DAVA KONUSU : Ziynet Eşyası Alacağı KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; düğün takıları ile ilgili taleplerin, boşanma davası ile birlikte ileri sürülebileceği gibi boşanma davasının kesinleşmesinde sonra ayrı bir dava açma şeklinde de ileri sürülebileceğini, düğün takıları ile ilgili açılan davanın terditli dava şeklinde açılmasında yarar bulunduğunu, yani, mümkünse ziynet eşyalarının aynen iadesi, müvekkilinin evlilik sürecinde takılmış olan tüm altınları ve ziynet eşyalarının davalı tarafından rıza dışı alınarak kendi borçlarına ve evin ortak borçlarına ödendiğini, kanun gereğince geri alma hakkı olan altınların 2 adet 22 ayar 25 gr bilezik, 1 çift küpe ve 1 adet yüzük olan ziynet eşyasının aynen iadesine, aynen iade mümkün değilse 200 tl olan bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, Mahkememizin...
Yerel mahkemenin bu husus ile ilgili herhangi bir araştırması bulunmamasına rağmen davalı/karşı davacı lehine nafakaya hükmedilmiştir. 9- Yerel mahkeme ziynet eşyası açısından belirleme yaparken davalı/karşı davacının kendi kişisel harcamaları için bozdurduğu altınlar açısından da iade edilmesi yönünde karar verilmiş olması tam bir çelişki olmuştur. HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; TMK'nun 166/1 maddesine dayanan boşanma davası ve boşanmanın fer'ilerine ilişkin ,karşı dava ise ziynet eşyalarının aynen iadesi olmaz ise bedelidir....
Evlilik ve nişan sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kadının isteği ve onayı ile karşı tarafa verildiğinin ispatlanması halinde, erkek eş ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Olağan olan ziynet eşyalarının kadın eşin himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden kadın eş iddiasını ispatla mükelleftir. Başka bir anlatımla ziynet eşyalarının karşı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Ziynet eşyası davasında dava konusu altınların varlığı ve bu altınların kadın eşte olmadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlanmalıdır. Davacı kadın, dava konusu ettiği ziynet eşyalarının evden ayrılırken zorla elinden alındığını, ziynetlerin müşterek hanede ya da davalıda kaldığını ispat etmek zorundadır....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından katılma yolu ile tazminatların miktarları, tedbir nafakası, kabul edilen ziynet alacağı davası ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, fer’ileri, ziynet alacağı davasının reddedilen bölümü ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı-davacı kadının karşı boşanma davasının reddine karar verildiği halde davacı-davalı erkek lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdir...
Davacı-karşı davalı erkek tarafından alınan 8 adet bilezik, 1 adet zincirli beşibirlik ve 25 çeyrek altın yönünden ziynet eşyası davasının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. 4-Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde, boşanma ve ziynet eşyası taleplerinin yanı sıra çeyiz eşyasının iadesi talebinde de bulunmuştur. Mahkemece çeyiz eşyalarına yönelik dava kısmen kabul edilmiş ve fakat kısmi kabulde bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2). fıkrasında; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298. maddesinin (2). fıkrasında da, gerekçeli kararın tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır....
sonucu taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya yol açan olaylarda davalı-karşı davacının kusurunun daha ağır olduğu, gerekçesiyle taraflarca açılan boşanma davasının ve yine kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının "Kadına ait ziynet eşyalarının davalı-karşı davacı tarafça alıkonulduğu, davacı-karşı davalı kadına verilmediği" gerekçesiyle kabulüne karar verilmiş, karar, davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur, tazminatlar, nafaka ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmiştir....
talebin REDDİNE, Davalı- karşı davacı kadının ev eşyasının iadesi talebi yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Davalı- karşı davacı kadının ziynet eşyasının iadesi davasının REDDİNE," karar verilmiştir....
Ziynet Alacağı Yönünden Yapılan İstinaf İncelemesinde; Somut olayda; davacı kadın tarafından, düğünde takılan ziynet eşyalarının, davacı ve ailesi tarafından iade edilmek üzere alındığı ancak iade edilmediği iddia edilmiş, davalı erkeğin ise ziynet eşyasının cins, miktar, ayar ve gramına açıkça itiraz etmediği, karşı dava dilekeçsinde, "Davacının iddia ettiğinin aksine giderken takı sandığı, takı kutuları ve eşyaları ile evden ayrılmıştır." şeklinde, ikinci cevap dilekçesinde ise; "Evi terk ettiği sırada zaten takılarını almış, geri kalan takıları da en son eşyaları almaya geldiğinde götürmüştür." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Dava kadına takılan ziynet eşyalarının varlığı dosya içerisinde mevcut bulunan CD ve dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile ispat edilmiş, tanık beyanları ile de ziynet eşyasının koca ve ailesi tarafından tarafından alındığı ve ziynet eşyasının erkeğin zilyetlik ve korumasına terk edildiği hususu ispat edilmiştir....
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın REDDİNE, yeniden SİR raporu alınmasına, davacının EPİLEPSİ hastalığı ile ilgili tetkiklerin yapılması ve hastalığının ne aşamada olduğuna dair rapor tanzim edilmesi için tam teşekküllü devlet hastanesine sevkinin sağlanmasına, davacıya ait tüm geçmişe dönük hastane kayıtları reçete, muayene gibi tüm tıbbi evrakların istenmesine, müşterek çocukların velayetinin müvekkile verilmesine, davacının velayet,maddi-manevi tazminat, nafaka,ziynet eşyasının iadesi,çeyiz ve talep etttiği tüm eşyaların iadesi, ve dava dilekçelerindeki tüm taleplerinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın KABULÜNE; tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 161/1.'inci maddesi gereğince BOŞANMALARINA, Müşterek çocuk 24/10/2016 doğumlu T.C....
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Ne var ki somut olayda; geline ve damada takılan ziynet eşyaları ayrı ayrı değerlendirilmiş ve yalnızca geline takılanlar yönünden kısmen tahsil kararı verilmiş, damada takılan altınlar yönünden talep reddedilmiştir. O halde mahkemece düğün sırasında damada takıldığı ve damatta kaldığı tespit edilen ziynet eşyaları yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki şekilde davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....