edebilme vasfının bulunması gerektiği, somut olayda çekişme konusu işaretin 35 ve 41. sınıflardaki hizmetleri kapsadığı, bir ibarenin tanımlayıcı addedilebilmesi için, ortalama tüketicinin tescili talep edilen ibare ile mal/hizmet arasında var olan ilişkiyi bir irdeleme ya da analize gerek kalmadan doğrudan kurması gerektiği, İSTANBUL MARATONU ibaresinin, herkesçe kullanılmakta olan ve bu sebeple de belli bir firmayı, işletmesel kaynağı işaret etme kabiliyetinin bulunmadığı, 41. sınıftaki, “spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil).” hizmetlerini, başka işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan bir marka işaretinden ziyade, söz konusu coğrafi alandaki (İstanbul’daki) maratonu, spor etkinliğini tarif eden bir ibare olduğu, bu hizmetlerin coğrafi kaynağını ve karakteristik özelliğini belirttiği, 7/1-c maddesi anlamında somut ayırt edici niteliği bulunmadığı...
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının dava konusu başvurularının ADANA DANIŞMANLIK, MANİSA DANIŞMANLIK, KAYSERİ DANIŞMANLIK, ESKİŞEHİR DANIŞMANLIK ve MERSİN DANIŞMANLIK ibarelerinden oluştuğu, markalarda ayrıca şekil unsurunun bulunmadığı, davacıya ait mesnet markalar incelendiğinde de, davalının başvurularında bulunan yer adlarının bulunduğu ancak sonrasında "PATENT", "WEB TASARIM", "OSGB" ibarelerinin de bulunduğu, başka bir şekil unsurlarının yer almadığı, markalarda bulunulan coğrafi yer adlarının herkesin kullanımına açık bulunduğu, tek kişinin tekeline bırakılabilecek ibare olmadıkları, davacı markalarında yer alan Patent, Web Tasarım, Osgb ibarelerinin de markanın üzerinde kullanılacağı bir takım hizmeti ifade ettiği, davalının başvurularındaki danışmanlık ibaresinin davacıya ait markalarda ortak unsur olarak yer alan coğrafi işaretten dolayı var olduğu iddia edilen benzerlikten karıştırma riskinden kurtardığı, coğrafi işaretlerin...
Haliç" biçiminde olduğu ve tamamen ...' daki bir coğrafi bölgeyi işaret ettiği, bu nedenle davalının markasının, 556 sayılı KHK'nın 7/1-c maddesinde yazılı tescil engeli nedeniyle hükümsüzlük koşullarını taşıdığı kanaatine varılmış ve 556 sayılı KHK'nın 42/1-a maddesi gereğince bu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmekle, 556 sayılı KHK'nın 44. maddesi gereğince hükümsüzlük kararları geçmişe etkili olduğundan birleşen davada davalının kullanımının herhangi bir hukuka aykırılık içermeyeceği, ... ... ... biçimindeki kullanımın kısmen davacının marka tesciline dayalı, kısmen ise Haliç bölgesini gösteren coğrafi bir sözcük, bilgi mesajı olarak kullanıldığı, bu kullanımın 556 sayılı KHK'nın 12. maddesi anlamında hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olduğu ve marka hakkı istisnaları arasında yer aldığı, dolayısıyla birleşen davada davalının eyleminin, davacının marka hakkına tecavüz oluşturmadığı, aynı nedenle ticaret unvanına tecavüzün de söz konusu olmayacağı, ortalama tüketicilerin davalıya...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının ürettiği "..." markalı şaraplara ilişkin özgün bir ambalaj tasarımında, şişelerdeki etiketlerin üst bölümüne ilk olarak şarabın hangi bölgenin üzümlerinden üretildiğini gösteren bilgiye yer verdiği, davalının şarabın/şarabın üretildiği üzümün cinsini/çeşidini ve coğrafi kaynağını açıklayan "...:..." ibaresini kullanmasının, SMK'nın 7/5-b maddesi anlamında dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışına uygun malın türüne ve coğrafi kaynağına işaret eden açıklama niteliği taşıdığı ve davacı tarafından engellenemeyeceği, ayrıca davalının ürettiği şarapların şişe ambalajlarında/etiketlerinde.... sayıyla tescilli markası ile birlikte şarabın/şarabın üretildiği üzümün cinsini/çeşidini ve coğrafi kaynağını açıklayan "...:..." ibaresinin kullanmasının, davalı markasının SMK 9/1-a maddesi hükmüne uygun şekilde bir kullanım niteliği taşıdığı, ... asli unsurlu markasına ilişkin fiili markasal kullanımının, davacının .... sayılı "..." ibareli markası...
göre rakıda kullanılacak hammadde yani üzüm ve anasonun yalnızca Türkiye’de yetişen üzüm ve Anadolu’ya özgü bir anason çeşidi olduğu, "rakı" coğrafi işaret tesciline göre rakıda kullanılan üzümün Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde yetişen üzüm olabileceği, Tekirdağ Rakısının, Tekirdağ İçki fabrikasında üretimi yapıldığı dönemlerde de, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden üzüm ve anason temin edilerek üretim yapıldığı, Tekirdağ Rakısının davalıya ait tescilli bir marka olarak 23 yıldır kullanılan ve ayırt edici nitelikte tescilli bir marka olduğu, şişelerin etiket basımlarında üretilen fabrika yerinin etiketlere yazıldığı, davalının tüketicileri yanılttığı iddiasının sabit olmadığı ve davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı kanuna muhalefet HÜKÜM : Sanıkların hükümlülüklerine ve müsadereye Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Dava konusu ineklerin ele geçtiği yol güzergahının coğrafi konum bakımından Suriye Devleti sınırına yakın bir köy ile Reyhanlı ilçesi arasında olması ve hayvanların küpelenmemiş, ilgili kurumca kayıt altına alınmamış bulunması tek başına kaçak sayılmaları sonucunu doğurmayacağı, holstein cinsi olarak adlandırılan hayvanların komşu ülkelere ait aynı coğrafi bölgede yetiştirilebildikleri nazara alınıp, ele geçen ineklerin yurda yasal olmayan yoldan getirildiklerine ve yabancı menşeli olduklarına, dolayısıyla sanıkların isnat edilen suçtan mahkumiyetlerine yeter delil bulunmadığı halde yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları...
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen davada verilen 14/07/2015 tarih ve 2014/401-2015/228 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili müvekkilinin “gismap” ibaresinin marka olarak tescil edilmesi için davalı Başkanlığına başvuruda bulunduğunu, başvurusunun tarafından ”gis” ibaresinin açılımının “coğrafi bilgi sistemi veya coğrafi bilgi bilimi” olabileceğinin ifade edilerek “map” kelimesiyle birlikte “gismap” sözcüğünün marka olarak 42.02 sınıfı açısından tasvir edici olduğu sebebiyle bu sınıf açısından red kararı verildiğini, 42 02 kapsamının bilgisayar hizmetleri olduğu ve gismap ibaresinin bilgisayar hizmetleri açısından tasvir edici bir niteliğe...
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, "" ibaresinin su ürünleri yönünden coğrafi kaynak bildirdiğine ilişkin kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığı, davalının tescilli markalarında ilk bakışta " ibarelerinin göze çarptığı, davacı başvurusunda hem " kelimelerinin asıl ve ayırt edici unsur konumunda bulundukları, başvuruda iyiniyetle ve dürüstçe kullanıldıklarından sözedilemeyeceği, her iki markanın aynı tür ürünleri içerdikleri, su ürünleri alıcısı konumundaki ortalama tüketicilerin iki markayı ilişkilendirmesinin kaçınılmaz olduğu, "" ibaresinin coğrafi kaynak bildirdiği kabul edilse bile başvurunun davalının "" ibareli markasıyla ilişkilendirileceği, davalı markalarının tescilinin hukuki varlığını sürdürdüğü müddetçe başvurunun tescil edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. .../... -2- Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Hukuk Dairesi’nce verilen 23/03/2018 tarih ve 2017/1478-2018/318 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ayrı ayrı davalı kurum ve şirket vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin talebi üzerine, "SAFRANBOLU LOKUMCUSU" ibareli coğrafi işaretin 22/05/2006 tarihinde mahreç işaret olarak C2006/009 numarası ile tescil edildiğini, davalı tarafça yapılan 2013/92497 sayılı, 30 ve 43. sınıf mal ve hizmetleri içeren "ŞEKİL + MSL MEŞHUR SAFRANBOLU LOKUMCUSU" ibareli marka tescil başvurusuna karşı müvekkilince 556 sayılı KHK 7/1-c-f, 8/1-a-b, 8/5, 35 ve 555 sayılı KHK 18, 15. maddeleri kapsamında yapılan itiraz sonucu Markalar Dairesi Başkanlığınca başvurunun mal ve hizmet listesinden 30. sınıf bir kısım...
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkartılması doğru olmaz. O nedenle, taşınmaza ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülü ile getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ... Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve HUMK.nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu yönler üzerinde durulmaksızın başka taşınmazlara ilişkin dava dosyası üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesiyle ve eksik araştırma sonucu davanın kabulü doğru görülmemiştir. “gerekçesi ile mahalline iade edilmiştir....