Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin velayetinin anneye verildiği ve çocuk için aylık 150TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu ancak, davacı tarafından muaccel olan tüm nafakaların ödenmesine rağmen davalı tarafından davacı aleyhine birikmiş nafaka alacağından dolayı icra takibi yapıldığı, icra takibi nedeniyle davacının borcu bulunmamasına rağmen maaşından 6477,68 TL mükerrer nafaka kesintisi yapıldığı ileri sürülerek bu bedelin davalıdan istirdadı istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama usulüne dair 4787 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabı ile (3.kısım hariç) 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanun kapsamındaki Aile Hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemelerinde görülür. İİK’nın 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davaları genel hükümlere tabidir....

    Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2020 tarihli ve 2017/(19)11- 948 E., 2020/933 K.; 18.12.2018 tarihli ve 2017/3- 1526 E., 2018/1948 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit istemine ilişkin davada Bodrum 1.Asliye Hukuk ve Bodrum Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, menfi tespitle birlikte açılan istirdat davası niteliğindedir. Asliye Hukuk Mahkemesi, kira tespiti ile birlikte açılan alacak, tazminat ve istirdat davalarında miktar ya da değere bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, açılan davada menfi tespitin yanı sıra 26.796,00.-TL ödenmiş kira bedeli ile ilgili istirdat talebinin de bulunduğunu, bu durumda görevli Mahkeme’nin dava değerine göre Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiğini belirterek görevsizlik kararı vermiştir....

      Davacı vekili 27/11/2008 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin 16/09/2008 tarihinde icra dosyasına 5.010,00TL ödeme yaptığını, açılan menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek ödenmiş olan 5.010,00 TL paranın yatırılma tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin usülsüz işleminin söz konusu olmadığını, davacının kimliğini kaybettiği hususunda müvekkiline başvurusu bulunmadığı gibi ihtirazi kayıtsız bankaya ödeme yapıldığını, kötüniyetle icra takibi yapılmadığını bildirerek davanın reddini ve alacağın %40'ı oranında tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre takibe dayanak kredi sözleşmesi altındaki imzanın davacıya ait olmadığı, davacı tarafça davalı banka ile sözleşme yapılarak kredi kartının alınmadığının ispat edildiği, aksinin davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle Mersin 7. İcra Müdürlüğü'nün 2007/5460 E....

        Mahkemece ... bu dava dosyası ile ... 4.Tüketici Mahkemesinin 2007/503 esas sayılı dosyasında davalının açmış bulunduğu menfi tespit ve istirdat davası arasında vaki hukuki irtibat nedeniyle ... bu davanın HUMK.nun 43-45 maddesi gereğince adı geçen dosya ile birleştirilmesine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın ... 4.Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekilince temyiz edilmiştir. Tüketici Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi ayrı ayrı mahkemelerdir. Ayrı mahkemelerdeki davaların birleştirilmesi usulü HUMK.nun 45/2.maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre “davalar ayrı mahkemelerde açılmış ise bağlantı nedeniyle birleştirme talebi ikinci davanın açıldığı mahkeme önünde ilk itiraz olarak ileri sürülebilir....

          Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (md.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu halde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder. Bu durumda İİK'nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (mesela borcu) sadece inkar etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (HMK. md. 190; TMK. md. 6)....

            Anılan bu belge, davacı tarafından ... .... Asliye ... Mahkemesinde açılan menfi tesbit davasında delil olarak sunulmuş ve mahkemece tesis edilen ........2009 günlü hüküm, ... .... ... Dairesinin ....04.2011 gün ve 2010/16652 E. 2011/5635 K. sayılı bozma ilamı ile 01.01.2008 tarihli protokol hükümlerinin irdelenmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Yukarıda açıklanan her iki olgu birlikte değerlendirildiğinde, ... .... Asliye ... Mahkemesinde açılan menfi tesbit ve istirdat davasının sonuçlanmasının, eldeki bu dava için bekletici sorun yapılması gerektiği açıktır (HMK. md 165). Hal böyle olunca, mahkemece; ... .... Asliye ......

              İcra ve İflas Kanunu’nun 72/son maddesi; “Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir…”hükmünü içermekte olup, menfi tespit ve istirdat davaları yönünden özel bir yetki kuralı öngörülmüştür. Somut olayda dava, icra takip tarihinden sonra açılan çeke davalı menfi tespit ve istirdat davası olmakla, davacı aleyhine .. 14.İcra Müdürlüğü’nün 2009/22590 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine başlanmış, davalı takip alacaklısı ... ...nin yerleşim yeri ise .../..’dur. Bu durumda mahkemece davalı ... ...nin yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmek gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                İcra ve İflâs Kanunu’nun 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 24.11.2020 tarihli ve 2017/(19)11-948 E., 2020/933 K.; 18.12.2018 tarihli ve 2017/3-1526 E., 2018/1948 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit-istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava menfi tesbit ve istirdat isteğine ilişkindir. Verilen önceki hükmün Dairemizce bozulması üzerine mahkemece yapılan yargılamaya göre davacı ... tarafından açılan davanın, adı geçenin icra takibinde sıfatı bulunmadığından husumet nedeniyle reddine, diğer davacı ... tarafından açılan davanın ise davalı alacaklının 1.2.1999 tarihli belge içeriğinde alacağı kalmadığını beyan ettiği gerekçesiyle kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu