Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de nüfus müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir....

    Ayrıca, davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekalet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Sicil Müdürlüğü de yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı, 13.11.2006 dilekçesi ile ... İlçesi, ... Mahallesi 423 ada 4-15 ve 37 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında paydaş olarak malik isim hanesindeki "... oğlu ... ..." şeklindeki kaydın ve yine aynı yerde 423 ada 31 parsel ve 300 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında müşterek malik isim hanesindeki "... oğlu ... ..." şeklindeki kaydın murisi babasına ait olduğunu beyan ile nüfus kaydına uygun olarak "... oğlu ... ..." şeklinde düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Medeni Kanunun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir....

      Somut olayda; kaydında düzeltme talep edilen dava konusu taşınmazların tapulama ile 1982 ve 1986 tarihlerinde “Mirza ... oğlu ... Demircioğlu” adına tespit ve tescil edildiği, nüfusta isim düzeltilmesi işleminin ise kadastro tespitinden çok sonra 2006 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, tapu kaydı malik hanesinin belirlenmesinden sonra nüfusta isim değişikliğine karar verilmiştir. Davacı isminde sonradan yasaya uygun şekilde yapılan düzeltmeyle isim değişmiş ve bundan dolayı da tapu kaydındaki malik bilgilerinin düzeltilmesinde zorunluluk ortaya çıkmışsa, tapu kaydı malik bilgilerinin düzeltilmesi ancak malikin isim değişikliği gerekçe gösterilerek idareden talep edilebilir. Bu durumda davacı, idari makamın görevine giren bir hususu mahkeme önünde dava konusu yapmıştır. O halde açılan davanın HUMK.nun 7. maddesi gözetilmek suretiyle yargı yeri nedeniyle reddi yerine, istemin incelenerek hükme bağlanması doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır....

        DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin alacağı, ulusal bayram ve genel tatil, ücret farkı alacağı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.1.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydında yanlış yazılan soyisim tashihi ile doğum tarihi düzeltilmesi taleplerine ilişkindir....

            Dava, tapuda isim tashihi isteğine ilişkindir. Dosyadaki 1966 tarihli tapulama tutanağına göre dava konusu taşınmaz senetsizden 1931 doğumlu Süleyman oğlu Salih Demirkır adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar murisi, .... nüfus kaydında 01.07.1904 doğumlu olup 11.03.1984 tarihinde vefat ettiği yazılıdır. Bu nedenle taraf delilleri toplanıp yukarıda belirtilen ilkelere uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken sadece dosyadaki soyut nitelikte Jandarma araştırma tutanağı esas alınarak yazılı şekilde verilen kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Mahkeme tarafından yapılan yargılama ve toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. Mahkemece, kaydında düzeltme yapılması istenen 3739 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satış suretiyle "... oğulları ... ... ve ... ..." adına tescil yapıldığı belirtilmesine rağmen hakkında hüküm kurulması istenen kişiye ait baba ve kardeşleri gösterir nüfus kayıt tablosu getirtilmemiş ve tapu kayıt maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı yukarıda belirtilen şekle uygun olarak nüfus müdürlüğünden araştırılmamıştır....

                Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere suçun oluşabilmesi için halkın bir kesimini oluşturan gayrimuayyen sayıdaki kişilerin sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak aşağılanması, tahkir edilmesi gerekir. Somut olayda; oluş, tüm dosya kapsamı, sanığın suçun işlendiği Facebook hesabının kendisine ait olduğuna dair kabulü ile basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunun mahkemesince yasaya uygun şekilde değerlendirildiği hususları birlikte gözetildiğinde; sanığın olay ve olgular kısmında bahsi geçen cümlelerinin ifade ve düşünce özgürlüğü sınırlarının dışında bulunduğu anlaşıldığından sanık hakkında kurulan hükümde ve uygulamada hukuka aykırılık bulunmamıştır. V. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.07.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı, kök murisi adına kayıtlı dava konusu 421 ada 4 parselde murisinin baba adının yanlış yazıldığını belirterek nüfus kaydına göre düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

                    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hukuk mahkemeleri Kanununun 382. maddesinin 2- ç/1 fıkrasında “Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması” çekişmesiz yargı işi sayılmış olup niteliği itibariyle tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olarak belirlendiğini, ancak burada isim tashihi olarak değerlendirilebilecek bir durum mevcut olmadığını, davacılar vekilinin iddialarının aksine dava sonucunda hak ihlaline sebebiyet verecek düzeltmeler mevcut olduğunu, dava sonucu mülkiyet hakkının el değiştirmesi söz konusu olduğunu, dava görevli mahkemede açılmadığını, davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hukuka aykırılık oluşturduğunu, tapuda isim tashihi davaları tapu kayıtlarındaki yanlışlıkların giderilmesine...

                    UYAP Entegrasyonu