Maddi tazminat; evlilik süresi ve talep eden eşin boşanmadan sonra yeniden evlenme olasılığı; tarafların ekonomik durumu; boşanmadaki kusur derece ve yoğunluğu; eşin diğer eşin sosyal güvenlik imkanlarından yararlanma hakkının ortadan kalkması, boşanmayla yaşam standardının düşecek olması boşanmadan sonra yoksulluk nafakası ve diğer eşin malvarlığından tasfiye ve değer artış payı alabilme durumu; toplumun genel yapısı ve yaşam koşulları gibi ölçütler değerlendirilip ve Türk Borçlar Kanununun 50,51 ve 52. maddeleri de kıyasen uygulanmak suretiyle takdir edilmelidir. Manevi tazminat miktarının takdirinde de maddi tazminatın belirlenmesindeki ölçütlerle birlikte Türk Borçlar Kanununun 50,51, 52 ve 58/1. maddelerinin özellikle kusur dağılım ve derecesi, boşanmaya neden olan ve eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden olayın, saldırıya uğrayan eşde bırakacağı objektif zedelenme etkisi gözönüne alınmalıdır....
Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir (HGK.07.....1998 gün, 1998/...–656 E, 1998/688 K. 26.....2001 gün 2001/...–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/...–397–339 sayılı kararları). Davacı ..., boşanma sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 80 TL yoksulluk nafakası bağlanan davacının geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün olmadığına göre; işe girip çalışması zorunludur. Öte yandan, boşanmadan sonra asgari ücret karşılığı işe giren davacının, çalıştığı işyerinde vasıfsız işçi olması nedeniyle çeşitli zorluklar ile karşılaştığı, bu nedenle bir yıl kadar çalıştıktan sonra işinden ayrılmak zorunda kaldığı, sonrasında ise yanlarında kalmakta olduğu ailesinin (dul olması sebebiyle) çalışmasını engellediği, tanık beyanları ile sabittir....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin düzenli bir işinin olmadığını, boşandıktan sonra nafaka borcunun ödenmemesinden dolayı çok zor durumda kaldığını ve kısa bir dönem çalıştığını, daha sonra çalışmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; dosya kapsamına ve SSK hizmet dökümüne göre; davalı kadının, boşanmadan sonra aralıklı çalışmalarının olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanunun 176/3. maddesine göre; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili davacının, davalı eski eşine 300 TL yoksulluk nafakası ödediğini; ancak, davalı eşin çalışmaya başladığını ve gelirinin iyi olduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava temiştir....
Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir. 6. Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Eş söyleyişle, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu ya da ağır kusurlu eş lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyecektir. Yine, yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. 7....
Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir. 21. Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Eş söyleyişle, boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu ya da ağır kusurlu eş lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyecektir. Yine, yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. 22....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava tarihinden itibaren nafaka talebi olmamasına rağmen dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 175. maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz." TMK'nın 176. maddesine göre; “Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir."...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava tarihinden itibaren nafaka talebi olmamasına rağmen dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 175. maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz." TMK'nın 176. maddesine göre; “Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir."...
İstinaf Sebepleri Davacı -davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin birliğin sarsılmasında kusurunun bulunmadığını, yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. C....
HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 1.5.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları). Davalı kadın boşanma davası sırasında bir işte çalışmamaktadır. Kendisine aylık 250 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra sigortalı işçi olarak çalışmaya başlamış, asgari ücret seviyesinde bir gelire kavuşmuştur. Aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmediğine göre aldığı nafaka ile, asgari ücret miktarı toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....