DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından davalının zina olayının 2020 Temmuz ayında öğrenilmesi üzerine davalı erkeğin eşyalarını toplayıp evi terk ettiğini, daha sonra ise 2021 Mart ayında müvekkilini arayarak "ben yokum, benden bu kadar, Allah işini gücünü rast getirsin" dediği, bu görüşmeden sonra tekrar görüşmediklerini, davalının eşini aldattığı ...'nin eşini ve çocuklarını bırakıp davalı ... ... ile birlikte yaşamak amacıyla ayrıldığının ve 2021 yılı Mart ayından itibaren davalı ile ...'nin karı-koca hayatı yaşadıklarının öğrenildiğini, davalı erkeğin zina eyleminin devam ettiğini ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, öncelikle davalı erkeğin zinası sebebiyle, aksi halde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı il , erkeğin kusurlu davranışlarının ispat edilemediği gerekçesi ile kadının davasının reddi ile, boşanma, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının zina ettiği ispatlandığından karşı boşanma davasının kabulü ile zina hukuksal nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilerek, anne ile kişisel ilişki tesisine, erkek yararına yasal faiziyle birlikte 7.500,00 TL maddî ve 7.500,00 TL manevî tazminata, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağı davasının dosyadan tefrikine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
İlk derece mahkemesince karşı dava, öncelikle zina, mümkün olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davası olarak nitelendirilerek, karşı davanın kabulü ile tarafların zina sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmiştir. Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK m. 161/2). Zina (TMK md. 161) sebebine dayanan boşanma davalarında, yasada öngörülen hak düşürücü süre, süre gelen eylemlerde, son eylemin bittiği tarihten itibaren başlar....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2020 NUMARASI : 2017/678 ESAS - 2020/368 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, Aydın 2.Aile Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ : Davacı vekili 02.07.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 10/04/2010 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının bulunmadığını ,evlilik birliği temelinden sarsıldığından boşanmalarına davacı lehine 50.000,00- TL maddi 50.000,00- TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Anlaşmalı boşanma talebi, şartların gerçekleşmemesi halinde, kendiliğinden 166/1-2'ye dönüşebildiği gibi, 166/1’e dayanan bir boşanma talebi de, şartlarının varlığı halinde "anlaşmalı boşanma” ile sonuçlanabilir. Ya da, aynı maddenin (4.) fırkasında yer alan yasal karineye açıkça dayanılmamış olsa bile, bu yasal karinenin şartlarının bulunması halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanma kararı verilebilir. Bu bakımdan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanılarak açılmış bir boşanma davası; taraflar arasında daha önce görülmüş ve redle sonuçlanmış bir boşanma davası varsa ve ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçmiş ise, ortak hayatın yeniden kurulamamış olduğunun ispatlanmış olması şartıyla 166/4. madde gereğince boşanma kararı verilmesi isteğini de kapsar. Davalı tarafından açılan karşı boşanma davası, Türk Medeni Kanununun 166'ncı maddesinde yer alan “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” sebebine dayanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, zina hukuksal nedenine dayalı davasının kabul edilmemesi, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarları ile reddedilen yoksulluk nafakası yönlerinden, davalı-davacı erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, kadın lehine verilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; zina (TMK m.161) ve evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebeplerine dayalı (TMK m.166/1) boşanma talebine ilişkindir. Zina eylemi özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK m.166/1) sebebi de oluşturur. Böyle bir durum karşısında kalan eş dilerse bu özel sebeplerin yanında genel sebebe, dilerse birine veya birkaçına birlikte dayanarak boşanma talep edebilir....
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı-k.davalı koca vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının karşı boşanma davasının kabulüne yönelik istinaf isteminde bulunmuştur. Davalı-k.davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kocanın davasının kabulü, kusur tespiti, velayet, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakası talepleri bulunduğu halde bu hususta hüküm tesis edilmemesi ile ziynet alacağı istemlerinin reddine yönelik istinaf istemi ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Asıl dava; terditli olarak zina hukuksal sebebine dayalı boşanma, bu talep yerinde görülmez ise evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma ve fer’ileri, karşı dava ise; evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma, fer’ileri ile ziynet alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 12/05/2022 NUMARASI : 2020/307 ESAS-2022/157 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı lehine 1.000- TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000- TL maddi ve 100.000- TL manevi tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının ve fer'ilerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
da bu kadın ile yeni hayat kurarak evli bir çift gibi yaşadığını, yine bu kadından erkeğin iki tane çocuğunun olduğunu, davalının evlilik birliğindeki görevlerine aykırı davrandığını, müvekkili ile ilgilenmediğini, belirterek öncelikle zina sebebiyle tarafların boşanmalarına, bunun mümkün olmaması halinde haysiyetsiz hayat sürme eyleminin kabulü ile tarafların boşanmalarına, mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 20.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Birleşen zina sebebine dayalı boşanma davası öğrenme tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içinde açılmış ve kanıtlanmıştır. Bu durumda, kadının zina hukuki sebebine dayalı birleşen boşanma davasının da kabulü gerekirdi. Ne var ki, evilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı asıl ve karşı davada verilen boşanma hükümleri taraflarca bu yönden istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleşmiş, taraflar boşanmış hale gelmiş ve kadının zina sebebine dayalı birleşen boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu sebeple, davalı-davacı kadının zina sebebine dayalı birleşen boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek haklılık durumuna göre kadın yararına yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....