Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

VE TİC. LTD.ŞTİ - VEKİLİ :Av. .... UETS DAVALI : ...SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ -.... VEKİLİ : Av. .... UETS DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/03/2021 KARAR TARİHİ : 20/09/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA :Davacı vekili dilekçesi ile, mülkiyeti davalı şirkete ait ... kain, tapunun H21C5C3B Pafta, 254 Ada, 5 Parsel nosunda kayıtlı taşınmaz üzerine inşaa olunan ...ı daireyi Bursa 22.Noterliğinin 14/09/2015 tarih ...yevmiye nolu '' Düzenleme şeklinde Ön Ödemeli Konut Satış Vaadi Sözleşmesi '' ile %18 KDV dahil (%35 Peşin, % 65 Sur Vade) 466 000,00.-TL bedel karşılığında satmayı vaad etttiğini, müvekkilinin satış bedelinin tamamını ( sözleşmenin 2. maddesinde yer alan, EK-4 e atıf yapılan) ödeme planında olduğu gibi 13.100,00....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/272 Esas, 381 Karar ile 2004/485 Esas 647 Karar 2004/310 Esas, 477 sayılı Kararlarına göre mirası reddettiğinden ve diğer davalılar sözleşmede taraf olmadığından davacının tapu iptali ve tescil, tazminat davasının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava konusu 14 no'lu bağımsız bölümün davalılardan ... tarafından 26.01.1999 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davalı ...'a satışının vaat edildiği ve satış vaadi sözleşmesinin 28.07.2000 tarihinde tapuya şerh verildiği, ...'ın ise 13.11.2003 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacıya temlik ettiği, ...'ın davalı ... ...'e karşı satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açtıktan sonra vefatı nedeniyle davanın usul yönünden reddine karar verilip Dairemizce 09.03.2005 tarihinde onanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalı ... ...'in dava konusu taşınmazı üzerinde satış vaadi şerhi olmasına rağmen diğer davalı ...'...

      Davanın dayanağı 03.06.2009 ve 20.07.2009 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri yasada öngörülen koşulları taşıması nedeniyle geçerlidir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak veren sözleşmelerdendir. Satış vaadine konu taşınmaz, yine bir satış vaadi sözleşmesi ile bir başka kişiye devredilebilir. Tapu maliki 03.06.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın davalı ...'e satışını vaat etmiştir. ... de bu sözleşmeden doğan kişisel hakkını yine 20.07.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davacıya devretmiştir. Bu devir geçerli olup, kişisel hakkı temellük eden davacı bu hakkına dayanarak, tapu maliki satıcıdan (davalı ...) dava konusu taşınmazın ferağını isteyebilir. Davalılar arasında düzenlenmiş olan 03.06.2009 tarihli satış vaadi sözleşmesinin 25.12.2009 tarihinde feshedildiği savunulmuşsa da, kişisel hakkını devreden davalı ...'in sözleşmeyi feshi geçersizdir ve hukuki bir sonuç doğurmaz....

        Hangi hakların tapu kütüğüne şerh edileceğini kanun belirlemiştir. Dolaysıyla kanunun belirlemediği bir hak tapu kütüğüne şerh edilemez. TMK’nin 1009 ila 1011 ve Tapu Sicil Tüzüğünün 54 ila 66. maddelerinde düzenlenen şerhler, üç amaca yönelik bir tapu işlemidir. Şahsi hakların kuvvetlendirilmesini, malikin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını ve muvakkat (geçici) tescilin tapu kütüğüne yazılmasını sağlar. Tapu kütüğüne şerh edilebilecek şahsi haklara gelince; TMK’nin 1009. maddesinde arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer hakların tapu kütüğüne şerh edilebileceği hükme bağlanmıştır....

          satış vaadi sözleşmesi yapıldığı ve 26.07.2009 tarihinde satış vaadi şerhinin tapu kütüğüne şerh düşüldüğü, mahkemenin 2011/311 Esas sayılı dosyası ile ... tarafından söz konusu satış vaadi sözleşmesine binaen tapu iptali ve tescil davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın 10/07/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

            Karşı tarafın imzasının sahteliği iddia edilmemekle birlikte karşı tarafça sözleşmenin noter tarafından (somut olayda noter vekili tarafından) düzenlendiği tarihte değil sonraki bir tarihte imzalandığı iddia edilmekte olduğu, Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklaması ile kurulacağı, bu sözleşmenin, TBK m.237, MK m. 706 ve Noterlik Kanunu m.60/III uyarınca resmi geçerlilik koşuluna bağlı olduğu, buna göre satış vaadi sözleşmelerini düzenleyecek makamın noterler olacağı, Noterde yapılacak taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri düzenleme şeklinde yapılmış olması gerektiği, düzenleme şeklindeki senetler oluşturulurken Noterlik Kanunu m.86 hükmünde, ilgilinin gerçek isteği hakkındaki beyanı yazıldıktan sonra tutanağın okuması için kendisine verileceği ve ilgilinin tutanağı okuyup, içindekiler isteğine uygun ise, bu husus da yazıldıktan sonra altını imzalayacağının düzenlendiği, somut olaydaki sözleşmede de noter tarafından düzenleme şeklinde bir işlem yapıldığı...

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, davacının dava ve ıslah dilekçesi belirtiği üzere, dava konusu 1748 ada 20 parsel sayılı 657 m2 yüzölçümlü taşınmazın 407 m2'lik kısmının haricen sözlü anlaşma ile davalıların murisi Metin Erel'den satın alındığı ve kalan 250 m2'lik kısmında Noterde yapılan düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile davalılardan satın alındığı iddiasına dayalı, dava konusu taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Nüfus Kaydına göre, davalıların murisi Metin Erel'in 09.06.2017 tarihinde vefat ettiği, geride mirasçı olarak sağ T7 ile çocukları T5 T4 ve ilk eviliğinden olan çocuğu T3'i bıraktığı görülmüştür....

              Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, hukuki niteliği bakımından bir ön akit olup bu sözleşme ile; taşınmaz mal mülkiyetinin başkasına geçirilmesi ve başkası adına tescili değil, sadece o taşınmaz malın ileride satışına ilişkin bir sözleşme yapılması borçlanılmaktadır. Bu nedenle, satış vaadine konu taşınmazın sözleşmenin düzenlendiği sırada vaad edenin mülkiyetinde bulunmaması sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin aynen yerine getirilmesi mümkündür ancak, satış vaadinde bulunan, geçerli bir satış vaadi sözleşmesine rağmen akdi yerine getirmez ise, vaad edilen; vaad olunan satış aktinin yerine getirilmesi hususunda dava açabilir. Zira, satış vaadi sözleşmesi, satış sözleşmesinin yapılmasına tarafları icbar eder. Mahkemenin hükmü de bu satış aktinin yapılmasına ilişkindir. Bir başka deyişle mahkeme hükmü satış aktinin yerini tutar ve Türk Medeni Kanunu'nun 716....

                Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olay incelendiğinde; taraflar arasında imzalanan satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterde yapıldığı, sözleşme içeriğinde taşınmaz bedelinin nakden ödendiği ve zilyetliğinin de davacıya devredildiğinin ifade edildiği görülmüştür. Dolayısıyla taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin yasal maddi unsurları ihtiva ettiği ve geçerli olduğu noktasında bir tereddüt yoktur. Ancak davaya konu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve elbirliği mülkiyetinin halen çözülmediği görülmüştür....

                Noterliğinin 27.01.2009 tarihli, 27657 yevmiye sayılı satış vaadi sözleşmesinin davacı açısından geçersiz olduğunu ve bağlayıcı olmadığını, davalı vaat alacaklısı ... ile dava dışı şirket arasında yapılan bağımsız bölüm satım sözleşmesinin feshedildiği, bu doğrultuda vaat alacaklısına senet verildiğini, davalıların iyiniyetli olmayıp işbirliği içerisinde olduğunu ileri sürerek davalılar arasında akdedilmiş düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesinin feshi ile davacı yönünden geçerli ve bağlayıcı olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar ve birleştirilen davada davalılar, dava ve birleştirilen davaların reddini savunmuştur. Asıl ve birleşen Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/145 Esas sayılı dava, yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat; birleşen 2011/469 Esas sayılı dava ise gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu