"İçtihat Metni"....... ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair .........verilen 13.12.2012 gün ve 19/736 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, dava konusu taşınmazın tarafların evlilik birliği içerisinde ortak birikimleri ile edinildiğini açıklayarak, nizalı taşınmaz yönünden mal rejiminin tasfiyesini ve bu kapsamda 100.000 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacı tarafça boşanma davası kapsamında eldeki istek yönünden talepte bulunulduğunu, sonrasında istekten vazgeçildiğini açıklayarak öncelikle kesin hüküm nedeniyle, bu kabul görmediği taktirde nizalı taşınmazın edinilmesinde davacının katkısının bulunmaması sebebiyle davanın reddini istemiştir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı katılma alacağı isteğine ilişkindir. Eşler 24.07.2005 tarihinde evlenmişler, 07.06.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 28.11.2012 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 18.06.2015 tarihinde açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı Kanun'un 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. TBK'nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ve alacak ... ile ... ve dahili davalı ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi ve alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 5.Aile Mahkemesinden verilen 21.05.2008 gün ve 68/391 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ......
Görüldüğü üzere, gerek protokol içeriği gerekse hükme geçirilen mali hususlara ilişkin hüküm fıkrası ile tarafların karşılıklı anlaşmalarını bildirdikleri imzalarını taşıyan kararın verildiği duruşmadaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların karşılıklı olarak eşya ve ziynet taleplerinin bulunmadığının kabul edildiği, bunun dışındaki anlaşmanın boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir anlaşma yapılmadığı anlaşılmaktadır. TMK. 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Bu bakımdan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ........ Dayangaç ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... 4....
Ancak somut olayımızda, davacı tarafından taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi talep edilmiş ise de tarafların boşanma davası sırasında boşanmanın tüm sonuçları ve mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıkları, ayrıca ön bürodan mevcut olan evin satışında 1/2'sinin taraflara paylaşılmasını istediklerine dair dilekçelerini dosyaya sundukları, tarafların mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaşmaları, bu konuda protokol düzenlemeleri ve mahkemeden paylaşma konusunda birlikte talepte bulunmaları göz önüne alındığında artık mal rejiminin tasfiyesini talep etmelerinin mümkün olmadığı, ancak protokol hükümlerine dayalı olarak varsa haklarını ileri sürebilecekleri, zaten davalı tarafından taşınmazın satışından kalan paradan 10.000,00 TL'nin davacıya ödendiğinin bildirildiği, davacı tarafça da taşınmazın yarı yarıya paylaşılacağı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık olmadığının bildirildiği anlaşılmakla sonuç olarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medenî Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; davanın boşanma istemiyle birlikte açıldığı, mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkin olarak tefrik kararı verildiği, boşanma istemine ilişkin davada İstanbul Anadolu 10....
"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi .... ile .... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının karar verilmesine yer olmadığına dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 24.09.2013 gün ve 193/216 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile dava dilekçesi ile ileri sürdüğü bir ev ve bir dükkanın değerinin 1/2sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ev hanımı olması nedeniyle katkısının bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur ve mal rejiminin tasfiyesi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * davacı tarafından mal rejiminin tasfiyesi konusunda harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.04.2007...
Katılma alacağı isteğinde ise, edinilmiş mal her eşin mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir (TMK m. 219/1). Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait malvarlığı değerleri o eşin kişisel malıdır (TMK m. 220/2). Bu ilkeler doğrultusunda tarafların varsa kişisel mallarının katılma alacağı hesabından düşülmesi, her eşin edinilmiş mallarından bu mallara ilişkin borçların çıkarılması suretiyle artık değerin (TMK m. 231) belirlenmesi ve artık değerin yarısı üzerinde diğer eşin hak sahibi olduğu düşünülmelidir (TMK m. 236). Değer artış payı (TMK m. 227) ve katılma alacağı (TMK m. 231, 236) hesabında tasfiye tarihinin boşanma ve mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiye veya değer artış payına yönelik açılmış bulunan davanın karar tarihi olduğu gözönüne alınmalıdır....