde tasfiye memurunun azli ve temsil kayyumu atanmasına ilişkin dava açıldığı, söz konusu dava dosyasının yapılan yargılaması sırasında davalı ...ŞTİ'ne ihtiyati tedbir mahiyetinde olmak üzere Mali Müşavir ...'in yönetim kayyumu olarak ... tarihinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği, söz konusu dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda .../.../... tarih .../... Esas - .../... Karar sayılı karar ile asıl dava yönünden davanın kabulüne karar verilerek, ...'in tasfiye memurluğundan azline ve tasfiye memuru olarak ...'un atanmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; mahkememizin .../......

          nin kurulduğunu, davalı ortağın tasfiye memuru ile işbirliği içerisine girerek tasfiye halindeki şirketin mal stoklarını yeni kurulan şirkete aktardığını, tahsilatlarını yeni kurulan şirket adına yaptığını, giderlerini ise tasfiye halindeki şirkete yükleyerek aktifini azaltıp pasifini artırdığını, ...'den tasfiye halindeki .... adına mal alışı yapıldığını ve alınan bu malların düşük bir fiyata spota satılmış gibi gösterilerek ...'ne geçirildiğini ya da satılarak satış bedellerinin ... adına tahsil edildiğini, tasfiye memurlarının sadece tasfiye amacına yönelik işlemleri yapabilecekleri halde davalı tasfiye memurunun yetkilerini aştığını belirterek tasfiye memurunun görevine son verilmesine, tasfiye işlemlerinin sonuçlandırılması için yeni tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, görevi gereği tüm işlemleri şirket lehine yerine getirdiğini, malların satımının gözetlenebilmesi ve senet teslimleri nedeniyle davalı ortak ...'...

            in azli için haklı sebepler olup olmadığı, tasfiye memurunun azline karar verilecek olması halinde yerine seçilecek tasfiye memurunun belirlenmesine ilişkin olduğu anlaşıldı. Tasfiye Halinde ... Şirketi'nin ticaret sicil dosyasının onaylı bir suretinin celp edilmiştir. Davacı tarafça tasfiye memuru olan davalı ...'...

              nin ana sözleşmesinde, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının anılan şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak müdürlükten azli istenen şirketin davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, haklı nedenlerle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin olup, mahkemece, davalının müdürlüğünden azli istenen şirkete husumet yöneltilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiştir. Oysa, şirket müdürünün azli davalarında husumetin, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited şirketin dava edilmesi zorunlu değildir....

                Somut olayda; istemin tasfiye memurunun azline ilişkin olduğu, azil davasının azli istenen tasfiye memuruna yöneltilmesi yeterli olduğu anlaşılmakla şirket hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı tasfiye memuru hakkında açılan davada davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu göz önüne alınarak yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

                  Şti' ndeki %84 hissesinin paraya çevrilmesi ile ilgili olarak adı geçen şirketin tasfiyesinin görüşüldüğü ve davacılar dışındaki tüm pay sahiplerinin olumlu oyu ile adı geçen şirketin tasfiyesine, tasfiye işlemlerinin başlatılması için tasfiye halinde ... A.Ş. tasfiye memuruna yetki verilmesine karar alındığı anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin, söz konusu kararın davalı şirket genel kurulunda alınan "başka bir şirketin tasfiyesi kararı" olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğuna, kararın sadece davalı şirketin dava dışı ... Tekstildeki hisselerin paraya çevrilmesi amacı ile adı geçen şirketin tasfiye sürecinin başlatılması ve bu konuda davalı şirket tasfiye memuruna yetki verilmesine ilişkin olduğuna dair itirazları yerinde görülmemiştir. Zira söz konusu karar son derece açık olup, iş bu kararın davalı şirketin genel kurulunda oylanması, TTK 447 madde uyarınca butlanla malul ve hukuka aykırılık teşkil etmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu