Aynı raporda bilirkişi heyeti tarafından Davacı adına tescil edilecek taşınmaz bulunmaması sebebiyle davacı lehine tazminat hesabı yapılması gerektiği ve dava tarihi itibari ile 170.000,00 TL'nin tazminat olarak talep edilebileceği yönünde görüş bildirilmiş, davacı 15/02/2017 tarihli dilekçesi ile tazminat talep ettiğini beyan etmiştir.09/02/2018 tarihli 2.ek raporda bilirkişi heyetince kooperatif aleyhine 2007 yılından 2010 yılı arasında birden fazla icra takipleri ve davaların açıldığı, dava ve icra takip dosya numaralarından da açıkça anlaşıldığı üzere bu tarihte görevli olan davalı eski koop yöneticilerinden ..., ... ve ...'ın 2007, 2008, 2009 hesap yıllarına ait dönemde 3 yıl süre ile genel kurul yapmayarak bu davalar hakkında üyelerini bilgilendirmediğinden 1163 sayılı yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davrandıkları, davalı kooperatifin 2007-2010 tarihi arasında görev yapan eski tasfiye ve yönetim kurulu üyesi bulunan davalıların 1163 sayılı yasanın 62....
ın 01.01.2015-25.12.2015 döneminde ayrı ayrı 4.200,00 TL. huzur hakkı alacağı olduğu belirlenmiş, adı geçenler tarafından banka ve çek hesaplarından çekildiği belirtilen tutardan huzur hakkı alacaklarının mahsubu ile kooperatife 41.400,00 TL borcu olduğu sonucuna varılmıştır. Diğer yandan; bilirkişi raporunda davacı ve dava dışı yönetim kurulu başkanı ...'ın dava konusu huzur hakkına konu dönemde hem davalı kooperatifin, hem de sitenin banka hesaplarından ve posta çeki hesaplarından paralar çektiği belirlenerek kooperatif ve site hesaplarından çekilen tutarlar hesaplanmış, kooperatifin hesabından çekilen 28.590,00 TL.'nin kooperatif kayıtlarına intikal ettirilmesine karşın, kooperatifin posta çeki hesaplarından çekilen 22.110,00 TL.'nin ve sitenin banka ve posta çeki hesaplarından çekilen paraların kooperatifin kayıtlarına intikal ettirilmediği tespit ve görüşü bildirilmiştir....
eski ticari defter belgelerinin teslim edilmemesi ile ilgili olarak Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmekte olan bir dava ve savcılık soruşturması bulunmadığını, Kooperatif yönetimi tarafından, davacının iddia ettiği döneme ait defterler tarafıma teslim edilemediğinden başkaca her hangi bir inceleme yapılamadığını, bu nedenlerle davacı ...'...
ın kuruluşunda davalı ... şirketin tek pay sahibi olup, aynı zamanda şirketi temsil etmek üzere imza yetkisine sahiptir ve bu kapsamda 1 yıllığına (02.03.2022 tarihine kadar) yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, davalı ..., ...’nde bulunan hisselerini 13.08.2021 tarihinde 250.000TL karşılığında müvekkil şirket ... ...'e satıp devrettiğini, yine 13.08.2021 tarihinde şirket yönetim kurulu kararı ile pay devrinin onaylanmasına ve tesciline ve pay defterine kaydedilmesine, o dönem yönetim kurulu üyesi olan ve payları devreden davalı ... tarafından karar verildiğini, ancak devir akabinde, pay sahipliği değişikliği o dönem yönetim kurulu üyesi olan ... tarafından ......
bilirkişi heyetinden alınan 09/01/2019 tarihli rapordaki mahkeme kabulüne konu zimmet miktarının dosyadaki mevcut bilgilere göre belirlendiği, değerlendirmelerin bozma ilamı öncesi yapılan ve iddianameye konu edilen Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kontrolörleri tarafından düzenlenen 14/12/2006 tarihli inceleme raporundaki tespitlerle aynı mahiyette olduğu, kooperatife ait defter ve belgelerin temini için kolluğa müzekkere yazıldığı ancak temin edilemediği yönünde tutanak tutulduğu, bu konuda bir dönem kooperatif yönetim kurulunda yer aldığını belirten katılanlardan ...'...
ın Ekim 2017'den Mayıs 2019'a kadar müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanlığını yaptığını, ticaret sicilde kayıtlı açık bir konuda davacı tarafından gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunu, davacı ilgili dönemlerde şirket yönetim kurulu başkanı olarak şirketi "münferiden en geniş anlamda ve en geniş yetkilerle herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın" temsil ve ilzama yetkili kişi olduğunu, bu kapsamda davacı dışında 2018 ve 2019 yıllarında müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili herhangi bir kişi bulunmadığının açık olduğunu, davacının ilgili dönemlerde herhangi bir önerisi, işlemi olmadığı ve bu kapsamda sorumluluğu olmadığı iddiasının asılsız olduğunu, davacının hukuka aykırı iş ve işlemleri ile müvekkili şirketi zarara uğrattığını, müvekkili şirketin davacı tarafından yönetildiği süreçte hem öz kaynaklarını yitirdiğini hem de binlerce yatırımcısını mağdur ettiğini, davacı tarafından yapılan hukuka aykırı ve örtülü kazanç aktarımı niteliğine haiz iş ve işlemler sebebiyle müvekkili...
Kısım D blok ... nolu apartmanda göreve başladığı, görevinin 05/12/2011 tarihinde sona erdiği, ancak sanığın 05/12/2011 tarihine kadar toplamış olduğu aidatları ve yakıt paralarını, zimmetinde alıkoyduğu, defter, belge ve parayı yönetim el değiştirdiği halde, yeni yönetici katılana vermediği, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın soruşturma aşamasında savcılıkta alınan savunmasında topladığı aidat paralarını harcadığını, ancak evini satması halinde iade edeceğini belirterek üzerine atılı suçu ikrar ettiği, kaldı ki yine soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu ile de sanığın uhdesinde 27.876,74 TL’nin bulunduğunun tespiti, kovuşturma aşamasında sanık tarafından yapılan ödemenin ancak TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık kurumu doğrultusunda göz önünde bulundurulabileceği gözetilmeden, sanığın mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş...
GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 392 ve 437. Maddeleri gereğince bilgi alma ve inceleme hakkı verilmesi talebine ilişkindir. Anonim şirket yönetim kurulu üyesinin bilgi alma ve inceleme hakkı TTK' nın 392. Maddesinde "Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse dördüncü fıkra hükmü uygulanır. (2) Yönetim kurulu toplantılarında, yönetim kurulunun bütün üyeleri gibi, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler ve komiteler de bilgi vermekle yükümlüdür....
GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 392 ve 437. Maddeleri gereğince bilgi alma ve inceleme hakkı verilmesi talebine ilişkindir. Anonim şirket yönetim kurulu üyesinin bilgi alma ve inceleme hakkı TTK' nın 392. Maddesinde "Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse dördüncü fıkra hükmü uygulanır. (2) Yönetim kurulu toplantılarında, yönetim kurulunun bütün üyeleri gibi, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler ve komiteler de bilgi vermekle yükümlüdür....
Mahkemece yönetim planındaki 08.03.2008 tarihli değişiklik ile getirilen yasaklayıcı hükmün davalıyı bağlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 28. maddesi 1. fıkrasında "yönetim planı yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini, yönetici ve denetçilerin alacakları ücreti ve yönetime ait diğer hususları düzenler yönetim planı, bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme hükmündedir" hükmü 4. fıkrasında ise "yönetim planı ve bunda yapılan değişiklikler, bütün kat malikleri ile onların külli ve cüzii haleflerini ve yönetici ve denetçileri bağlar" düzenlenmesine yer verilmiştir. Buna göre yönetim planı bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme hükmünde olup; anagayrımenkulün yönetim tarzı, kullanım maksat ve şekline ilişkin anlaşmazlıkların çözümünde öncelikle yönetim planında mevcut hükümlerin uygulanması gerekmektedir....