nin erkekten ayrılmak istediği fakat erkek tarafından kabul edilmemesi ve erkek tarafından tehdit edilmesi üzerine davacı kadından yardım istediği, kadının bu birlikteliği 2014 yılının Aralık ayında bu şekilde öğrendiği ve 20.02.2015 tarihinde boşanma davasını açtığı yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Kadının zina eylemini 2014 Aralık ayında öğrendiği ve dava dilekçesini 20.02.2015 tarihinde verdiği anlaşıldığına göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davalı erkeğin zina yaptığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi uyarınca zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası ve Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası uyarınca boşanmaya karar verilmesi gerekirken zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma talebinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
O halde, davacı-karşı davalı erkeğin davası yönünden Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesindeki boşanma koşulları oluşmamıştır. Açıklanan nedenlerle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Ne var ki davalı-karşı davacı kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle boşanma hükmü kesinleştiğinden, erkeğin davasının konusuz hale geldiği de görülmektedir. Bu durumda erkeğin boşanma davasının esası hakkında bir karar verilmeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerini takdir ve tayin eder (HMK m.331/1). Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, davacı-karşı davalı erkek tam kusurludur....
Toplanan delillerden; davacı-davalı erkeğin davasının Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesine dayalı dava olduğu taraflar arasında görülen ve ret ile sonuçlanan ilk davadan sonra tarafların tekrar biraraya gelmedikleri ve ilk davada verilen kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürenin dolduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru değildir. Ancak, davalı-davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü temyizin kapsamı dışında bırakılmak suretiyle usulen kesinleşmiştir. Bu durumda erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek kocanın boşanma talebi hakkında "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu durumda tarafların kocanın zinası (TMK. md. 161) sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, boşanma kararının Türk Medeni Kanununu 166/1-2. maddesine dayandırılması usul ve yasaya aykırıdır. Ne varki, tarafların sonuçta boşanmalarına karar verilmiş olduğuna göre, gösterilen hukuki sebep doğru değil ise de, hüküm sonucu bakımından usul ve yasaya uygun olduğundan boşanma sebebinin "zina" (TMK. md. 161) olarak değiştirilmesi suretiyle hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanması yönüne gidilmiştir (HUMK. md. 438/son)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (koca) tarafından; karşı boşanma davası ve bu davadaki tapu iptali ve tescil isteği yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalının, davacı tarafından açılan boşanma davasını kabul ettiğini beyan etmesi üzerine, tarafların anlaşmalarına dayalı olarak boşanmalarına karar verildiğinin anlaşılmasına, davalı-karşı davacının 29.6.2011 tarihli oturumda "diğer taleplerinden vazgeçtiğini" bildirmesi üzerine karşı boşanma davasının ve bu davadaki taleplerinin reddedilmiş bulunmasına göre, davalı-karşı davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA...
Aile Mahkemesi TARİHİ :29.05.2014 NUMARASI :Esas no:2013/255 Karar no:2014/390 Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, davacı adına vekili Avukat N.G. tarafından açılmış ve takip edilmiştir. Boşanma davası açmak ve takip etmek, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olup, vekaletnamede özel yetkiyi gerektirir (6100 s. HMK m. 74). Davacı vekilinin vekaletnamesinde "boşanma davası açmak ve takip etmek" yetkisi mevcut değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan eldeki boşanma davasında, mahkemece boşanma ve tedbir nafakasının kaldırılması talepleri dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiş ve taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarının yer aldığı ... l. Aile Mahkemesinin 2012/453 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. Eldeki davada ise davacının manevi tazminat ve velayete ilişkin boşanmanın feri niteliğindeki taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-ı maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiştir....
Mahkemece; boşanma kararının temyiz edilmediği, bu nedenle fer’ilere ilişkin takip başlatılmasında aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş olup hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. HUMK'nun 443/4. (HMK'nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan tazminatlar da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden kararın kesinleşmesi gerekmez. İcra takip dosyası ve icra yargılama dosyası içeriğinde bulunan bilgi ve belgelerden boşanma hükmünün temyiz kapsamında olup olmadığı bu nedenle takip tarihi itibarı ile boşanma yönünden hükmün kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamamaktadır....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakalarının reddi yönünden, davalı-davacı erkek tarafından ise; kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece bozmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı-davacı erkeğin ağır, davacı-davalı kadının az kusurlu olduğu kabul edilerek, davalı-davacı erkeğin TMK m.166 hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ve...
Davalı-davacı erkek açmış olduğu boşanma davasında zina ( TMK m. 161) ve evlilik birliğinin sarsılması sebebi (TMK m. 166/1) ile boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece davalı-davacı erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....