Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

III) davasının duruşmasında eşler arasında yapılan “boşanma düzenlemesi” konusunda hiçbir çekişme çıkmadan “Davanın kabulüne, Tarafların anlaşmalı boşanmalarına” karar verildiği ve kararın bu şekilde tefhim edildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır. Çekişme nedir?; Aile mahkemesi (=yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesi) hâkiminin anlaşmalı boşanma davalarında taraflarca sunulan “boşanma düzenlemesini” uygun bulması şarttır. Hakim tarafların ve çocukların yararlarını dikkate alarak bu düzenlemede gerekli gördüğü “değişiklikleri” yapabilir. Mahkeme kendini tarafların yerine koyarak kişisel ilişki konusunda değişikliği “kendiliğinden” gerçekleştiremez. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 373) ÖZDEMİR’in ifadesine göre hakim kendi önerisini eşlere dayatamaz....

    Boşanma davasının eki niteliğinde olan maddi ve manevi tazminatlar (TMK.md. 174/1-2) boşanma davası içinde istendiği ve boşanma kararı ile birlikte karara bağlandığı takdirde; bu şekilde kararlaştırılan tazminatlar boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren muaccel (istenebilir) hale geleceğinden; talep halinde faiz başlangıcının da bu kesinleşme tarihi olması gerekir. Tazminatların, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra bağımsız bir dava açılarak talep edilmesi halinde ise; faizin tazminata ilişkin dava tarihinden başlatılması gerekir. Somut olayda davacı kocanın boşanma davası ile birlikte manevi tazminat (TMK.md. 174/2) isteminde bulunmadığı, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra eldeki davayı açarak ayrı bir davayla manevi tazminat isteminde bulunduğu dikkate alındığında, dava tarihi yerine , boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      Aile Mahkemesinin 2005/156 esas sayılı dosyasında birleştirildiği ve yapılan yargılama sonucunda verilen 21.07.2009 tarihli karar ile taraflar eşit kusurlu kabul edilerek her iki tarafın boşanma davalarının kabulü ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği, kararın davacı kadın tarafından "kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, gerekçe, tazminatlar ve nafakalar yönünden" temyiz edildiği, kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmünün ise taraflarca temyiz edilmeyerek 27.10.2009 tarihinde kesinleştiği; böylece bu tarih itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin "boşanma" ile sona erdiği, davacı kadının zina (TMK md 161) hukuki sebebine dayalı eldeki bu boşanma davasının 25.11.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....

        O halde; davalı-karşı davacı erkek de dava açmakta haklı olup, davasının kabulüne karar vermek gerekirken, reddi doğru görülmemiş ise de; davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmiş, boşanma hükmü temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Bu durumda, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek davalı-karşı davacı erkeğin boşanma talebi hakkında, "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti konularında, davada haklılık durumuna göre (HMK m. 331/1) karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların karşılıklı boşanma davalarında yerel mahkemece verilen “davalı-karşı davacının davasının reddine, davacı-karşı davalının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına” dair olan ilk hüküm; davalı-karşı davacının temyizi üzerine Dairemizin 11.09.2014 tarihli 2014/5613-17030 sayılı ilamıyla “davacı-karşı davalının da eşini evden kovduğu ve eve almadığı, bu duruma göre davalı-karşı davacı tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerektiğinden” bahisle bozulmuş; bozma sebebine göre, davacı-karşı davalının boşanma davası ve fer'ileri incelenmemiştir....

            Bu durumda, davacı-davalının boşanma davasının reddine, davalı-davacının karşılık boşanma davasının kabulüne karar vermek gerekirken, deliller yanlış değerlendirilerek, davacı-davalının davasının kabulü, davalı-davacının karşılık boşanma davasının ve tazminat istemlerinin reddi doğru olmamıştır. Ne var ki, davacı-davalının boşanma davasının kabulü temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan, yanlışlığa değinilmekle yetinmek gerekmektedir. Ancak, davalı-davacı, reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat taleplerine ilişkin hükmü temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki kusur durumu henüz kesinlik kazanmamıştır. Davanın açıldığı tarihte görevli olan aile mahkemesinin görevi devam etmektedir. Mevcut duruma göre davacı-davalı tam kusurlu, davalı-davacı kusursuzdur....

              Mahkemece, verilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davası, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiş, hüküm Dairemizin 17.02.2016 tarih 2015/11040 esas, 2016/2724 karar sayılı ilamı ile onanmış, davalı-karşı davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Davacı-karşı davalı erkek, dava dilekçesinde iddiasının dayanağı olan vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini (HMK m. 19/l-e) belirtmediği gibi dilekçesinde delillerini (HMK m. ll9/l-f) de bildirmemiştir. Davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının, erkeğin davalı-karşı davacı kadından kaynaklı hangi boşanma sebeplerinin olduğunu ve bu sebepleri hangi delillerle ispatlayacağını sunmadığı için reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmamıştır. Ancak davalı-karşı davacı kadının kabul edilen birleşen boşanma davasındaki boşanma hükmü temyiz edilmediğinden boşanma kesinleşmiş olup, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının konusu kalmamıştır....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı mirasçısı ... tarafından boşanma ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı kadın tarafından açılan boşanma ve ziynet alacağı davalarının yapılan yargılaması sonucunda; boşanma davası kabul edilerek tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferileri yönünden karar verilmiş, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir....

                  Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m.166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak boşanma davasının çekişmeli boşanma davası olarak sürdürülüp gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.10.2018(Çrş.)...

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı erkek tarafından Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle açılmış boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı kadın tarafından da, eşine karşı aynı hukuki sebeple 14.01.2013 tarihinde "karşı boşanma" davası açılmış ve harcı yatırılmıştır. Mahkemece, erkeğin boşanma davası kabul edilmiş, kadının karşı boşanma davası hakkında ise hüküm kurulmamıştır. Karşılıklı dava açılması durumunda mahkemece davaların her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu