Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında kök tapu kaydına istinaden Ali oğlu Abdülkadir adına tespit ve tescil edildiği, davacıların kök murisleri Ali oğlu Kadir adına olan veraset ilamı ibraz edilse de Ali oğlu Kadir'e ait nüfus kayıt örneğinin temin edilemediği, Tekirdağ Nüfus Müdürlüğünce kayıtların yanmış olduğunun bildirildiği, ancak mahkemece İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden ilgili kayıtların istenilmediği, Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/06/1958 tarih 1957/ 824 esas, 1958/380 Karar sayılı kararının tapu kaydında isim düzeltilmesi kararı olup nüfus kayıtlarında bir düzeltim içermediği, sunulan veraset ilamı Ali oğlu Abdülkerim'e ait olup isim tahsisi ile Kadir ibaresinin nüfus kayıtlarına göre bir dayanağının olmadığı, Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 1948/29 Esas sayılı dava dosyasının veya karara dayanak belgelerin getirtilmesi gerektiği anlaşılmakla yerel mahkemece belirtilen eksiklikler...

Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

    Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur.” hükmü mevcuttur. 16. 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu’nun 2. ve 4. maddelerinde ayrımcılık türleri belirlenmiş ve tanımlanmış iken 3. maddesinde konuya ilişkin temel ilkeler ve yükümlülükler hüküm altına alınmıştır. Buna göre; “(1) Herkes, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada eşittir. (2) Bu Kanun kapsamında cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, mezhep, felsefi ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hâl, sağlık durumu, engellilik ve yaş temellerine dayalı ayrımcılık yasaktır....

      TAPU SİCİLİ TÜZÜĞÜ [ Madde 25 ] "İçtihat Metni" Davacı tarafından, davalı aleyhine 13.06.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.12.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, Mersin İli, Tarsus İlçesi, Yeşilyurt Mahallesi, 3139 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 92/240 hissenin babası Battal oğlu AE'e ait olup; tapu kaydında murisinin doğum tarihi ve nüfus kayıt hanesinin yazılmaması sonucu tapudaki işlemlerde aksamalar olduğunu belirterek; az yukarıda belirtilen taşınmazın tapu kaydında yazılmayan murisinin doğum tarihinin 01.03.1932, kayıtlı olduğu hanenin de Kayseri İli, Sarıoğlan İlçesi, 42 hane olarak yazılmasını istemiştir....

        Mülkiyet nakline sebep olmamak için Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta ismi geçen malik ... ... ... ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, bu parsel yönünden zabıta vasıtası ile taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalı, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalı, açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında bu parsel yönünden de davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

          Ancak, tapu kaydında isim tashihi davalarında Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı açıktır. Bu durumda, davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 3. bendinde yer alan ''Davacı vekili için karar altına alınan alacak miktarı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Av.As.Üc.Tarifesi uyarınca hesap ve takdir edilen 1.200,00 TL.maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,'' ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, hükmün bu şekliyle 6100 sayılı H.M.K.'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 436/2. (6100 sayılı HMK'nun 370/2. md.) maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Anayasasının 10. ve 55. maddelerinde ifade edilmiş, 10. maddede “Herkes, dil, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” kuralına yer verilmiştir. 55. maddenin kenar başlığı ise “Ücrette Adalet Sağlanması” şeklindedir. Bundan başka eşit davranma ilkesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, ... İnsan Hakları Sözleşmesi, ... Sosyal Şartı, ... Ekonomik Topluluğu Andlaşması, Uluslararası Çalışma Örgütünün Sözleşme ve Tavsiye Kararlarında da çeşitli biçimlerde ele alınmıştır. İstihdam ve Meslek Konularında Kadın ve Erkeğe Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliği İlkesinin Uygulanmasına Dair 5 Temmuz 2006 tarihli ......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 26.11.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, maliki olduğu 73 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “...” olarak yazılan baba adının “...” şeklinde düzeltilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kayıt maliki davacının murisinin farklı kişiler olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....

                Mahkemece, dava konusu taşınmazın tapulama tutanağının eki olan 22.12.1970 tarihli Komisyon Kararı içeriği, zabıta ve nüfus araştırması ve tapulama tutanağındaki doğum tarihinin aynı olduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı idare vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı idare vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; tapuda isim tashihi davalarında davanın niteliği gereğince yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmesi gerekir. Bu nedenle dava açılırken alınan fazla harcın davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir karar verilmemesi doğru değil ise de bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK'nun 438/VII maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                  Toplulaştırmaya katılan dava dışı 1864, 2243 ve 2388 parsellerin tutanaklarının incelenmesinde; bu taşınmazlarında vergi kayıtlarına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ... kızı ... ... adına farklı doğum tarihleri ile tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. 182 parsel 11.05.1977 tarihinde dava dışı olan parseller ise, 07.06.1978, 01.07.1978 ve 01.05.1978 tarihlerinde tespit edilmiş ve hepsinin tutanağı 18.05.1982 tarihinde kesinleşmiştir. Tespit bilirkişilerinden ikisinin bütün tutanaklarda imzaları bulunmaktadır. Tespit bilirkişilerinin sağ olup olmadığı araştırılmamış, sağ iseler bu konuda bilgilerine baş vurulmamıştır. Kayıt maliki olduğu iddia edilen ... ... nüfus kaydına göre ... ve ... kızı 1926 doğumlu olup 1995 yılında vefat etmiştir. Kayıt maliki görülen ... kızı ... ... tespit bilirkişilerinin beyanına göre 1935 doğumludur....

                    UYAP Entegrasyonu