ın velâyetinin kendisine verildiğini, çocuk ile soyadları farklı olduğundan, günlük hayatta pek çok sorun yaşadıklarını, özellikle okulda her hafta verilen ödev takip çizelgesine sürekli soyadlarının farklı yazılıyor olmasının küçüğü olumsuz etkilediğini, okuldan arkadaşlarının sürekli bu farklılığı sorduğunu, çocuğun annesi ile aynı soyadını taşımak istediğini sürekli ifade ettiğini, resmi kurumlar ile yapılacak işlemlerde boşanma belgeleri ile işlem yapmak zorunda kaldığını, küçüğün annesinin soyadını taşmasında hiçbir engel olmadığını, çocuğun "..." soyadını taşımak istemediğini, okulda arkadaşlarının kendisi ile dalga geçtiğini söylediğini, davalının çocuk ile ilgilenmediğini, ...'ın "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesine, karar verilmesini istemiştir. ... 6....
Davalının boşanmadan sonra kocasının soyadını kullanmaya izin talebi yönünden boşanma davasının reddedilmesi sebebiyle konusuz kalmasından dolayı KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/ karşı davalı kadın vekili hükmün; asıl davanın ve ferilerinin reddi ile eşya ve ziynet alacağı davası yönünden aleyhine takdir olunan vekalet ücretleri yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı/ karşı davacı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ karşı davalı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ileri, eşya ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. Karşı dava; davalı/ karşı davacı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği dışında doğan, velayeti annede olan çocuğun, babanın tanımasıyla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğinden, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun tanımayla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir. Ancak, iş bu noktaya geldiğinde soyadını yakından ilgilendiren, şahsi durum sicillerinin niteliği ve bu sicillerde yapılacak düzeltmelerle ilgili hükümlere kısaca değinmekte yarar görülmüştür....
Dosya kapsamına göre; davacı ve eşinin 20/06/2003 tarihide boşandıkları ancak 07/12/2009 tarihinde yeniden evlendikleri, Kurumun muvazaalı boşanma yapmış olduğu gerekçesiyle ödenen ölüm aylıkları bakımından davacı adına borç çıkardığı, davacı ve eşinin 19/02/2015 tarihinde tekrar boşandıkları, davacının yeniden aylık bağlanması talebinin Kurum tarafından muvazaalı boşanma yaptığı gerekçesiyle reddedildiği, davacının boşanmadan sonra bildirdiği adresinin arkadaşı Banu Çiğdem Yeşilırmak'a ait olduğu, Banu Çiğdem Yeşilırmak'ın aynı binadan komşusu olan tanık ile bina çevresinde bakkaliye işleten tanığın davacıyı tanımadıklarını beyan ettikleri, davacının her iki boşanmadan sonra da eski eşinin soyadını kullanmaya devam ettiği, eski eşine ait soyadını kullanmaya devam etmesini gerektirir önemli bir durumun bulunduğunun dosyaya yansımadığı, boşanmadan sonra uzun süre geçmesine rağmen arkadaşına ait evde kalmaya devam ettiği, bu durumların hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu dikkate alındığında...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; soyadı düzeltimi istenen küçüğün babası ile evlilik dışı ilişki yaşadığını, bu ilişkiden 2000 yılında ...'in dünyaya geldiğini, çocuğu 2001 yılında kendi nüfusuna kaydettirdiğini, bir yıl sonra da babanın çocuğu tanıma yoluyla kendi nüfusuna aldığını, ancak çocuğun baba ile kişisel ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek küçüğün "..." olan soyadının annesinin soyadı olan "..." şeklinde değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. 4721 sayılı yasanın 282. maddesinde çocuk ile annesi arasındaki soybağının doğumla, çocuğun baba ile arasındaki soybağının tanıma, anne ile evlilik ve hakim hükmüyle kurulacağı hüküm altına alınmıştır....
, çocuğun ileriki hayatında küçük düşmemesi için babanın soyadının iptali ile çocuğun soyadının nüfusa annenin soyadı olan Erdoğan olarak tashihine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir". Yargıtay 2.HD.nin 2022/9963 E-2022/10127 K.sayılı,07.12.2022 tarihli kararına göre"...Boşanan kadının, evliliğin sona ermesinden sonra kocasının soyadını taşımasına imkan tanıyan bu hükmün amacı, kadının sosyal durumunu korumasını sağlamaktır. Bir başka ifade ile kadın evlilik soyadı ile tanınmış ve isim yapmış ise kocanın soyadını kullanmakta menfaati olduğunun kabulü gerekir....
Taraflar arasındaki evli kadının bekarlık soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Velayet Sahibi Annenin Soyadını Kullanmasına İzin Verilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne, velayeti kendisinde bulunan küçüğün kendisinin soyadını taşınmasına izin verilerek küçüğün soyadının değiştirilmesini istemiş, davalı olarak Nüfus Müdürlüğü'nü göstermiştir. Dava sonucunda verilecek karar, küçüğün babasının hukuki durumunu da etkileyeceğinden, adı geçenin davaya dahil edilmesi, gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca bir hüküm kurulması gerekirken, eksik hasım ve inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Dolayısıyla çocuğun önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde yer alan hüküm gereğince asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır. Çocuğun hangi soyadını alacağı konusunda, yukarıda gösterildiği gibi Türk Medeni Kanununun 321. maddesinde, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda, Soyadı Nizamnamesinde ve Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte düzenlenmeler mevcuttur. Bu düzenlemelere göre çocuk soyadını; evlilik içinde doğmuş ise; ailenin, başka bir ifade ile babanın: evlilik dışında doğmuş, babayla bir soybağı kurulmamış ise anasının: soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesiyle veya tanıma (TMK. m.295) yahut da mahkeme kararıyla (TMK. m. 301) kurulmuş ise babasının soyadını almaktadır....