Mahkemece, tarafların TMK'nin 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği, tarafların rızalarına dayalı olarak Yasa'nın 166/3 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesi halinde her iki tarafında boşanma ve fer'ilerinde anlaştıkları, aralarındaki ihtilafları ileride tekrar çekişme konusu yapmamak üzere nihai olarak çözdüklerinin kabul edildiği, TMK'nin 166/3 maddesine göre verilmiş bir boşanma kararından sonra davacının açmış olduğu davanın haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç isabetli değildir. Tarafların boşanma dava dosyasındaki 18.11.2014 tarihli oturumdaki beyanları ve kesinleşen boşanma ilamı incelendiğinde, anlaşma boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile eldeki dava konusu yapılan malvarlığına ilişkin bir açıklama içermemektedir....
Somut olayda; eşler, 09.11.1980 tarihinde evlenmiş, 01.10.1991 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 08.12.2004 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK.m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM.m. 170.m) rejimi geçerlidir. Tasfiyeye konu mallardan .. plakalı araç 09.04.1997, .. plakalı araç ise 06.06.1999 tarihinde, eşler arasındaki mal rejimi sona erdikten sonraki bir tarihte satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Bu durumda, evlilik birliği içinde edinilmediği ve mal rejimi sona erdiği sırada henüz davalının malvarlığında mevcut olmadığı anlaşılan dava konusu araçların, mal rejiminden kaynaklanan alacağa, diğer deyişle tasfiyeye konu edilmeleri mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı Uyuşmazlık, Boşanma davasından ayrı açılan mal rejiminin tasfiyesi istemidir. Davacı evlillik sırasında alınan bir takım mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiye edilerek dilekçesinde belirtilen ve evlilikten sonra alınan malların değerinin ½ sinin tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlığın bu niteliği gereği inceleme göre Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince uyuşmazlığın “boşanma davasından sonra karı koca arasında eşya davası sonucunda verilen karara ilişkin” olduğu kabul edilerek Dairemizin görevli olduğuna karar verilmiş olduğundan, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 04.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Eşler, 14.08.2006 tarihinde evlenmiş, 07.05.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Asliye Hukuk Mahkemesi'ne görevsizlikle gönderilen 2012/1021 esas-2014/1226 karar sayılı dosyadaki davanın, ... plakalı aracın muvazaa nedeniyle satışının iptali isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Temyize konu eldeki dava ise, tarafların evlilik birliği içinde edinildiği ve daha sonra satıldığı iddia edilen aynı araca ilişkin mal rejiminin tasfiyesi kapsamında katılma alacağı isteğine ilişkindir....
Aile Mahkemesi'nde devam eden boşanma davasının feragat nedeniyle reddine karar verilip, karar da kesinleşmiş olduğundan, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir....
Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun m. 30) bekletici mesele yapılmalıdır. .//.....
Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 214 üncü maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından, tamamı yönünden; davacı tarafından ise mal rejiminin tasfiyesi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 13.11.2012 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. Yusuf Mansur ile karşı taraf temyiz eden davacı ... Akyıldız vekili Av. Songül Ocak Başer geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Bu bakımdan boşanma dava dosyasındaki tarafların karşılıklı olarak eşya, tazminat ve nafaka ile ilgili beyanları ve anlaşmalarının boşanmanın feri (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, ayrıca eldeki davada yargılama sırasında kadının karşı tarafla ev alınması konusunda anlaştıklarına ilişkin beyanının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak taleplerinden vazgeçtiği anlamına gelemeyeceği,mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı, davacının boşanma dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı olmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine yönelik, hükme esas alınan bir protokol (anlaşma belgesi) de bulunmadığına göre, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum yoktur....
Hukuk Dairesinin görev yönündeki bozma kararı usul ve yasaya aykıdır. Keza mal rejiminin tasfiyesi kapsamındaki davalara Aile mahkemesinde bakılarak sonuçlandırılması gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi kapsamındaki kişisel mal üzerindeki hak iddiası TMK'nın 2. kitabının ikinci kısmındaki Aile hukuku alanında düzenlenmiş olup 4787 sayılı Aile mahkemesinin kuruluşu hakkındaki kanunun 4. maddesine göre bu davalara Aile Mahkemelerinin bakılması zorunludur. Zira bir malın edinilmiş mal olup olmadığına ancak Aile mahkemesi karar verebilir. Somut olayda görevsizlik kararı verilmesi gerektiği Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bozma kararına dayandığından artık bağlayıcıdır. Görev hususu Yargıtaydan geçerek kesinleşmiş olduğundan artık bu davaya Asliye Hukuk mahkemesinden bakılması zorunludur....