Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki evli kadının bekarlık soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Kocanın Soyadını Kullanmasına Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yerel mahkemece verilen ilk karar dairemizce yapılan temyiz incelemesi neticesinde, davacı kadının kocasının soyadının kullanılması talebi ile ilgili maktu harç eksikliğinin tamamlanması ve ondan sonra işin esasının incelenip yazılı şekilde hüküm kurulması gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Bozma ilamıyla birlikte ilk hüküm bu yön dışında kesinleşmiştir....

      Ancak; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesi hükmü uyarınca kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Somut olayda davacı kadının evlenmekle kocası ...'un soyadını almış olup, evlilik birliği sürdükçe ve kocası soyadını değiştirmiş olmadıkça kadın kocasının bu soyadını taşımak durumundadır. Saptanan bu durum karşısında davacının kendiliğinden evlenmekle aldığı soyadını değiştirme hakkı bulunmadığından mahkemece davanın davacı ... yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece; evlenen kadının kızlık soyadını kullanmasına izin verilmesi davasının Davalı T4 vekili tarafından kabul edildiği, Nüfus İdaresi Temsilcisinin ise davayı kabul etmediği, bizzat dinlenen tarafların beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; evlilik birliğinin kurulması ile birlikte davacının davalıya ait "Boyacıoğlu" soyadını aldığı, ancak evlenmeden önceki kızlık soyadını kullanmak istediği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2014/2- 889 Esas 2015/2011 Karar sayılı 30/09/2015 tarihli ilamı ile de evlenen kadının kızlık soyadını kullanmasının yasal hak olarak düzenlendiği gerekçesi ile davanın kabulü ile davacının evlenmeden önceki kızlık soyadı olan "ERSOY" soyadını kullanmasına izin verilmesine karar verilmiştir. Davalı kurum istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 187. maddesinde " Kadın, evlenmekle kocasının soyadına alır; ancak evlendirme memuruna ya da nüfus idaresine yapacağı yazılı başvurusu ile koca soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir"....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı Akdeniz T2 vekili özetle; 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinde;" Soyadı seçme vazifesi ve hakkı evlilik birliğinin reisi kocaya aittir." düzenlemesinin mevcut olduğunu ,Nüfus Hizmetleri Kanununun uygulanmasına ilişkin yönetmelikte evlenen kadının kocasının soyadını alacağını, TMK.'nun 187.maddesine göre ise; " Kadının evlenmekle kocasının soyadını alır ancak evlendirme memuruna veya daha sonra Nüfus İdaresine yapacağı yazılı başvuru ile, kocasının soyadı yönünde önceki soyadını da kullanabilir. "hükmünün olduğunu, bu ilgili kanun maddelerinin halen yürürlükte olup bu konuda yeni bir düzenleme yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11/07/2017 tarihinde evlendiğini, evlenmekle yasa gereği kocasının soyadını aldığını, kocasının soyadının önünde evlenmeden önceki soyadını da kullandığını, ancak müvekkilinin akademik araştırmalarda bu soyadını kullanırken zorluk yaşadığını, bu nedenle evlilik birliği içerisinde sadece kızlık soyadını kullanmak istediğini, AİHM'nin ve Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru sonucunda verdiği ihlal kararları ile kadının sadece kendi soyismini kullanmasına imkan tanıdığını, Anayasanın 90. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası bir anlaşma ile bir kanun hükmünün çatışması halinde uluslararası antlaşma hükmünün öncelikle uygulanması gerektiğini, bu sebeple Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin iç hukukta doğrudan uygulanma kabiliyetine haiz olduğunu, AİHM'in kişinin soyadını özel hayat kapsamında değerlendirerek evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğunun özel hayata müdahele olarak kabul...

        Yukarıda özetlenen dilekçe içeriğine, dosyada toplanan bilgi ve belgelere göre dava, Türk Medeni Kanunu'nun 173. maddesine dayalı boşanan kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmasına izin verilmesi istemine yöneliktir. 6100 sayılı HMK'nun "Görevin Belirlenmesi ve Niteliği" başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m.118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğu hükme bağlandığından, davanın aile mahkemesince görülmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu husus düşünülmeden işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Davalı Nüfus İdaresi Temsilcisi istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 187. maddesine göre evlenin kadının kocasının soyadını kullanmasının zorunlu olduğunu, Türk Medeni Kanunu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin Evlenen Kadının Soyadına ilişkin esaslar başlığı altındaki madde 55 (1) "Evlenen kadın kocasının soyadını alır. Kadın kocasının soyadı ile birlikte önceki soyadını da taşımak istediğini evlenme sırasında yazılı olarak evlendirme memurluğuna, evlenme sırasında müraacat etmemiş ise daha sonra nüfus müdürlüğüne başvurarak yazılı olarak talep edebilir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin Makedonya Cumhuriyeti vatandaşı .....'la evlenerek onun soyadını aldığını, daha sonra davacının eşinin, ulusal yasaları çerçevesinde kızlık soyadı olan "...." soyadını kullanmaya başladığını belirterek kendi soyadının da eşine bağlı olarak "...." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada mevcut belgelerden, davacı ...'ın, dava dışı Makedonya Cumhuriyeti uyruklu.....'la 05.08.1992 tarihinde evlenerek "..." soyadını aldığı, ancak ....'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanmaya Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 13.11.2017 gün ve 2016/23110 - 2017/12547 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

              UYAP Entegrasyonu