Çeşitli sebeplerle (evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs.) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur. Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur....
eşyasının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ise ziynet eşyalarının toplam bedeli olan 51.926,22 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının aynen, mümkün olmazsa bedelinin iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ziynet eşyasının aynen iade isteminin reddine, alacak isteminin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 570.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet eşyasının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin iadesi istemine ilişkindir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Boşanma, ziynet ve ev eşyasının iadesi davasında, davacı kadının; erkeğin taşınır taşınmaz mal varlığına, banka kayıtlarına ihtiyati tedbir isteminin reddine karşı yapılan itiraza ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre; İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. HMK'nın 389. maddesine göre; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." Boşanma veya ayrılık davası açılınca alınabilecek tedbirler Türk Medeni Kanununun 169. maddesinde gösterilmiştir....
Davacı kadın, şiddet gördüğü için evden ayrılmak zorunda kaldığını, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş; davalı koca ise, davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneyimlerine göre olağan olanın, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanıp muhafaza edilmesidir Ayrıca, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır. Yine kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır....
Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir. "Davacı-karşı davalı kadın, düğünde takılan ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra düğün borçları sebep gösterilerek eşinin babası tarafından kendisinden alındığını ve iade edilmediğini ileri sürmüş, davalı-karşı davacı erkek kadının ileri sürdüğü kadar ziynet eşyası bulunmadığını ve ziynetlerin kadının kendisinde olduğunu savunmuş, mahkemece kadının ziynet eşyası alacağı davası; "Kadının bir kısım ziynet eşyasının kayın pederi tarafından evliliğin ilk senesinde alındığının sabit olduğu ancak ziynet eşyasının alınmasının üzerinden geçen 20 yılda iade edilmemesinin hayatının olağan akışına aykırı olduğu ayrıca kayınpeder tarafından taraflara ev satın alındığı ve her defasında borçlarının ödendiği bu yapıda olan bir kişinin ziynet borcunu ödememesinin mümkün olmadığı" gerekçesiyle reddedilmiştir....
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....
nun 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma ve ziynet alacağı talebine ilişkindir....
Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının, davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, davacı kadının ispatlaması gerekir. Somut olayda; davacı tanıkları ... ve ... dinlenilmiştir....