WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı T3'nin 1981 yılında evlendiklerini, Başmakçı ilçesi, Barbaros Mahallesi 138 ada 9 parsel sayılı taşınmazı 1986 yılında aldıklarını, ayrıldıkları bir dönem taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koyulduğunu ancak barıştıklarında davalının şerhi kaldırmasını istediğini, bunun üzerine davacının şerhi kaldırdığını, ancak davalının davacının haberi olmaksızın 4 ay öncesinde tanıştığı T4 adlı kişiye karşılığında herhangi bir şey almadan taşınmazı devrettiğini, davacının bu durumu tesadüfen öğrendiğini, TMK'nın 194.maddesi uyarınca aile konutu olan taşınmaza dair tapunun iptali ile yeniden tescili ve davacı adına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, aile konutu şerhi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkin olup, 28.05.2014 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 194'ncü maddesinin üçüncü fıkrası, 6.2.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla değiştirilmiş, yapılan değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceği kabul edilmiştir. Bu değişiklik 6518 sayılı Kanun, 19.2.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girmiştir....

    Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması ve Aile konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından aile konutu şerhi davasında verilen karar yönünden, davalı banka tarafından ise ipoteğin kaldırılması davasında verilen karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı bankanın ipoteğin kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazları incelendiğinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı kadının aile konutu şerhine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davada, davalı bankaya husumet...

      Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacı ile davalı Müşerref'in evli oldukları davaya konu taşınmazda 2010 yılından bu yana oturdukları, ipoteğin 2012 yılında tesis edildiği, ipotek tesis tarihinde taşınmazın tarafların aile konutu vasfında olduğu, yapılan keşif, aldırılan bilirkişi raporu, fotoğraflar ve mernis kayıtları ile sabit olup taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması talebinin kabulünde hukuka aykırılık görülmemiştir. İpoteğin fekki istemine gelince; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....

      KARŞI OY Davacı tarafından aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tapu kaydı üzerinde var olan aile konutu şerhinin “boşanma sebebiyle” kaldırılması istenildiği ve bu sebeple “aile konutu şerhinin kaldırılmasına” karar verildiği ve eşler arasında kural mal rejiminin (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) geçerli olduğu konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır Çekişme nedir?; Dava konusu olup aile konusu olarak özgülenen taşınmazın tapu kaydı üzerine “evlilik birliği sürerken” aile konutu şerhi konulmuştur. Eşlerin “dava açılmadan önce” kesinleşen karar ile boşanmaları üzerine davacı eş tarafından aile konutu şerhinin kaldırılması için “boşandığı eşi” aleyhine temyiz konusu dava açılmıştır. Başka bir anlatımla davacı ve davalı “dava tarihinde” evli değillerdir....

        Cilt, Ankara 2004 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1098) Eş deyişle bu kararımızdan da anlaşılacağı üzere aile konutu şerhi hukuki varlığını ancak “boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar” sürdürebilmektedir. Taraflar arasındaki evlilik birliği boşanma kararı ile “sona erdiğinden” dava konusu taşınmaz aile konutu özelliğini kaybetmiştir. Başka bir anlatımla aile konutuna ilişkin şerh “yolsuz” hale gelmiştir. “Malik olan” eş mahkeme kararına “gerek kalmadan” bu yolsuz şerhi ilgili Tapu Sicil Müdürlüğüne sadece “boşanma kararını” ibraz ederek terkin ettirebilir. Aynı yöntem benzer hallerde de uygulanmalıdır....

          Davalı T2 cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının tamamen yasaya aykırı iddialar olduğunu, eşi olan davacı Fikriye Ailoğlu'nun daha önce müşterek olarak yıllarca yaşadıkları evlerinin üzerine aile konutu şerhi işlettiğini, tapu iptali ve aile konutu şerhi konulması istenilen evde müşterek olarak hiçbir zaman oturmadıklarını, aile konutu olmasının mümkün olmadığını, davacının iki yıldan beri müşterek aile konutunu terk ettiğini, eve dönmediğini ve boşanma davası açtığını, davacının tapu tescili isteme hakkının olmadığını, tamamen borçları ödemek için daireyi kızına sattığını, bu evin kızının olduğunu, davacının taleplerinin tamamen yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile konutu şerhi, ev ve eşya üzerinde mülkiyet ve intifa hakkı tanınması ...ile ... ve müşterekleri aralarındaki aile konutu şerhi, ev ve eşya üzerinde mülkiyet ve intifa hakkı tanınması davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ......

            Davacı, aile konutu niteliğindeki taşınmazın, malik olan davalı eş ... tarafından "açık rızası bulunmadan " diğer davalı şirkete devredildiğini ileri sürerek, taşınmazın davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tescilini ve taşınmazın kayıtları üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir Mahkemece, davalı şirketin kötü niyetinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nıın 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. " Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....

              Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....

                UYAP Entegrasyonu