Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili, dava konusu kaza sonucu davacının yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 40.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata karar verilmiştir. 6098 sayılı TBK'nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, uğradığı cismani zarar nedeniyle davacının maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 100,00 TL. maddi ve 20.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 22.07.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 64.991,80 TL'ye yükseltmiştir....

      in uğradığı cismani zarardan duyulan üzüntü nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkeme ise, davacı anne babanın olaydan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle talebin reddine karar vermiştir. Davacı ... ve ...'nin, kızlarının 9 yaşındayken % 23,2 sürekli maluliyete sebep olacak şekilde cismani zarara uğradığı olaydan kaçınılmaz biçimde zarar gördüğü, davacıların kızlarının uğradığı ağır bedensel zarar nedeniyle TBK'nun 56/2. maddesi gereği manevi tazminat talep haklarının bulunduğu hususları gözetilerek; davacı anne baba için, somut olaya uygun miktarda manevi tazminatın hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı biçimde talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalının idaresindeki araçla kusurlu biçimde seyri sırasında, davacı ...'ın idaresindeki aracıyla kaza yapmasına neden olduğunu, her iki davacının da kazada yaralandığını ve bu sebeple manevi zarara uğradıklarını belirterek davacılar için 5.000,00'er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, kazadaki kusur durumları ile zararın niteliğine göre istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

          Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; yargılama sırasında davalı ZMSS tarafından yapılan ödeme ve davacı tarafın davadan feragati nedeniyle, maddi tazminat isteminin reddine; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 4.000,00 TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline, sigorta şirketine yönelik manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

            Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370) Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı kazalı yararına hükmedilen 24.000,00 TL manevi tazminat fazladır. 4-Öte yandan, zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler....

              Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 56.maddesi ile bu konu yeniden düzenlenmiş olunup özetle "ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceği" hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenlenme ile 818 sayılı Borçlar Kanununun yürürlülük zamanında içtihatlarla düzenlenen husus yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmuş ve yaralanan sigortalının yakınlarının manevi tazminat davası bakımından haksahipliği durumu ön şartı olarak "ağır bedensel" zarar koşulunu getirmiştir....

                Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişimidir? Cismani zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca  ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde  bozulmuşsa onlarında manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir....

                  Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK 47.maddesinde hakimin hususi halleri nazara alarak cismani zarara dücar olan kimseye manevi zarar namı ile adalete uygun tazminata karar verebileceği düzenlenmiştir. Yasada cismani zarar halinde ancak zarara uğrayan kişinin manevi tazminat isteyebileceği öngörülmüş ise de yerleşik Yargıtay uygulamasında cismani zararın ağırlığı ve yakınlık derecesi dikkate alınarak cismani zarara uğrayan kişinin yakınlarının da tazminat talep edebilecekleri kabul edilmektedir. Nitekim yargılama sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56.maddesinde de Yargıtay uygulamasına paralel olarak ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir paranın ödenmesine karar verilebileceği hükmü getirilmiştir. Bu halde zarara uğrayan küçük ...'...

                    Mahkemece, davacı sigortalının maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı eş ve çocukların manevi tazminat taleplerinin ise reddine kararverilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; 26.10.2005 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda davacı sigortalının % 89 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı anlaşılmaktadır. Zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Ancak zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu