Somut olaya dönüldüğünde ise davacı şirket vekili dava dilekçisinde Yönetim Kurulu Karar Defteri ve Damga Vergisi Defterini tüm inceleme ve araştırmalara rağmen bulunamadığından zayi olduğunun tespiti ile zayi belgesi verilmesi talep edilmiştir. Tüm dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Zayi olduğu iddia edilen Yönetim Kurulu Karar Defteri ve Damga Vergisi defteri olduğu davacı tarafça beyan edilmekle söz konusu defterlerin tacirin tutma zorunluluğu olan defterlerden olmadığı, ayrıca tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olması halinde TTK 82/7 maddesinin uygulama olanağı bulunduğu, somut olayda davacı vekilinin bu tür bir vaka ileri sürmediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Maddi ve hukuki olgular ışığında olaya dönüldüğünde; Davalı şirketin münferiden temsile yetkili bulunan ve %51 hisseye sahip olan davacının 2... tarihli genel kurul kararında ön görülen ... yıllık müdürlük görevi süresi sona ermiş ise de, esas sözleşmede aksi bir hüküm bulunmadığından, acil yönetim işlerini yürütme ve bu arada genel kurulu toplantıya çağırma yetkisinin halen uhdesinde bulunduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, TTK'nun 390/1 madde hükmünde, yönetim kurulunun üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanacağı ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alacağı belirtilmiş ise de, iki ortaklı ve iki üyeli yönetim kurulunda bu maddenin mutlak şekilde uygulanması hak ve adalet ilkeleri ile menfaat dengelerine uygun düşmez....
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden davacının iddiasına göre zayi olduğunu iddia ettiği defter ve belgelerin kiralamış olduğu iş yerinde bulunan ve ticari ilişkisi bulunduğu kişi ve bu kişinin çalışanları tarafından tutulduğu vakıasına dayandırdıkları anlaşılmaktadır. 17. Öncelikle davacı yan hem dava dilekçesinde hem de suç duyurusuna ilişkin başvurusunda bir yandan zayi olduğunu iddia ettiği defterlerin mali işlemlerini yürüten mali müşavirde olduğunu öte yandan ise müvekkilinin ticari faaliyetini yürüttüğü merkezinin bulunduğu yerin dava dışı ticari ilişkisi bulunan kişi tarafından kiralandığı ve bu kişinin çalışanlarınca muhasebe işlemlerinin yapıldığını, yaşanan problemler nedeni ile kendisine ait defter ve belgelerin ticari ilişkisi bulunan bu kişi ve çalışanları tarafından çalındığı iddiasında bulunmuştur. 18....
Daha sonra, sendika genel yönetim kurulunun 06.03.2013 tarihinde oy birliğiyle aldığı karara göre de, yönetim kurulu üyelerinin seçim sonuçları doğrultusunda görevlendirilmelerine ve bu bağlamda davacının da genel başkan olarak görev yapmasına karar verilmiştir. Diğer taraftan, daha sonra ise genel yönetim kurulunun kalan altı üyesi olan davalılar tarafından, 10.10.2013 tarihinde notere yeni bir karar defteri tasdik ettirilmiş ve 10.10.2013 tarih ve 1 sayılı genel yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyeleri arasında görev değişikliği yapılarak davacının genel başkanlık görevinden alınarak, genel eğitim sekreterliğine getirilmesi kararlaştırılmıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/269 Esas KARAR NO : 2022/366 DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi DAVA TARİHİ : 05/06/2020 KARAR TARİHİ : 24/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Ekim 2017 tarihinde şirketin merkezini Eyüp/İstanbul 'dan Beşiktaş/İstanbul'a taşıdığını, müvekkili şirketin uzun yıllardır faal olmadığını, şirket yönetim kurulu karar defterinin depoda tutulduğunu, şirketin faal durumda olmaması nedeni ile şirkete ait defter ve diğer resmi belgelerin ancak talep üzerine resmi kurumlara ibraz edildiğini, şirketin tek hissedarı ve yönetim kurulu başkanının ... olduğunu, ve şirketteki temsil süresinin sona erdiğini, müvekkilince 16.04.2020 tarihli ihtarı ile şirket yönetim kurulu karar defterinin zayi olduğunun öğrenildiğini, defterin zayi olması nedeni ile şirketi temsil ve ilzam edecek kişinin atanamadığını ve müvekkilince vekaletname çıkarılmadığını...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/269 Esas KARAR NO : 2022/366 DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi DAVA TARİHİ : 05/06/2020 KARAR TARİHİ : 24/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Ekim 2017 tarihinde şirketin merkezini Eyüp/İstanbul 'dan Beşiktaş/İstanbul'a taşıdığını, müvekkili şirketin uzun yıllardır faal olmadığını, şirket yönetim kurulu karar defterinin depoda tutulduğunu, şirketin faal durumda olmaması nedeni ile şirkete ait defter ve diğer resmi belgelerin ancak talep üzerine resmi kurumlara ibraz edildiğini, şirketin tek hissedarı ve yönetim kurulu başkanının ... olduğunu, ve şirketteki temsil süresinin sona erdiğini, müvekkilince 16.04.2020 tarihli ihtarı ile şirket yönetim kurulu karar defterinin zayi olduğunun öğrenildiğini, defterin zayi olması nedeni ile şirketi temsil ve ilzam edecek kişinin atanamadığını ve müvekkilince vekaletname çıkarılmadığını...
Yönetim kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkının TTK'nın 392. maddesinde; (1) Her yönetim kurulu üyesi şirketin tüm iş ve işlemleri hakkında bilgi isteyebilir, soru sorabilir, inceleme yapabilir. Bir üyenin istediği, herhangi bir defter, defter kaydı, sözleşme, yazışma veya belgenin yönetim kuruluna getirtilmesi, kurulca veya üyeler tarafından incelenmesi ve tartışılması ya da herhangi bir konu ile ilgili yöneticiden veya çalışandan bilgi alınması reddedilemez. Reddedilmişse dördüncü fıkra hükmü uygulanır. (2) Yönetim kurulu toplantılarında, yönetim kurulunun bütün üyeleri gibi, şirket yönetimiyle görevlendirilen kişiler ve komiteler de bilgi vermekle yükümlüdür....
Mahkemece, genel kurul tarafından yönetim kurulu üye seçimi ve ücret belirlenmesi hususunda karar alınmasında yönetim kurulu üyelerinin oy kullanamayacağına dair bir yasak söz konusu olmadığı gerekçesiyle davacının iptal talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin ücretin fahiş olduğuna dair itirazları hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesi ise, yanılgılı şekilde ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar istinaf aşamasında ileri sürülemez diyerek, davacının ilk derece mahkemesindeki söylemlerini gözden kaçırmıştır....
Şirketin Yönetim Kurulu üyelerinin 3 yıllık görev sürelerinin dolması ve GK toplantısının yapılamaması nedeni ile TTK nun 410/2 maddesinde belirtilen şartların gerçekleştiği kanaati ile ...'nin Olağan Genel Kurul Toplantısının yapılması ve Genel Kurulu dava dilekçesinde belirtilen; "yönetim kurulu seçimi ve eski yönetim kurulu üyelerinin ibrası’’ gündem maddeleri ile toplantıya çağırması için bilirkişilik listesinden seçilen ...'e izin ve yetki verilmesine karar verilmiştir. HÜKÜM Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere; 1-) Davanın Kabulü ile; 2-) İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil nosuna kayıtlı ...'nin Olağan Genel Kurul Toplantısının yapılması ve Genel Kurulu dava dilekçesinde belirtilen; "yönetim kurulu seçimi ve eski yönetim kurulu üyelerinin ibrası’’ gündem maddeleri ile toplantıya çağırması için TTK madde 410/2 uyarınca ...'a izin ve yetki verilmesine; 3-)...'...
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; kooperatif yönetim kurulu başkanı ve başkan yardımcısının kendileri lehine kooperatifi borçlandırıcı senet tanzim etmeleri, bono düzenlemelerinin geçersiz olduğu, her ne kadar davacı kooperatifin ticari defter kayıtlarında davalının davacı kooperatiften alacaklı olduğuna dair; kooperatifi kendi lehine borçlandırıcı işlem yapmasının davalının yönetim kurulu başkanı olduğu dönemde yapıldığı için geçersiz olduğu, birleşen dava yönünden; davalının 04.02.2013 takip tarihine göre aidat borçlarını ödemediği, bilirkişi heyeti raporuna göre ödemeler düşüldükten sonra davalının davacı kooperatife 29.050,00 TL borçlu bulunduğu, davacının icra takibinde ve dava dilekçesi ile son oturumdaki duruşma tutanağında alınan beyanına göre davacıdan 29.000,00 TL asıl alacak tutarında itirazın iptaline karar verilmesi talep edildiğinden, taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir....