WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından; birleştirilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle retle sonuçlanan ilk boşanma davasının açılmasından sonra 26.01.2006 tarihinde meydana gelen ve kadının mahkumiyetiyle sonuçlanan hakaret olayının, koca tarafından boşanma sebebi yapılmayıp, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonraki üç yıllık fiili ayrılık sebebine (TMK md. 166/4) dayanılmış olması karşısında, sözü edilen olay sebebiyle kadına artık kusur atfedilmesinin mümkün bulunmamasına göre, davacı-davalı (koca)'nın bu yöne ilişkin...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hüküm her iki tarafça temyiz edilmiştir.Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir (HUMK m. 439/2). Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, davacı-karşı davalının açtığı boşanma davasının kabulü ve karşı davadaki maddi-manevi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/1) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/1) boşanma kararı verilemez....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı-karşı davalı erkek vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak verdiği 15.04.2016 tarihli dilekçesi ile, reddedilen kendi boşanma davası ile davalı-karşı davacı kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmüne yönelik temyiz isteğinden feragat ettiğini bildirdiğinden, davacı-karşı davalının bu yönlere ilişkin temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-karşı davacı kadın ve vekili, 15.04.2016 tarihli dilekçeleriyle boşanma davasında hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

          Anlaşmalı boşanma kararının verildiği 29.05.2008 günü 22 aylık bir bebektir. 22 aylık bir bebeğin velayetinin anne yerine babaya verilmesi için dava dosyasında anne aleyhinde çok ciddi delillerin bulunması gerekir. Hakim çocuğu ana ve babasına rağmen korumak zorundadır. Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre protokole müdahale edilmemesi çocuğun güvenliğini zedeleyen önemli bir usul hatasıdır. 3-Değerli çoğunluk, anlaşmalı boşanma davalarında “boşanmanın fer’i hükümlerinde” oluşan bozmaya yönelik temyiz sebebinin hükmün tamamını sakatlamadığı ve hükmün boşanma bölümünün fer’i hükümlere yönelik temyiz davasına rağmen kesinleştiği düşüncesindedir. Anlaşmalı boşanma davası diğer boşanma davalarından “farklı özellikler” taşımaktadır. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır....

            Boşanma sebebi olarak kabul edilen ve diğer eşin kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi olay sebebiyle kişilik hakları zedelenen taraf, manevi tazminatı boşanma davasıyla isteyebileceği gibi, boşanmadan sonra da isteyebilir. Ya da boşanmaya bağlı olmaksızın "hakların yarışması" çerçevesinde genel hükümlere göre de talep edebilir. Bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verebilir. (6098 Sayılı TBK.m.60) Davacı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayanan boşanma davasıyla birlikte manevi tazminat istemiştir. Daha önceki davada verilen boşanma kararının kesinleşmiş olması karşısında davacının aynı zamanda boşanma sebebi oluşturan eyleme dayanan manevi tazminat isteği artık boşanma sebebine bağlı olmaktan çıkmış, bağımsız bir talep haline dönüşmüştür....

              Mahkemece, davalı-davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, davacı-davalı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmaları ve fer'ilerine, kadının açtığı ve birleştirilen nafaka davası yönünden ise bu husus davacı-davalı kadının açtığı boşanma davalarında değerlendirildiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, davalı-davacı erkeğin temyizi üzerine hüküm, Dairemizin 21.11.2017 tarihli ilamı ile, davacı-davalı kadının boşanmaya ilişkin karşı davası bulunmadığı halde, karşı boşanma davasının kabulü ve buna bağlı fer'i taleplerinin hüküm altına alınması yönünden bozularak, sair yönlerden onanmış, taraflar karar düzeltme talebinde bulunmuşlar; ancak karar düzeltme talepleri incelenmeden önce vekilleri tarafından verilen 03.05.2018 tarihli dilekçelerle davalarından feragat ettiklerini açıklamışlardır. 1-Davacı-davalı kadının boşanmaya ilişkin bir karşı davası bulunmadığından ve mevcut olmayan bir...

                Sadece bu olgu bile anlaşmalı boşanma hükmünün bozulması için yeterlidir. 2-Tarafların anlaşmalı boşanma kararının verilmesinden sonra 26.6.2008 tarihinde kız çocuğu dünyaya geldiği ve aynı evde hep birlikte yaşadıkları açıklanmıştır. Sadece bu olgunun bile hadise şeklinde değerlendirilmesi için hükmün bozulması gerekir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki "nafaka" davası ile "boşanma" ve "mukabil boşanma" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (mukabil davacı) kadın tarafından; lehine hükmedilen tazminatların miktarları yönünden; davalı-davacı (mukabil davacı) koca tarafından ise; tamamına şamil olmak üzere temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı tarafından 30.9.2009 tarihinde açılan nafaka davası ile davalı (koca) tarafından 18.6.2010 tarihinde açılan boşanma davası birleştirilmiş, kocanın boşanma davasına karşı da, kadın tarafından mukabil boşanma davası açılmıştır. Hal böyleyken karar başlığında davanın türü olarak "boşanma" davalarına yer verilmeyip, sadece "nafaka" davasının gösterilmesi doğru değil ise de, bu husus sonuca etkili görülmemiştir....

                    Somut olayda, davacı kadın, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanma davası açmış, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilmiş, ön inceleme celsesinde, taraflara delillerini sunmaları iki haftalık kesin süre verilmiş, ancak daha sonra tarafların 06.07.2015 tarihinde sundukları anlaşmalı boşanma protokolü ve işbu tarihli celsedeki beyanlarıyla çekişmeli boşanma davası anlaşmalı boşanma davasına çevrilmiş, mahkemece de taraflarca hazırlanan protokol hükümleri doğrultusunda boşanmalarına karar verilmiş ise de; her iki taraf da sundukları temyiz dilekçesiyle anlaşmalı boşanmaya ilişkin irade beyanından dönmüşlerdir. Gerçekleşen bu durum karşısında, taraflar arasında görülen davanın, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca çekişmeli boşanma davası olarak tekrardan ele alınması gereği hasıl olmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu