Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Ziynet alacağı toplam miktarının 9.650 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından katılma yoluyla ziynet eşyası davasının reddi yönünden; davalı erkek tarafından ise boşanma davası, kusur belirlemesi ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesine göre feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 310. maddesi uyarınca ise feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından katılma yolu ile tazminatların miktarları, tedbir nafakası, kabul edilen ziynet alacağı davası ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise her iki boşanma davası, kusur belirlemesi, fer’ileri, ziynet alacağı davasının reddedilen bölümü ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının tüm, davacı-davalı erkeğin aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı-davacı kadının karşı boşanma davasının reddine karar verildiği halde davacı-davalı erkek lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, kadının boşanma davasındaki vekalet ücreti ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı kadının mahkemece...
Yine davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı talebi kabul edilmiş, çeyiz eşyası alacağı ve davalı-karşı davacı erkeğin ziynet alacağı davası ise reddedilmiştir. Söz konusu hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafaka, tazminatlar ve ziynet alacağı yönlerinden temyiz edilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından ise temyiz edilmemiştir. Dairemiz 13.07.2018 tarih ve 2018/3675 Esas ve 2018/8696 Karar sayılı kararı ile tazminat miktarlarının çok olduğu, ziynet alacağı talebinin kısmen kabulü gerektiği, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına faiz talebi bulunmadığı halde faize hükmedilmiş olması ve vekalet ücreti yönlerinden bozulmuş, temyize konu diğer yönlere ilişkin olarak ise hüküm onanmıştır. Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz....
Dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası ve kişisel mal niteliğinde ziynet eşyası alacağı davasıdır. Yargılama sırasında davalı erkeğin vefat etmesi ve kadının boşanma davasından feragat etmesi nedeniyle boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığını, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, dahili davalılarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yargılama sırasında dinlenen tanıkların yakın akraba olması, tanıklığa engel olmadığı gibi aksine HMK 255.madde gereğince ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Bu haliyle dahili davalıların tanıkların yakın akrabalığına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Boşanma davası devam ederken davalı erkek eşin 04.05.2019 tarihinde vefatı nedeniyle evlilik birliği ölümle sona ermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma ile ziynet eşyası alacağı" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı (koca) tarafından, kadının kabul edilen boşanma davası ile kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet düzenlemesi yönünden; davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise kocanın kabul edilen boşanma davası ile kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşanma kararı verildiği halde, hükümde boşanmanın yasal dayanağı olarak, aynı kanunun 166/3. maddesinin gösterilmesi maddi hatadan kaynaklanmış olup, mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; nafakaların ve tazminatların miktarı, ziynet alacağı davasının reddi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; reddedilen kendi boşanma davası, kadının boşanma davasının kabulü ve fer'ileri, kadının ziynet alacağı davasının reddi nedeniyle hükmedilmeyen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, davalı-karşı davacı erkeğin davasının reddine, davacı-karşı davalı kadının davasının kabulüne karar verilerek tarafların boşanmalarına karar verilmişse de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı kadının, başka bir erkekle internet ortamında yazışmak suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece; "Dava ve birleşen davanın; TMK 166 madde uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat ve velayet taleplerine ilişkin olduğu görülmüştür. Dosya arasına alınan nüfus aile kayıt tablosuna göre; tarafların 24/08/2005 tarihinde evlendikleri görülmüştür. Dava yönünden yapılan yargılama ile tarafların ayrı ayrı delilleri toplanmış, nüfus kayıtları celbedilmiş, ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış ve tanıklar dinlenmiştir. Toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, genel boşanma sebebine dayalı olarak açılan dava ve birleşen dava da, boşanmaya karar verilebilmesi için evlilik birliğinin müşterek hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması ve davalının az da olsa kusurlu olması gerekir. Kusur hususunda birden fazla ayrıma gidilerek boşanma davasının açılabilmesi noktasında davalının az da olsa kusurlu olması yeterli olmaktadır....
Yargılama aşamasında dinlenen davacı tanıkları davalının davacıyı döverek evden kovduğunu, davacının ablasının evine bırakılması sırasında üzerinde her hangi bir ziynet eşyasının bulunmadığını belirttikleri gibi, boşanma davasında da davalı ve ailesinin davacıya hakaret ederek ablasının evine bıraktıkları, davacının davalı tarafından dövüldüğü kabul edilmek suretiyle tarafların boşanmasına karar verildiği, ceza davasında da davalının davacıyı dövdüklerinden bahisle davalının cezalandırılmasına karar verildiği ve anılan mahkeme kararlarının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kural olarak ziynet eşyalarının kadın üzerinde bulunduğu ve kadın tarafından götürüldüğünün kabulü gerekirse de, davalının davacıyı döverek müşterek konuttan kovduğu ceza davası ve boşanma davasında verilen kararlarla ... olup bu durumda davacıya ait ziynet eşyalarının davacı tarafından birlikte götürüldüğünün kabulüne olanak bulunmamaktadır....