Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne, tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, taraflar boşandıktan sonra davalı kadının çalışmaya başladığı, otomobili olduğu, davalı müşterek çoçuğun ise dava tarihinden önce 18 yaşını ikmal ettiği, davacının ise ekonomik durumunun boşanmadan sonra bozulduğu belirtilerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması iştirak nafakasının da çocuğun 18 yaşını doldurması nedeniyle sona erdiğinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

      Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Yoksulluk nafakası; boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek eş için verilen ve boşanma davası kesinleştikten sonra işlemeye başlayacak olan nafakadır. Kural olarak yoksulluk nafakasının başlangıcı, boşanma kararının kesinleşme tarihidir. Nitekim somut olayda da, ... Aile Mahkemesinin 2008/58 E., 2009/1098 K., sayılı boşanma ilamında; dava tarihinden itibaren hükmedilen 150 TL tedbir nafakasının, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına hükmedilmiş, hüküm ....06.2011 tarihinde kesinleşmiştir....

        Maddi tazminatın miktarı; evlilik süresi ve talep eden eşin boşanmadan sonra yeniden evlenme olasılığı tarafların ekonomik durumu; boşanmadaki kusur derece ve yoğunluğu; eşin diğer eşin sosyal güvenlik imkanlarından yararlanma hakkının ortadan kalkması; boşanmayla yaşam standardının düşecek olması; boşanmadan sonra yoksulluk nafakası ve diğer eşin malvarlığından tasfiye ve diğer artış payı alabilme durumu; toplumun genel yapısı ve yaşam koşulları gibi ölçütler değerlendirilip ve Türk Borçlar Kanununun 50,51 ve 52. maddeleri de kıyasen uygulanmak suretiyle takdir edilmelidir. Manevi tazminat miktarının takdirinde de; maddi tazminatın belirlenmesindeki ölçütlerle birlikte, Türk Borçlar Kanununun 50, 51, 52 ve 58/1 maddelerinin özellikle kusur dağılım ve derecesi boşanmaya neden olan ve eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden olayın saldırıya uğrayan eşde bırakacağı objektif zedelenme etkisi gözönüne alınmalıdır....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden davanın kabulünü istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava boşanma sonrası açılan maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. Davalı erkeğin, maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf talebinde bulunduğu halde 162,10TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile yoksulluk nafakası yönünden 59,30TL istinaf karar harcını yatırdığı, maddi-manevi tazminatlar üzerinden 478,17TL istinaf karar harcını yatırmadığı anlaşılmıştır. İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir....

          Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; tarafların ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/307 E-2007/431 K.sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma sonucunda mahkemece tasdik edilen protokol ve kurulan hüküm gereği davalı için aylık 6.000 TL yoksulluk nafakası ödenmesine ve bu nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, velayeti anneye bırakılan müşterek çocuklar için yıllık 12.500’er TL den toplam 25.000 TL’nin her yıl Temmuz ayında ödenmesine ve her yıl TÜFE oranında artırılacağının hüküm altına alındığı, aradan geçen zaman içinde yoksulluk nafakasının 7.021,80 TL, iştirak nafakasının da yıllık toplam 29.750 TL’ye ulaştığını, kendisinin ve sahibi olduğu şirketin ekonomik kriz nedeniyle gelirinin azaldığını, davalının ise kira gelirlerinin olduğu, boşanmadan sonra emekli maaşı bağlandığı ve sabit maaşlı bir işte çalıştığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını...

            HGK.nun yerleşik kararlarında asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması, yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK.’nun 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185;01.05.2002 ün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Somut olayda, davalı kadın boşanma davası sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası bağlanmıştır. Boşanmadan sonra asgari ücretle bir kreşte aşçı olarak çalışmaya başlamıştır. Aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görülmediğine göre, işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir. Aldığı nafaka ile çalışarak elde ettiği asgari ücret miktarı toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir....

              durumunda boşanmadan sonra beklenmeyen ve ciddi derecede bir düşüşün meydana gelmesi gerektiğini, oysa davacının belirtmiş olduğu bu hususlar zaten müvekkil ile davacının boşanmalarına karar verildiği Samsun 1....

              Her ne kadar mahkemece;davalının boşanmadan sonra işe girdiği,huzurevinde aylık asgari ücretin %30 fazlası maaş ile sigortalı çalıştığı,davacının ise bilgisayar tamir işi ile iştigal ettiği,maddi durumunun boşanmadan sonra kötüleştiği,borçları ödeyemediği,aradan geçen sürede tarafların maddi durumlarının birbirine denk hale geldiği ve davalının dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumuna göre yoksulluk şartının ortadan kalktığı gerekçe gösterilerek davalı lehine boşanma neticesinde hükmedilen aylık 250 TL'lik yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, davalının çalışmaya başladığı iş, her an için sona erdirilebilecek bir iş olup, sabit ve güvenceli bir iş değildir.Nitekim davalının söz konusu işte sigortalı olarak çalışmakta olduğu dosya kapsamına yansıyan belgeler ile sabittir. Geçici işlerde çalışmak ise yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez....

                ın temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dava, boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ile iştirak ve yoksulluk nafakası (TMK m. 182-2, 328) isteğine ilişkindir. a)Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesi evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava haklarının, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını hükme bağlamıştır. Söz konusu süre hak düşürücü süre değil zamanaşımı süresidir. Dosya kapsamından, davacı ... ile davalı ...'in 28/04/2012 tarihinde kesinleşen karar ile yabancı mahkeme kararı ile boşandıkları, ... 5. Aile Mahkemesinin 17/12/2013 tarih 2013/513-2013/1576 sayılı kararı ile de tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu